Kan Kırmızı

En başından başla
                                    

"İçindeyken...dünya benim gibi."diye fısıldadı Yiğit oğlanın  boynuna uzun bir ısırık bırakırken.

"Senin dünyan benim."diye fısıldadı Evrim irileşen fırtına grileriyle boğuk bir inilti koyverirken. "Benim dünyam da sen.."

Yiğit içeride "hızlı" bir tempoyu sürdürürken yeniden tenlerin tenlere çarpma sesiyle yankılanan iniltiler duvarlara yansıyordu. Sanki birbirine mıknatısla çekiliyormuş gibi derilerinin birbirlerine olan çekimleri inatla sürüyordu. Her birleşmede açlık katlanarak artıyordu ve Yiğit oğlanın her zerresini dudakları arasında tadını ala ala emerken de dahi devam ediyordu.Evrim'in tümsekleşen göğüs uçlarını dili ve dişi arasında ezip ,iniltilerini kulaklarından içeri doldururken hazla içerideki baskıyı sürdürdü.

Şarap,kırılan kadeh,yerlere savrulan çarşaflar.Odanın buram buram melek kokusu ile doluşu eşliğinde gözlerine sunulan bir manzara gibiydi. Evrim'i avuçları arasında sardıkça oğlanın tırnakları kah çarşafı eziyordu kah Yiğit'in kumral tenini.Yiğit dakikalar süren çığlıkların arasında oğlanın içine dolarken Evrim'in tırnakları ensesindeydi.

"Yiğit..."diye çınladı Evrim kararan gözleriyle.

"Meleğim.."

Evrim titrek bir nefesle gözlerini yumarken terden sırılsıklam halde uzanmıştı Yiğit'in göğsüne. Hem alkol hem de yemek üzerine seksle birlikte uykusunun geldiğini hissediyordu ve bedeni gerçekten yorgun hissediyordu.Yiğit oğlanın terden ıslanan tutamlarını da avuçlarında okşarken saatler boyunca gelecekten bahsetmişti.

Evrim'in anlatmak istediği ama Yiğit'ten başka kimselerin anlamadığı şeyleri,kendi sesinden Evrim'e duyurmak istemişti.

Ona dünyanın en güzel renklerini toplasa dahi fırtına grisi gözlerini hiç bir renk boyada elde edemeyeceğini,nadide bir meleğin kanatlarından savrulan kanat tüyünün dahi Evrim'in teni kadar güzel ve berrak olamayacağını fısıldamıştı. Dünyadaki en güçlü kolların aslında Evrim'in çelimsiz kolları olduğunu söylemişti ve her engeli aşan cılız bacaklarına övgüler donatmıştı.Büyük yumruklarla değil, büyük bir kalple savaşmanın güzelliğini taçlandırarak uzun uzun.

Yataklarını ve Evrim'in tenini kan kırmızı şarap okşamıştı bu gece.

Gecenin ilerleyen saatlerinde koynunda uyuyan oğlanı uyandırmadan yanıtladı telefonu Yiğit.

"Alo?"

"Alo."diye yanıtladı telefonun ucundaki adam. "Abi,o iş tamam."

"Kırmızıyla mı."dedi Yiğit meleğinin şakaklarını okşarken. "Yoksa iple mi geberdi?"

"Kırmızıyla abi,şişlendi."diye buyurdu sağlam kaynağı olan. "Kan kaybından tek başına banyoda can çekişerek."

"Güzel."diye fısıldadı Yiğit tebessümle.

"Yiğit.."diye mırıldandı Evrim göz kırpıştırırken. "Ne olmuş ?"

"Hiç bir şey meleğim."dedi Yiğit telefonu kapatırken. "Sadece kırmızı ve beyaz ne kadar güzel duruyor diye düşünüyordum."

"Geberdi diyordun."dedi Evrim uyku sersemi.

"İçerisi dört duvar."dedi Yiğit gözlerini kısarken. "Bazen böyle haberler gelir."

"Kim ?"dedi Evrim telaşla. "Filmlerdeki gibi içeride birilerini mi öldürmüşler?"

"Bazen içeri girenler şeytan olmuyor be yavrum."dedi Yiğit öpücük kondururken. "Senin gibi kanatsız melek olmasalar da hepsi de şeytan olmuyor,diğerlerinin cezasını şişleyerek içeride kesebiliyorlar."

"Kim?"

"Oğuz."dedi Yiğit hazla. "Puf olmuş."

Evrim'in kaşları havaya kalkarken "Bunun seninle bir ilgisi.."

"Ben evimdeyim."dedi Yiğit olumsuz anlamda başını sallarken. "Başkomiserim ve legal işlerin adamıyım,görev adamıyım. Üstelik koynumda sevgilim uyurken cinayet işleyemem."

"Bunu yapan kişi ya senin istediğini falan söylerse?"dedi Evrim kumralın boyu girintisine sığınırken. "Ya siciline işlenirse,ya sana soruşturma açarlarsa ya yine disiplin alırsan ve yin.."

"Bebeğim."dedi Yiğit oğlanı göğsüne çekerken. "İstanbul'un yarısını oraya ben tıktım, ismimi söylemeye cesaret edemeden başka biri daha şiş kebap partisi düzenler."

Bu gece kan kırmızı çok güzel ve oluk oluk akmıştı.En azından Yiğit için  kadehinden sevgilisinin beline.Ve onun meleğinden aylar çalan için ise sefil kanını banyo giderlerine doldurmuştu.

"Ben legal ve masum bir görev adamıyım."dedi Yiğit muzipçe sırıtırken. "Tek kaygım sevgilimi uykudan uyandırıp biraz daha öpmek falan ? Ne memuru alkol bey?"




NadideHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin