1.3

2.9K 106 67
                                    

Herkese merhabaaaa. Yeniden ben...

Bu bölüm düz yazı şeklinde ilerleyecek. Playbackten önce Adar'ın kapıyı çaldığı yerden devam edeceğiz

Bu bölüm oy sınırı 15 oldu.

Neyse fazla uzatmadan keyifli okumalarr <8

...

Herkesi beklerdim fakat yüzü gözü kanlar içinde kapının önünde bekleyen Adar'ı asla.

Yüzündeki kanlar kurumuştu. Bir eli kapıya yaslı duruyordu. Ben kapıyı açınca içeriye doğru sendeledi. Ve yere düştü. Elinde bir eczane poşeti vardı.

Ağzımdan küçük bir çığlık çıktı. Eylül "Kim geldi Nigar? Hadi gelsene çabuk." dedi. "Kimse gelmemiş Eylül başlat sen filmi geliyorum ben."dedim. Çünkü Eylül'ü kan tutuyordu görür görmez bayılıverirdi hele birde konu abisi olunca...

Eylül şüphelenmiş olmalı ki salona doğru adımlamaya başladı. Daha ben konuşmaya başlamadan salona girdi ve "Abi!" diye çığlık attı. Ardından pat diye bayıldı.

Şimdi bu ikisiyle n'apacaktım gerçekten bilmiyordum.

Önce Eylül'ü kollarından kaldırarak sürükleye sürükleye koltuğa götürmeye başladım. Eylül'ü koltuğa zorbela uzandırdım.

Ardından salona gittim. Adar'ı kaldıramayacaktım. Çünkü bu halimle Eylül'ü bile sürüklemem çok zor olmuştu. Hele bu kas kütlesini sürüklemeyi anca rüyamda falan görmeliydim.

Nasıl uyandıracağımı düşünmeye başladım. Yüzüne su dökemezdim çünkü yüzü yara bere içindeydi ve ben su dökersem canı acıyıp üstüme atlar beni kocaman elleriyle yaklaşık 20 saniyede cansız bir hâle sokabilirdi.

Daldığım saçma düşüncelerden çıktım ve burnuna gelen kokuyla yüzümü buruşturdum. Burnuma kanlı tütün kolonyası kokusu geliyordu. Cidden kusacaktım midem bulanıyordu.

Yerde yatan Adar'a yaklaştım ve onu koklamaya başladım.

Aynı bilinmeyene yaptığım gibi. Bilinmeyen aklıma gelince sırıtmaya başladım. Onu en son engellemiştim fakat kendisinin bunu fazlasıyla hak ettiğini düşünüyordum.

Burnuma tekrardan gelen keskin kötü kokuyla kendime geldim ve ona kolonya koklatmak aklıma geldi. Belki o zaman ayılırdı. Ama elimi kolonyaya vurursam aklıma hep bu koku gelecekti.

Adar beni çok yormamak istemişti ki yavaş yavaş gözlerini açmaya başladı. Tam dibinde onu izleyen beni görünce gözleri irileşti. "Ben seni uyandırmak için şey yapmıştım."dedim.

Kafasını salladı, yavaş yavaş ayağa kalkmaya başladı. Boğazı kurumuş olmalı ki öksürdü "İçerisi müsaitse girebilir miyim?" diye sordu usulca.

Sanki o iri bedenin içinde küçük bir bebek yatıyordu. Bu hali bana tatlı geldi ve "Tabii girebilirsin. Şimdiden söyleyeyim Eylül bu halini görünce bayıldı ve koltukta uyuyor. Sen de onu görünce bayılma da seni de taşımak zorunda kalmayayım." dedim tek nefeste.

Nigar | (+18) texting Where stories live. Discover now