Maviş

298 10 12
                                    

Multimedya : Nil

Tenefüs zili çaldığında masanın üstündeki kitaplarımı toplamaya başladım. Sıkıcı bir Matematik dersinin ardından hala sağ kalabilmiştim. Sınıftakilerin yarısı dersi dinlerken diğer bir yarısı da dinlemiyordu. Tabi kolejde okuyorlardı. Burası bir devlet okulu olsaydı eminim daha farklı olabilirdi.

Oturduğum sırada bir ağırlık hissedince yanıma döndüm. Yanıma bir çocuk oturmuştu. Sarı saçlı, bal rengi gözleri vardı. Aslında gözleri elaya da benziyordu. Şuan benim yanıma oturmuş, bana doğru dönmüş ve sırıtıyordu. Gamzeleri vardı ve bu onda çok iyi duruyordu. Kızlar az peşinden koşmuyordur yani. " Yeni naber? " dedi sırıtmasını bozmayarak. Yeni ne yahu? " Yeni demessen sevinirim. " dedim sakinlikle hafif tebessüm ederek. O ise kafasını onaylar bir şekilde sallayıp " Nasıl istersen maviş. " dedi gamzelerini büyütecek kadar sırıtırken. Maviş mi? Ay ne güzel ya. Şimdide maviş oldum işe bak. " Gamzelerinin çukuruna tır bile sığabilecek olan çocuk ne dedi? " dedim kaşlarımı yukarı kaldırarak. O ise bir neşeli bir kahkaha fırlattı. " Beraber iyi anlaşıcağız sanırım. " dedi gülümsemesini bozmayarak. Beraber derken ne demek istemişti şimdi? Kaç kişiyi kastetmişti ki? Tam bunu soracakken ön sıraya bir kız zıplayarak oturdu. Ben ani oturuştan dolayı birden sıçramıştım ve ismini öğrenemediğim yanıma oturan çocuk yine gülmüştü. Uyuz mu bu ya? Ne var yani korkamaz mıyım?!

" Yeniyle tanıştın mı? İnsan beni bekler ya! Pardon sana insan dedim ben! " dedi önümdeki kız çocuğa kızarak. Sarı düz belinde saçları ve mavi gözleri vardı. Fazlasıyla güzel bir kızdı. " Ben Çınar. Bu da Asabi Didem. " dedi kızı takmayarak. Kız kaşlarını çattı ve Çınar'ın koluna yumruğunu geçirdi. Çınar sahte bir ahh sesi çıkardı, acıdı gibisi mırıldandı ve güldü. İkiside çok komikti. " Ben Didem. Memnun oldum canım. Sen Çınar'a bakma. Kendisi biraz odundur. " dedi bana gülümseyerek. Gözlerinin içi adeta gülüyordu.

" Yalan mı Didem? Asabi değil misin? Bir anda ruh halin değişebiliyor." dedi Çınar ve bana döndü. " Didem'in takma adıdır Asabi. " diye açıklamada bulundu. İkisi yine didişmeye başladıklarında gülmeye başladım. Bana döndüler aynanda şaşkınlıkla. " Çıkıyor musunuz? " dedim gülerken. İkiside bana " Hayır! Saçmalama! " diye bağırdı. Çok iğrenç bir şey demişim gibi kusmuş gibi sesler çıkardılar. Arkadaş olduklarını falan anlattılar ve benimle arkadaş olmak istediklerini. Neden diye sorduğumdaysa farklı olduğumu söylemişlerdi. Yapmacık ve sinsi değilmişim.

Şimdiden ikisiyle de iyi anlaşmıştım. Komiklerdi ve çok tatlıydı ikiside. Çınar tenefüs zili çaldığında birden çantamı alıp kapı tarafının oradaki en son sıraya koydu. Ona sanki çok tuhaf bir şey yapmış gibi bakarken yanıma geldi. " Yanıma gelmeyi düşünüyor musun maviş? " dedi tek kaşını kaldırarak. İlk önce çantamın olduğu yere baktım. Sonra da Çınar'ın oturduğu sıranın hemen önünde oturan Didem'e. Bana gel işareti yapıyordu. Yanında bir çocuk oturuyordu. Çocuk bana doğru kısık gözleriyle baktı. Kahverengi saçları dağınıktı. Gözlerimi Çınar'a çevirdim. "Bana maviş demekten vazgeçmeyeceksin değil mi? " dedim sıkıntıyla oflayarak. Bana bakarak olumsuz anlamda kafasını salladı. " Bıkmayacağım. " dedi fısıldayarak ve yüzünü buruşturarak, acı gerçek der gibi bir görünüşe büründü.

Gözlerimi devirdim ve yerimden kalktım. Çınar beni sıranın duvar tarafına doğru ittirdi. Oraya oturduktan sonra Çınar'da oturdu. Kulağına yaklaşıp " Didem'in yanında oturan kim? " dedim merakıma yenik düşerek. Ne yani? Ben oldukça meraklı biriydim.

Bana doğru döndü ve " O Aksel. Kendisi bizim grubun bir üyesi. Seninle beraber artık 4 kişiyiz. " dedi gülümseyerek. Acaba o neden benim yanıma gelip bir merahaba bile dememişti? Çok umrumda değildi aslında ama yine de Didem ve Çınar gibi değildi.

SEN VE BENWhere stories live. Discover now