Melike bugün fazla cesur tavrına devam edip bu defa kısa bir öpücüğü genç adamın dudaklarına bıraktı. "Akşam yemeği ile alakası yok sanırım, burada kimsenin olmamasının."

"Kalabalık bir  ortamda kendini baskı altında hisset istemedim. Etraftan 'Evet' nidaları yükselirken aksi bir yanıt vermek zor olurdu."

"Her şeyi düşünmüşsün."

"İşin doğrusu bu sabaha kadar, her şeyi düşündüğümü sanıyordum ama biliyorsun sabah gelen telefonla artık önceki mesleğine dönme ihtimalim var. Bu konuyu da seninle konuşmak istiyordum."

"Askerlik mesleğine dönmeni mi? "

"Evet. Farkındayım teklifime olumlu yanıt verdin ama seninle bu konuyu da konuşmadan kapatmak istemedim.
Biliyorsun askerken bir şekilde seni sürekli endişelendirmek zorunda kalacağım. Ben sana ne kadar iyi olduğumu söylesem de aklının bir köşesinde yer edinen kötü ihtimaller zamanla seni yoracaktır."

Derin bir nefes alıp devam etti Uğur;

"Üst üste bir kaç gün belki seninle hiç konuşamadan geçecek günlerim olacak. Gece nöbetleri, beraber yapılamayan kahvaltılarımız, bölünen anlarımız olacak. Ve hani şimdi bile  ulaşamayınca panik yaptığın aramaların var ya ben o aramalarına bir gün dönemeyebilirim, O telefonu hiç açamayabilirim Melike. Şu an fazla negatif bir konuşma yapıyorum farkındayım ama bunları konuşmak zorunda hissediyorum. Her şeyi geçtim bu sabah ne yaptığımı gördün farkında olmasamda alışkanlıklarım sana zarar verebiliyor. Beni en çok endişelendiren de bu.  Ama ben bu saydığım her zorluğa rağmen seninle olmak istiyorum. Çok bencilce bir istek ama istiyorum. Senin de tüm bunlara hazır olduğunu bilmeye ihtiyacım var yoksa bu yol bizim için çok zor olur."

Melike önce Uğur bahsettiği anların hemen hemen hepsini yaşarkenki hallerini düşündü. Dediği gibi telefonuna ulaşamadığı ya da karakoldan gelen kötü haberlerden sonra yaşadığı kısa süreli kalp sıkışmaları gözünün önünden geçti. Ama hepsinin sonunda aldığı ilk güzel haberle içinde yeşeren o huzurlu anlar aklına geldi. Beklerken yaşadığı bütün yorgunluğun Uğurdan aldığı tek haberle, yüzünü görmesi ile silinip gittiğini hatırladı.

Karşısında konuşmasını bekleyen adama genişçe gülümsedi ve koca gözlerini kısarak cevap verdi.
"Demirden korksak trene binmezdik. Meraklanmaktan çekinsek asker sevmedik aslan parçası."

Uğur beklemediği cevap karşısında kollarında ki kadını sarsacak kadar büyük bir kahkaha attı. "Aslan parçası?" inanmaz gibi gibi çıkan sesiyle devam etti. "Eyvallah reis."

Melike yüzünü tiksinir gibi büzüp hem dans edip hem Uğur'a takılmaya devam etti.
"Sanırım evlilik aşkı gerçekten öldürüyor. Baksana daha teklifte bile ilişkimiz 'aslan parçası ve reis' kıvamına geldi."

Melike'nin ortamda ki ciddi havayı dağıtma çabasına Uğur da ayak uydurmuş gecenin geri kalanını eğlenerek geçirmeye başlamışlardı.
İlerleyen saatlerde  yeniden arabalarının olduğu tarafa hareketlenen Vapur ile güvertede zaman geçirmeye karar verdiler.
Denizi karşı konumlandırılmış çift kişilik salıncağa oturan ikili birbirine sarılı halde karanlıktan neredeyse hiç görünmeyen denize bakarak derin nefeslerini içlerine çektiler. Bir eli Uğur'un beline sarılmış diğerini göğsüne uzatan Melike başını da tamamen Uğur'a yaslanmış rahat bir pozisyonda olmanın verdiği halle mayışmaya başlamıştı.

Uğur ise aynı şekilde Melikeyi sararken bir eli ile de kızın arkasındaki saçları ile uğraşıyordu.
"Biraz daha uğraşırsan uyur kalırım şurada haberin olsun."

"Uyu canım uyu. Gelince seni kaldırırım."

Bir süre sessiz kaldıktan sonra Uğur başını eğip göğsünde uyuyakalan kadına baktı.

ÇOK GEÇ "DEĞİL"Where stories live. Discover now