0.5

4.3K 106 71
                                    

Selamm. Hepinize merhaba.

Bu bölüm ilk defa düz yazı yazacağım. Eminim ki ilk kez yazdığımı hissettireceğim. Neyse yazdıkça düzelir bu durum diye umuyorum.

Neyse fazla uzatmadan keyifli okumalarr <3

...


Dün bilinmeyene yazdığım şeylerden sonra az biraz pişman olmuştum. Sanırım biraz fazla abartmış ve çıkışmıştım. Fakat sürekli beni sevdiğini dile getirmesi ve beni sorgulaması beni sıkmıştı.

Hesap vermeyi sevmezdim. Ya da sıkıntıya gelmeyi.

Üzerimdeki elbiseyi aynadan süzerken kendime baktım.

Aynada kendime bakarken zihnimin içinde kayboldum. Daha sonra zihnimin içinden çıkmamı sağlayan şey ev arkadaşımın bana seslenmesiydi.

Evet, ev arkadaşım. Buraya ilk geldiğim yıl kira parasını paylaşabileceğim birini arıyordum. Aileme fazla yük olmamak için.

O sırada Eylül ile tanışmıştım bir ara size nasıl tanıştığımızı anlatırım. Kendisine kısa bi sürede alıştım ve konuşurken bir ev arkadaşı aradığımı söyledim.

Kendisi bunu duyar duymaz çok sevindi ve bana ev arkadaşı olabileceğini söyledi. Sonuç olarak üç senedir birlikte yaşıyoruz. Kendisinin neden benimle yaşamak istediğini bilmiyordum çünkü tabiri caizse bok gibi parası vardı. Kendisi abisiyle yaşayabilir ya da kendine bir ev alabilirdi. Buna ailesinin gücü yetiyordu.

"Kızım hadisene! Ben hazırım, sen de hazırsan çıkalım." dedi. Duraksadım ve onu süzdüm. Eylül çok güzel bir kadındı gerçekten.

"Süzmen bittiyse kıçımızı kaldırıp gidelim ha, ne dersin?" cümlesiyle kıkırdamaya başladım. "N'apayım kızım, güzele bakmak sevaptır işte. Sanki hoşuna gitmiyor seni süzmem, seni gidi zilli" dedim. Eylül kıkırdadı ve çok geçmeden koluma girdi. Arabasıyla her zaman takıldığımız cafeye doğru yol aldık.

Cafeye vardığımızda Necmi ağabey bizi karşıladı. Tatlı tontiş bi amcaydı. Kendisini seviyordum. "Eylül kızım arayınca her zamanki masanızı ayırdım size, hoşgeldiniz." dedi. Eylül ile içeriye geçerken "Hoşbulduk Necmi ağabey sağolasın." dedik ve bize ayrılan masaya geçtik.

Birlikte sohbet ederken zamanın nasıl geçtiğini fark etmedim. Konuşan Eylül'ü dinlerken, kapıdan içeriye gelenlerle duraksadım. Eylüle kafamla kapıyı işaret ettim. Gelenleri görebilmesi adına.

Eylül işaretimle hemen kapıya döndü ve 'abi' diye çığırdı. Müşterilerden birkaç tanesinin gözü Eylül'e takıldı. Sandalyesinden kalktı ve koşarak abisine sarıldı. Onları dudağımın kenarından kalan minik bir tebessümle izliyordum.

İçeriye -Eylül'ün abisi- Adar, -Adar'ın yakın arkadaşı- Batu ve sık sık görüştüğümüz için bizim de arkadaşımız olan -Batu'nun sevgilisi- Ceylin girdi.

Eylül "Ne işiniz var burada abi?" diye sordu. Bunun üzerine Batu "Ne bilelim bıcırık, abin işte bilmez misin? Tuttu elimizden 'kafeye gideceğiz' dedi, bindirdi arabaya zorla geldik işte. Bana kalmış olsaydı ben, haftasonumu yavru Ceylanıma değişik fanteziler uygulayarak geçirecektim." demesinin üzerine Ceylin kızararak elini Batu'nun karnına geçirdi. İmayı hemen anlayan Eylül kusuyormuş gibi sesler çıkardı. Adar bi anda Batu'nun ensesine şaplak attı.

Nigar | (+18) texting Where stories live. Discover now