2- düğümler

403 46 9
                                    

2. Bölümm. İyi okumalarr.

Ertesi sabah uyandığımda dün kapalı kaldığımız asansörde olduğumu farkettim. Ayağa kalkmaya çalıştığımda beklenmedik şekilde ayaklarımın da bağlı olduğunu gördüm.

Darcy: Çözün şunları.

Steve: Bir şey mi dedin?

Darcy: Ayaklarımı da bağlamışsınız.

Robin: Tamamen tedbir amaçlı. Bilirsin.

Robin güldü. Göz devirdim.

Darcy: Lanet olsun.

Steve: Burada herhangi bir çıkış yok mu?

Darcy: Kapı var.

Steve: Dalga geçmeyi bırak. Her yerin bağlı, biz istemeden hareket edemezsin bile.

Darcy: Ben olmazsam siz de buradan canlı çıkamazsınız, denizci.

Robin: Millet, sanırım birileri geliyor.

Steve: Herkes üste çıksın, hadi hadi.

Erica: Çıkıyorum, ucube.

Steve: Henderson, yukarı.

Dustin: Tamam çıkıyorum.

Hepimiz yukarı çıktık.

Steve: Sakın ses çıkarmayın.

Bana döndü.

Steve: Özellikle de sen.

Ona cevap veremeden eliyle ağzımı kapattı. Ruslar içeri girdi, ihtiyaçları olan kutuları alıp geri çıktılar.

Steve: Gittiler. Bu son şansımız olabilir, inmeliyiz.

Robin: Tamam.

Darcy: Ben nası ineceğim?

Steve: Dustin, çöz onu.

Gözlerim parladı.

Steve: Sadece ayağındakileri.

Darcy: Pfff, hadi be.

Ben dışında hepsi aşağı indiğinde Steve bacaklarımı sarkıtarak omzuna atlamamı söyledi.

Darcy: Sadece ellerimi de çözseydin bu kadar uğraşmazdık, hatırlatma amaçlı söyledim.

Steve: Atla yoksa orada kalacaksın.

Darcy: Tamam tamam. Bak tut ama, tamam mı?

Bu kadar oyalanabiliyorduk çünkü Robin asansör kapağı ve yer arasına bir şey sıkıştırmıştı. Böylece asansör kapanmıyordu.

Steve: Gel hadi.

Darcy: Geliyorum.

Steve'in omzuna atladım. Beni tuttu ve indirdi.

Steve: Hadi geçin hepiniz kapıdan.

Darcy: Ellerimi çözeb-

Steve'in bana hoş olmayan bir bakış atmasıyla sustum. Asansör kapağının altından sürünerek geçtim. Kafamı kaldırıp ileriye baktığımda alışık olduğum o upuzun koridoru gördüm.

Steve: Hepiniz formunuzdasınızdır umarım.

Robin: Yalnız ona sahip çık Steve.

Dustin: Her an koşabilir.

Steve bileklerime bağladığı ipin ucundan tuttu.

Steve: Yürüyün hadi.

Koridorda ilerlerken Dustin'in çantasındaki telsizden sesler geldiğini duyup oturduğumuz yerde çöküp telsizi dinledik.

Robin: "Ayağını denk alırsan Çin'e yolculuk yapmak güzeldir." ...Bu bizim şifre.

Darcy: Bu şifreyi biliyor musunuz?

Dustin: Evet.

Steve: O çok gizli şifrenizi anında çözmemiz biraz zoruna gitmiş olmalı.

Güldü.

Darcy: Haha(!) ..Yüce tanrım.

Robin: Bu, sinyal bizi yüzeye götürüyor mu demek oluyor?

Steve: Aynen.

Koridorda yürümeye devam ettik.

Darcy: Saçların iyiymiş.

Steve: Ne?

Darcy: Saçların diyorum, cezbedici.

Steve: Pekala.. sağol?

Darcy: Biraz fazla şaşırdın denizci, merak etme seni kandırıp deli Rusların eline vermeyeceğim.

Rusların bulunduğu bölüme yaklaşıyorduk.

Darcy: Durun.

Steve: Ne var?

Darcy: İlerideki koridor, oradan dönersek Ruslarla karşılaşırız. Gizlenerek gitmeliyiz.

Dustin: Sana inanalım mı istiyorsun?

Darcy: İstersen inanma çocuk. Beni zorla alıkoyduğunuz çok ortada değil mi? Siz yakalanırsınız, ben kurtulurum.

Robin: Tamam yavaşça ilerleriz, oradalar mı diye bakarız. Olur mu?

Hepsi başını salladı.

Yavaşça ilerlemeye devam ettik. Steve Rusların bulunduğu yere önden bakmak isterken onu görebilecek şekilde de bir asker geçiyordu. Bağlı ellerimle onu zar zor geri çektim.

Darcy: Söyledim değil mi denizci? Ruslar'ın alanı burası. Bana şimdi inanıyor musunuz?

Dustin'e döndüm.

Dustin: Sana öylece güvenemezdik.

Darcy: Peki.

Steve: Şimdi nereye gideceğiz?

Darcy: Bana mı sordun?

Steve: Evet.

Darcy: Şurayı- elimi bırakır mısın? Göstereceğim.

Steve emin olmayarak bana baktı.

Darcy: İyi, bırakma. Şurası. Üst katta solda. 2. Kapı.

Robin: Ona nasıl inanacağız?

Darcy: Tanrım. İnanmayacaksanız neden soruyorsunuz ki?

Steve: Hadi gidelim. Sen arkamda dur, seni tanırlar.

Darcy: Tamam.

Gizlenerek, bahsettiğim odaya girdiğimizde beni arkalarına almışlardı ve eğiliyordum. İlerlemeyip olduğumuz yerde durduğumuzu görünce sessizce sordum.

Darcy: Neden ilerlemiyoruz?

Robin: Burada birisi var.

Darcy: İçerinin boş olacağı garantisini vermemiştim zaten.

Dustin: Ve silahlı.

Darcy: Bizim de silahımız var ya.

Steve: Şey, onu asansörde düşürmüş olabilirim.

Dustin: Dostum, ciddi misin?

Rus asker üstümüze silahla geldiğinde Robin onu durdurmak için Rusça bir şeyler zırvaladı, ama asker inanmıyordu. Rus asker üstümüze yürüyünce Steve elime bağlı olan ipi bırakıp Rus'un üstüne, asansörde bana yaptığı gibi üstüne atladı ve boğuşmaya başladılar. Onun elimi bırakmasıyla zar zor da olsa Robin'e ve çocuklara gözükmeden duvardaki alarm tuşuna bastım.

Bölüm sonu. Okuduğunuz için teşekkürler. Oylarsanız sevinirim.

Steve Harrington Where stories live. Discover now