Başımı sabit tutarken gözüm yine Jungkook'a takıldı. Kurabiyeler çok güzel duruyordu,fakat Jungkook asla bana bakmıyordu. Yanımda ki insanlar yüzünden ondan da isteyemiyordum. Tüm cesaretimi toplayıp iki elimi de karnımda birleştirdim. Benimle ilgilenmemenin hesabını eve gidince soracaktım ona.

"Jungkook."

Bakışlarını telefonundan kaldırdığında gözlerimi kırptım anlamasını umarak. "Gel" demekten başka şey de olamazdı zaten. Telefonunu kapatıp yanıma geldiğinde yanımda ki kızdan çekinip kulağına söyledim istediğimi.

"Ben de kurabiye istiyorum. Bana neden vermediler ki?"

"Söylesen verirlerdi."

Aniden arkasını dönüp az önce kendi atıştırdığı tabağı önüme koyup kısa süreli karnımı sıktı. Gülümseyip ağzımın içinden teşekkür mırıldandım. Jungkook yerine otururken gözüme en güzel gelen kurabiyeyi alıp tek lokmada ağzıma attım. Saçımı yapan kıza kaba görünmek umurumda falan da değildi. Hamileydim sonuçta.

"Portakal suyu da ister misiniz?"

Beklemediğim soru karşısında aynadan kıza baktığımda bana gülümsediğini gördüm. Ağzım dolu olduğunda başımı salladım utançla. Bizi dinlediğini,duyduğunu düşünememiştim.

.....

Jungkook

"Boya tutana kadar bekleyin lütfen, isterseniz şimdilik kalkabilirsiniz."

Taehyung saçını sarmayı bitiren kızın konuşmasını beklemeden yerinden kalkıp lavaboların olduğu bölüme koşarken arkasından gülüp şaşkınlıkla bakan kıza teşekkür ettim. Tuvalete gitmeden bu kadar uzun süre beklemesi bile mucizeydi.

Lavaboya girip içeride kimsenin olmamasına sevinerek koltuğa kuruldum. Lavaboya koltuk koymak kimin fikriyse saçma,ama bir o kadar da zekice fikirdi. Özellikle Taehyung gibi sürekli sancılanan biriyle evli,ya da evlenmek üzereyseniz.

"Taehyung,sorun yok değil mi?"

Bir süre sesi çıkmayınca kapısı kapalı olan tek kapıyı tıklayıp cevap bekledim. Hamileliği ilerledikçe sancıları artıyordu. Ayakta biraz fazla durduğunda,hiç hareket etmeden uzun süre kaldığında,ya da tuvalete gitmediğinde. Hamileliği gerçekten zor geçiyordu.

"Jungkook... Kasıklarım ağrıyor yine."

"İlaçlarını içmedin mi?"

"Uykumu getiriyor diye içmemiştim bugün."

Sıkıntıyla oflarken açması için kapıyı tıklattım yine. Uykusu gelirse uyurdu,niye acı çekeceğini bile bile içmiyordu ilaçlarını?

Kapı kilidi açılınca yüzünde gezdirdim gözlerimi. Muhtemelen benden azar yememek için acısını gizlemeye çalışarak gülümsüyordu. Ellerini yıkayıp,sarılı saçlarına dikkat ederek göğsüme gömüldü. Sinirlerim gevşerken gülümseyerek belinde bağladım ellerimi.

Birlikte yaşamaya başladığımız 1 ayda çok şey değişmişti. Özellikle de Taehyung'a olan duygularım. Eskiden sadece çocuğumu taşıyan biriyken şimdi çok daha fazlasıydı. Ona belli edemesem de her hali hoşuma gidiyordu.
Acıktığında masumca bana sokulması,sancılandığında kucağıma oturup masaj yapmamı beklemesi,geceleri korktuğunda kucağında yastığıyla odama gelmesi... Ve daha fazlası. En önemlisi de... Güzelliğiydi.

Kafamın içinde her düşündüğümde hep aynı cevabı buluyordum. Ben Taehyung'u seviyordum. Hoşlantı değildi,ben tek gecelik ilişkide hamile bıraktığım çocuğa aşık olmuştum.

My fault | TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin