bolum 10: ozur dilicekmis konustum ben

767 100 91
                                    

heeseung
jawe bi disari ciksanq

jake
ne

heeseung
kos bi disari cik hafi

jake
allahim bismillah
cikiyom
goruldu 22:17

jake
hyung naptin
siktiri bas gitsin burdan
goruldu 22:20

heeseung
yavrum gel senqq
ozur dilicekmis konwustum ben

jake
yavrum mu

heeseung
jake hadi gel ua

jake
pataklamissin cocugu

heeseung
haj etmedigi seymis gibi konusuyiosunn
uzuldum bi tikm

jake
hyung
ictin mi lan sen
merakimdan soruykrum yanlis anlama

heeseung
gelirsen
gorursun

jake
iyi geliyom
goruldu 22:24

...

Kapıyı açtığım gibi yavşak Minhee'nin pataklanmış yüzünü görmemle zar zor gülme isteğimi bastırdım ve Heeseung'a çevirdim kafamı. Leş gibi kokuyordu. İçmişti evet.

"Özür dileyecekmiş senden. Özür dilesene mal!"

"Özür dilerim abi bi daha olmaz."

İkisi de halsiz halsiz konuşuyordu. Minhee dövülmüştü, Heeseung da içmişti. "İyi tamam siktir git. Bi daha olmasın." Kulağını son bir kez çekerek kıçına bir tane geçirdi. Seviyordum bu çocuğu.

Yarı kapalı gözleriyle bana döndü ve bunu yaparken başı da dönmüş olacak ki dengesini kaybetti. Yine de düşmemişti. "Gideyim ben. İyi akşamlar~"

"Bu sarhoş halinle mi? Saçmalama. Gir içeri." Sanki bunu dememi bekliyormuş gibi paytak adımlarla seke seke içeri geçti. koltuklardan birine kendini attığı gibi midem bulanıyor diye sayıklamaya başlayınca bende söylendim. "Sakın oraya kusma, banyo şurada. Daha yeni sildim yerleri." Haklıydım, gam yok.

Acı bir filtre kahve yaptığım gibi Heeseung'ın yanına adımladım. elimdeki kupayı aldı ama almasıyla kafasına dikti ve sıcak olduğu için üstüme pürkürtmesi bir olmuştu. Dili dışarıda, "Sıcak lan bu!" demesiyle kahkahamı koyverdim. Sarhoşken komik oluyordu.

Layla uzaktan uzaktan "Napıyo bu amk malları" dermiş gibi bakıyordu bize. Çok ses çıkarınca da uyumak için benim odama gitmişti. Uyandırdığım için özür dilerim babacığım ama diğer baban içip içip eve gelmiş çaresine bakmam gerekiyor.

Yarım saat olmuştu. Heeseung kahvesini bitirmişti ve oturduğu yerde kafası geriye düşmüş, uyuya kalmıştı. Bende biraz onu izlemiştim. Sonra da elime telefonu aldım derken, aniden kafasını kaldırdı ve etrafa ürkütücü bakışlar atmaya başladı.

"Jake! Neresi burası?!"

"Hyung sakin ol evimdesin."

"Beni eve mi attın?!"

"Hayır sen girdin amk."

Gayet üsluplu olan konuşmamızın ardından elini yüzünü yıkayacağını söyleyerek ayağa kalkmıştı. Daha önceden ramen yemek için evime geldiğinden lavabonun yerini biliyordu. Anlaşılan bu akşam yine bende kalacaktı ve ben o bel ağrısını yeniden yaşamak istemiyordum. Telefonla biraz ilgilendikten sonra saate baktım ve canım aşkımın yirmi dakikadır lavaboda olduğunu görünce oturduğum yerden uçarak ayaklandım.

marketlerin bize ihtiyaci var, heejake.حيث تعيش القصص. اكتشف الآن