chae kafasına büyük gelen, rüzgarın hafif hafif esmesiyle kafasında hareket eden hasır şapkası ve şehirde bulduğu rastgele bir marketten aldığı ucuz parmak arası terlikleriyle yeni hayatına adapte olmanın ilk adımlarını atıyordu, her ne kadar buraya ait olmadığı baştan tırnağa belli olsa da (ki bunu kendisi de biliyordu) denemekten başka ne şansı vardı ki?
havası, insanları, şehrin düzeni, her şey alıştığının dışındaydı. böyle olması chaeyoung için güzeldi çünkü temelinde "değişiklik" için gelmemiş miydi zaten buraya?
california; sıcak, nemli, denizin ayaklarının altına serildiği, ılık rüzgarın, sıcak kumların, ev yapımı şarap ve biraların bulunduğu, her köşe başında boz ayı simgesi, ağızlarında sönmek üzere olan sigaraları, yanık tenleri ve alınlarındaki damla damla terler ile latin amerikalı insanların görüldüğü güzel ve oldukça kalabalık bir yerdi.
chae'nin ilk izlenimleri bu yöndeydi. her ne kadar bazı insanlar onu çekik gözlerinden, beyaz teninden dolayı çatık kaşlarla süzse de genele vurulduğunda tatlı insanları vardı.
oturduğu kafede yol yorgunluğunu atmak istercesine limonatasını yudumlarken garsonlardan birine yakınlarda konaklayabileceği bir otel olup olmadığını sordu. bulunduğu yerin hemen iki sokak gerisinde hotel california adında bir yer olduğundan bahsetmişti güzel kadın. zaten chae konaklayacağı yeri pek de umursamıyordu açıkçası, o yüzden en yakın yere bir an önce yerleşmek onun için en iyisi olacaktı.
limonatasını içtikten sonra etrafa göz gezdire gezdire otele gitmek üzere yola çıktı yeniden. "sonunda hiçbir ızdırap dolu anımın bulunmadığı bir yerdeyim." diye geçirdi içinden. kendini mutlu mu hissediyordu orası şüpheli ama en azından rahatlamış hissettiği kesindi. içine bir karartı düşmüyor, kafasını bir şeyler kurcalamıyordu.
kaybolduğunu düşündüğü noktada insanlara sorarak otelin yerini en nihayet bulabilmişti genç kadın.
valizini sürükleyerek resepsiyona doğru ilerlerken hiçbir şeyin farkında değildi ancak resepsiyonist arkasını dönüp onu sevecen bir şekilde karşıladığında o an farkına varmıştı iç dünyasının.
çok, çok uzun bir süreden sonra karşısındaki kişiden ötürü heyecanlanmıştı chaeyoung. en son ilişkisi 4 yıl önce olmuş o da chae'nin ilgisizliği ve sevgisizliği yüzünden bitmişti. şimdi ise uzun bir süreci geride bırakmış, kalbi gümbür gümbür atıyordu. yüzündeki salak gülümsemeyi saklamak için uğraşırken ise yüzü daha da komik bir hal alıyordu.
"merhaba, hotel california'ya hoşgeldiniz."
