Sabahtan beri bir çok kez aramıştı ama açmaya fırsatım olmamıştı. Hoş açmakta istememiştim zaten.

"Efendim?" Diyerek açtım telefonu.

"Ahsen şu telefonu niye açmıyorsun abiciğim?" Diye sordu hemen. Sesi oldukça telaşlı geliyordu. Sanırım bu sefer gerçekten endişelenmişti.

"İşim vardı." Dedim sakince.

"İşim vardı, işim vardı! Ahsen orada ne işin olabilir Allah aşkına?"

"Çalışıyorum abi!" Dedim. "Bir esnaf lokantasında garsonluk yapıyorum. Sen eğer diğer kardeşinin başarılarını anlatmak yerine beni birazcık dinleseydin ben sana anlatacaktım. Ev tuttum burada. Hoş iddiada ki gibi değil. Ama sen o gece dinleseydin ben senden gerçekten yardım isteyecektim, evi tutmak için. Anlatacaktım yani sana. Eğer dinleseydin."

Sesli bir şekilde nefesini bıraktığını duydum.

"Ahsen, özür dilerim."

"Dileme abi."

"Lütfen yapma böyle. Haklısın. Ne desen haklısın tamam. Ama yapma böyle."

"Abi ben bir şey yapmıyorum. Senin dediğin gibi kendime hayat kuruyorum işte! Tek başıma, kendi ayaklarımın üstünde durarak."

"Bahsettiğim şey bu değildi." Deyince sinirle dişlerimi sıktım.

Bahsettiği şey tam olarak buydu. Ama o şimdi işine gelmediği için bunu kabul etmiyordu.

"Tam olarak bahsettiğin şey buydu."

"Tamam buydu. Buydu ama-"

"Ama falan deyip durma bana." Dedim en sonunda sinirle. "Her seferinde aynı şeyi yapıyorsun abi. İşine nasıl gelirse öyle davranıyorsun. Ve her seferinde bahanen aynı. Benim iyiliğim için! Madem benim iyiliğim için, bir şey söylemeyeceksin bana. Karışmayacaksın."

"Ahsen tamam, karışmayacağım. Ne desende haklısın tamam ben hatamı kabul ediyorum. Ama buraya gel, bak burada bir işe gir, burada ev tut."

"İstemiyorum." Dedim hızla.

"Neden?"

Bu sorunun cevabı bende de yoktu. Neden bilmiyorum ama burada kalmak istiyorum. Ben böyleydim.
Bir nedene, bir sebebe ihtiyacım yoktu. Burada kalmak istiyordum ve burada kalacaktım!

"Arkadaşın, tanıdığın mı var orada Ahsen? Bir başına ne yapacaksın?"

"Artık var." Dedim.

Hem de bu süreçte abimden daha çok yanımda olan, bana abimden daha çok yardımı dokunan tanıdıklarım vardı.

Karşı komşum, aynı zamanda ev sahibim olan diktatör yüzbaşının bile abimden daha çok yardımı dokunmuştu bana.

Abim şimdi tek başına orada ne yapacaksın diyordu. Ama bunu en başta söylemesi gerekiyordu. Beş parasız sokakta kaldığım gece söylemesi gerekiyordu.

Ama söylememişti.
O gece telefonu yüzüme kapatmıştı. Tekrar aramamıştı. Ne olduğunu sormamıştı. Başına bir şey mi geldi dememişti.

Belki de o gece benim başıma çok kötü bir şey gelecekti. O tanımadığım adam bana yardım etmese belki şuan çok daha kötü, çok daha farklı bir halde olacaktım.

Ben abimin o söylediklerini unuturdum. Beni diğer kardeşi ile kıyaslamasını unuturdum. Daha önce de yapılmıştı bu. Daha önce de unutmuştum. 

Ben abime beni merak etmediği için kızgındım, kırgındım. 

O söylediklerinin siniri, öfkesi o gün evde içimi dökünce geçmişti. Benim için hep böyleydi. Kızardım, öfkelenirdim sonra bir kere patlar her şeyi unuturdum. Bunlar daha önce de yaşanan şeylerdi. Ama abim daha önce bana hiç bu kadar değersiz hissettirmemişti. 

Zemheri | TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin