bolum 11

22 1 2
                                    

Hepimiz donakalmışken İsak'ın gözünden çoktan yaşlar süzülmüştü bile...

Herkesin suskunlukla durduğu ortamda İsak'ın hıçkırıkları yankılanıyordu. Hepimiz ne yapacağımızı bilmez bir halde birbirimize bakarken Gülbahar İsak'ın yanı başına oturdu. Teselli etmeye çalıştı, ancak bunun bir işe yaramadığını hepimiz biliyorduk...

Birkaç dakika sonra İsak bir anda avuçlarıyla kapadığı kafasını kaldırdı ve kızaran gözlerle bayık bir bakış attı. "Harekete geçmeliyiz!" dedi. Hepimiz onun komutunu beklermişcesine ayaklandı, "Bu zamana kadar bize sahip çıktın şimdi biz de elimizden gelenin en iyisini yapacağız" diyerek moral verdi Freya, biz de onu onaylayarak planı hazırlamaya başladık...

Flashback end...

Elimizde Swag ve Lili'den kurtardığımız kasayla İsak'ın karşısındaydık. Bize sevinçli gözlerle bakıyordu. "Size bir teşekkür borçlutum çocuklar" dedi bize gülümseyerek, biz de gülümsemesine karşılık verdik. "Bir an önce açmamız lazım, kaybedecek vakit yok." dedi elimizdeki kasayı kucağına alıp koltuğa oturarak. Koltuk üç kişilik olduğu için İsak'ın yanında ben ve Wesker vardı. Diğer koltukta ise Gülbahar ve Freya aralarına Maven'ı alıp oturmuşlardı.

15 dakikadır kilidi açmaya çalışıyordu İsak. Biz de sıkılmış bir halde onu izliyorduk. Wesker sessizliği bozarak konuştu. "Aranızda özel bi tarih var mıydı? Belki odur şifre." İsak Wesker'ın konuşmasıyla düşüncelere dalmış, ve önemli tarihleri hatırlamaya çalışmıştı. Biraz düşündükten sonra aklına gelen şeyle gözleri parlamış, heyecanla kilide yönelmişti. Kilitten gelen ses hepimizi heyecanlandırmıştı.

"BULDUM! ŞİFRE TANIŞMA TARİHİMİZMİŞ!" İsak sevinçle konuştuktan sonra hemen kasanın kapağını açmış, içindeki eskimiş kağıdı çıkarmıştı. Hepimiz merakla masanın üstünde duran haritaya bakmaya başlamıştık. Ancak sadece bakıyorduk. Haritada hiçbir şey anlaşılmıyor, sanki filmlerdeki hazine haritası gibi duruyordu. "Bu ne biçim harita ya kroki falan çizseymiş bari" Maven'ın konuşmasıyla hepimiz ona katılan şeyler söylemiştik.

"Anlaşılan bu bizim çözebileceğimiz türden bir harita değil, yardım edecek birini bulmalıyız. Tanıdığınız biri var mı bu konulardan anlayan?" İsak'ın sorusuyla kimseden cevap gelmemişti. Kısa bir süre sonra Gülbahar oturduğu yerde hareketlenmiş, ve bir şeyler mırıldanmıştı.

"Ben kimin yapacağını biliyorum..." Hepimiz meraklı bir halde Gülbahar'ın bahsettiği kişinin kim olduğunu söylemesini bekliyorduk. "Rus Ajanı..."
"Rus Ajanı kim?" Sorum üzerine Gülbahar yüzünü asarak konuştu. "Eski bir dost. Pek iyi ayrıldığımız söylenemez ama belki bu konuda bize yardımcı olur." Gülbahar dost dese de hepimiz dosttan fazlası olduğunu anlamıştık. Gülbahar'ın yaptığı araştırmalar sonrasında Rus Ajanı'nın evini bulup İsak'ın mekanından ayrılıp yola koyulduk.

Konumun bizi getirdiği yer 3 katlı görkemli bir villaydı. Hepimiz eve şaşkınlıkla bakarken Gülbahar'ın yüzünde sadece hüzün vardı."Bu bize yardım etmez çalışanı yapar lan, Hiç bulaşmasak mı acaba?" dedi Maven "Saçmalama istersen" diye tersledi Gülbahar. Önde Gülbahar olmak üzere hepimiz arka arlaya sıralanmış bir şekilde kapıya yürüdük. Gülbahar tedirgince kapının zilini çaldı ve hepimiz kapının arkasından kimin çıkacağını merak ediyorduk. 2 dakikalık bekleyişten sonra kapının açılmayacağını anlayıp geriye dopru dönerken kapının açılma sesiyle bir anda durduk. Herkes filmdeymiş gibi ağır çekimde arkamızı dönmüştük. Gülbahar ve Rus Ajanı göz göze geldiğinde Rus Ajanı'nın gözlerinde sorgular bir bakış hakimdi.

"Gülbahar? Burada ne işin var?" Gülbahar, Rus Ajanı'nın sorusuna karşılık kaskatı kesildi. Gülbahar'ın cevap vermeyeceğini anlayan Wesker öne atıldı "Yardımına ihtiyacımız var."

...

