|15| Bol Özlemli Günlerin Kırıntıları

2.1K 230 198
                                    


Merhaba.

Dün gece sabah altıya kadar uyumadım ve 19. Bölümün taslağını bitirdim😔 şimdi uyumaya gideceğim, umuyoruz ki bu gece de 20. Bölümü yazabilirim.

Revolution beni hem yoruyor hem de çok mutlu ediyor çünkü Revolution Taekook💛💞❤️💗💚💞🧡❤️💖💔💞❤️💝

Imm bir de bundan sonra bölüm girişlerinde yazmaya başladığım yeni kurgulardan bahsetmemeye karar verdim. Çünkü ne zaman yeni bir kurgu planından bahsetsem o kurgu hep yarım kalıyor ):

Sadece yeni bir kurgunun yazımına başladığımı bilin. Mümkün olursa Revolution bittiğinde yayınlayacağım.

Eveet, iyi okumalar <3

•••

Büyük ihtimalle beni hep şüpheye düşüren o sarışın kızla birliktesin

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Büyük ihtimalle beni hep şüpheye düşüren o sarışın kızla birliktesin.
Benden yaşça daha büyük, özgüvensizlik yaşadığım her şey var onda.
Olivia Rodrigo-Drivers License

•••

Yatağında uzanmış, yorganı kafasına kadar çekmiş olan Jungkook yorganın altında laptopundan dizi izliyordu. İki haftadır tek yaptığı şey sabahları spor yapmak dışında uyuyana kadar dizi izlemekti. Onu her gün arayan sevgilisi V, Jungkook'un dizileri nasıl bu kadar çok sevdiğini sorguluyordu her gün. Sevgilisini her aradığında Jungkook kucağındaki bilgisayarıyla yanıtlıyordu onu. Arkadan dizi sesleri gelirken gününün nasıl geçtiğini konuşuyorlar, Jungkook'un mızmızlanmalarıyla aramayı yarım saatin sonunda sonlandırıyorlardı.

İki haftadır durum böyleydi. Jungkook hiç beklenmedik şekilde oldukça sakindi ve Taehyung beklendiğinden daha sinirliydi etrafına karşı. Jungkook spor yaparak ve dizi izleyerek aklını dağıtıyordu fakat Taehyung'un aklına dağıtabileceği hiçbir uğraşı yoktu. Yanında Kwang varken, neredeyse her gününü yeraltında birkaç işle uğraşarak geçiriyorken Jungkook'u aklından çıkarabildiği tek bir an bile olmuyordu. Bu yüzden bu bir ay sandığından daha yavaş ve katlanılamaz geçiyordu.

Jungkook'a ne ara bu kadar bağlandığının farkında değildi. Onu yanına alalı daha toplasa toplasa üç-dört ay bile olmamıştı ve o, kendini hemen kaptırmıştı Jungkook'a. Bütün hayatını Jungkook'un etrafında oynatır hale gelmişti. Kendisinin ne ara, disiplinli ve planlı kendisinin ne ara böylesine dikkatsiz, sırf sevdiği kişi yüzünden bir anda kararlar verip bütün planları elinin tersiyle itecek birisi haline dönüştüğünü anlamıyordu. Bundan yakınmıyordu, Jungkook'u yanına aldığı için pişman değildi veya Jungkook'u bu derece sevdiği için kötü de hissetmiyordu. Aksine, Jungkook'un durumundan haberi olsaydı onu daha erken yanına davet edeceğini düşünüyordu. Jungkook'un o adam tarafından iğrenç şeylere maruz kaldığını düşündükçe kendisi de dahil çevresindeki her insanı öldüresi geliyordu.

Revolution Where stories live. Discover now