Wesker'ın Rus Ajanı'na yönelttiği soruyla kendimizi Rus Ajanı'nın terasında bulduk.
Herkes büyük yemek masasının etrafına dizilmiş, birinin cümleyi başlatmasını bekliyordu. Rus Ajanı bu görevi üstlenerek sessizliği bozdu. "Siz kimsiniz ve ne için buradasınız?" Rus Ajanı Gülbahar'dan cevap beklercesine ona bakıyordu. Gülbahar'ın cevap vermeyeceğini anlayan Maven Gülbahar'ı ayağıyla dürttü ve eğilerek fısıldadı "Konuşsana! Cevap bekliyor adam." Gülbahar dürtülmeyle irkildi ve konuşmaya başladı "Kısa keseceğim, yıllar sonra beni karşında görmekten hoşlanmıyorsun. Ancak gerçekten ihtiyacımız olmasa emin ol iletişime geçmezdim..." Gülbaharın aceleyle ve sinirle konuşmasıyla Rus Ajanı kafasını salladı ve dinlemeye devam etti.

"Harita işlerinden anladığını biliyorum, sana bir harita versem bunu çözebilir misin?" Rus Ajanı ne kadar anlatılanlara anlam veremese de harita işlerinden gerçekten anlıyordu. Doğrulup iç çekti ve Gülbahar'a doğru konuştu "Tamam, ver bir bakayım. Gerçi bu işlerle ilgilenmeyeli uzun zaman oldu ama anladığım şeyler de var tabii." Gülbahar Rus Ajanı'nın dediklerinden sonra Çantasından haritayı çıkartıp Rus Ajan'ının önüne koydu. Ve Rus Ajanı incelemeye başladı.

Hepimiz Rus Ajanı'nın bir şey demesini bekliyorduk. Rus Ajanı kafasını haritadan kaldırıp konuştu "Bu eski bir haritaya benziyor. Nasıl elinize geçti?" Bu soru karşısında tedirgin olup birbirimize 'ne diyeceğiz?' bakışı atmıştık. " Çok önemli değil ya ahahah" Maven ortamı yumuşatmak adına söylediği şey ortamı daha da germişti. Rus Ajanı buna çok fazla takılmayıp haritayı incelemeye devam etti.

30 dakika sonra...

Rus Ajanı yarım saatlik bir araştırma sonucunda sessizliği bozarak konuştu. "Burada kırmızı ile işaretlenmiş bir yer var. Büyük ihtimalle burası Azerbaycan'ın Bakü şehrini gösteriyor" Milena Bakü'yğ duyar duymaz ayaklanmış "Bakü mü? Mənim ölkəm oradı!" Hepimiz Milena'nın çıkışına karşılık garipseyerek bakmıştık ve ortamda bir sessizlik olmuştu. Milena sessizliğin farkına varıp utançla yavaşça yerine oturdu. "Ben oraları adım gibi biliyorum. Benim hayatım orada geçti!" dediğinde hepimiz bugüne kadar Azerbaycan konusunun şaka olduğunu sanıyorduk. Ama şu an ciddi olduğunu ve gerçekten oralı olduğunu anlayıp şaşkınca bakmıştık.

Rus Ajanı da attığı anlamsız bakışların ardından "Aradığınız veya ulaşmaya çalıştığınız şey ne bilmiyorum ama Azərbaycan'ı gösteriyor. Özel bir dille yazılmış bu yüzden çözmem biraz vakit aldı." Hepimiz teşekkür ederek kapıya doğru ilerlemiştik. Biz arabaya doğru ilerlerken arkamızda Gülbahar'ın olmadığını farkedip diğerlerine de söyledim. Gülbahar Rus Ajanı'na təşəkkür ediyordu, Gülbahar tam gidecekken Rus Ajanı Gülbahar'ın kolunu tutmuştu. Tam o anda "Noluyo lan" diyerek konuştu Freya. Bilmiyoruz anlamında kafamızı sallayarak gizlice dinlemeye başladık.

Gülbahar Rus Ajanı'nın tuttuğu koluna baktı ardından bakışlarını Rus Ajanı'na çevirdi. Birkaç saniye bakıştılar ve Rus Ajanı Gülbahar'ı kendine çekti ve sarıldı. Gülbahar bu hareket karşısında şaşkınlıktan kaskatı kesildi ve karşılık vermedi. Rus Ajanı bu yaptığının yanlış bir hareket olduğunu anlayıp geri çekildi "Biliyorum bir anda sarılmam yanlış oldu, seni rahatsız ettiysem özür dilerim." Gülbahar hiçbir şey demeyip sırıtarak yanımıza geldi ve hiçbir şey demeden arabaya bindi.

"Az önce ne yaşandı anlatacak mısın yoksa susacak mısın?" Maven'ın sorusu karşısında Gülbahar 10 dakikadır sırıtarak baktığı camdan kafasını çevirip bize döndü ve "Sonra anlatırım şimdi yapmamız gereken bir yolculuk var" dedi ve tekrar cama bakıp sırıtmaya başladı. "Şimdi Azerbaycan'a mı gideceğiz?" Wesker'ın sorusuna cevap veren Freya oldu. "Önce İsak'a haber vermeliyiz" dedi ve Milena bu cevabın ardından İsak'ın evine doğru sürmeye başladı.

İsak'ın kapısına vardığımızda Milena heyecanla kapıyı çaldı. Kapı çok vakit geçmefen açıldığında Milena, İsak'ı görmesiyle konuştu "Bakü'yə gedirik!"

UZUN ZAMAN OLDU BU KALP HASRET KALDI
merabalar arkadaslar.
KONUK OYUNCU ALDIK AGAAA rus ajanı. herkesın aşkını katıcaz lan kıtaba herkes ask acıdını cekıcek bu kitaptan
NEYDE BAY BAY BOL YORUM BOL OY!

isak1am🤑

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: Jan 23 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

İsak1am GörevWhere stories live. Discover now