"İyi misin,niye ağladın?"

Tekrar ağlamamak adına dudaklarımla ciddi bir savaş verirken dayanamayarak kollarımı  boynuna dolayıp sarıldım. Kolları belime sarılmıştı fakat, hâlâ şaşkındı. Daha birkaç saattir burada olmama rağmen kendimi yük gibi hissediyordum. Jungkook'la vakit geçirmeye çalıştığımızda ya uyuya kalıyor,ya da çocuk gibi ağlayıp mızırdanıyordum.

Bana dayanması bile mucizeydi. Bir de çocuğunu taşıyordum. İki gün sonra dayanamayıp annemin yanına yeniden bıraksa şaşırmazdım asla.

"Taehyung... Niye ağlıyorsun?"

"Özür dilerim,bu kadar şımarık olduğum için."

"Şhh... Taehyung noluyor yine?"

"Sadece sarılalım."

Belini sıkan kollarımı daha da sıkılaştırırken,sırtımı okşayan eli hissettiğimde rahatlayarak sarılmaya devam ettim. Merak etse sorgulamıyordu beni. Üstelemeden benim anlatmamı bekliyordu.

"Özür dilerim. Dinlemeden bağırıp çağırdığım için... Çok şımarık davran-"

Kollarımı çözerek kendinden ayırdığında cümlem yarım kaldı. Küçük koltuğa oturup beni de dizlerinde çektiğinde gözlerimi silerek yutkundum. Gerçekten çok anlayışlı biriydi,ama yine de kendimi çok kötü hissediyordum.

"Taehyung... Sen hamilesin,bunlar gayet doğal şeyler."

"E-evet ama... Hamile kalmadan önce böyle yapmıyordum yemin ederim."

Tüm masumluğumla yüzüne bakarken kendimi açıklama çabasındaydım hâlâ. Konuşmak yerine gülüp göğsüne bastırdı başımı. Nedenini anlamadığım şekilde onun kokusu beni mayıştırıyor,uykumu getiriyordu. Günün 18 saati uyumaya başlamıştım resmen.

"Babam…"

Onun sesiyle başımı kaldırıp altan yüzünü izlemeye başladım. O da başını eğmiş beni izliyordu gülümseyerek. Beni rahatlatmaya çalışıyordu,başarıyordu da. Gevşediğimi hissediyordum.

"Jimine hamile olduğu zamanlarda şiddete çok eğilimliydi. Bana bir şey yapmazdı ama babamı odaya bile sokmazdı. Sürekli bağırıp çağırır, evde ne var ne yoksa kırardı."

Elimde olmadan kıkırdadığımda alnıma dökülen saçlarımı parmağıyla geriye doğru taradı. Gülümsemeye devam ediyordu.

"Bu yüzden senin yaptığın da çok doğal. Bebek senin dengelerinle oynuyor, bunu kafana takmamalısın."

Cevap vermeden tekrar başımı göğsüne yasladığımda kapıdan Jimin'in sesini duydum. Başımı zorlukla kaldırıp gülen suratına baktım. Baya pozitif birine benziyordu. Sarı saçlarının arasında ki pembelikler de tatlı duruyordu.

"Güzel anınızı bölmek gibi olmasın ama, mükemmel bir amca olduğum için yeğenimi düşünmek zorundayım. Pizza söyledim soğumadan yiyelim!"

Pizza kelimesiyle açlığım kendini göstermeye başlamışken kucağında kıpırdandım. Jimin'den özür dilemem gerekiyordu sanırım,buna mecbur hissediyordum.

"Jimin ben... Çok özür dil-"

"PİZZA SOĞUYOR!"

Lafımı bitirmeme izin vermeden odadan çıktığında kaşlarımı çatarak Jungkook'a döndüm. Yüzümde sinirli olduğumu düşündüğüm bir bakış vardı.

"Kardeşin niye dinlemiyor beni!"

"Öyledir o."

Beni kucağından kaldırıp kendi de kalktı. İkimiz de mutfağa geldiğimizde duvara fırlattığım bardaktan eser kalmayınca rahatlayarak sandalyelerden birine oturdum. Jimin içeceği ve pizza kutusunu önüme ittirdiğinde açıp elimde olmadan burnumu kırıştırdım. Pizza da mantar, domates ve biberden nefret ediyordum. Üçü de pizzanın içinde bolca vardı. Bana bakan Jungkook'a yalandan gülümseyerek çekinerek onun pizzasını önüme çektim. Kutuyu açtığım gibi ağzım sulanmıştı resmen. En sevdiğim! Tavuklu!

"Ben nasıl pizza sevdiğini bilmediğim için rastgele sipariş etmiştim. Pek iyi bir tercih olmamış anlaşılan. İstersen yeniden söyleyebilirim?"

"Gerek yok bebeğim. İlaçlarını içmesi gerek, bunu yiyebilir."

Onun pizzasından bir dilim alıp iştahla yemeye başladığımda Jungkook sadece içeceğini içiyordu. Pizzasını aldığım için mi yemiyordu? O da mı mantarlı pizza sevmiyordu yoksa? Benim yüzümden aç mı kalacaktı?

"Biz Jungkook'cumla,sen uyurken yemek yemiştik taetae. O yüzden yemiyor."

Jimin sanki içimi okumuş gibi konuştuğunda rahatlayarak yemeye devam ettim. Gerçekten çok acıkmıştım ve pizzayı nereden söyledilerse çok lezzetliydi.

"Yarın babamlar gelecekmiş. Taehyung'un eve alışmak isteyeceğini söyledim ama..."

"Ama?" Dedim devam etmesini bekleyerek. Jimin gülerek önüne dönerken, Jungkook benim kolamı alıp yerine dolaptan çıkardığı meyve suyunu koydu.

"SeJun babam... İnatçıdır biraz. İstediği hemen olmazsa deliye döner."

Jungkook gülerek konuştuğunda ben de gülümsedim. Sanırım Sejun onları doğuran oluyordu anladığım kadarıyla.

"Aynı zamanda çok da eğlencelidir. Senin hamile olduğunu öğrenince deliye dönüp abimi çok darlamıştı. 1 haftaya kalmaz evlendirir sizi."

Pizza boğazımda kaldığında deli gibi öksürmeye başladım. Ağzımı kapatarak can çekişiyordum. Ne vardı öyle bir anda söylemese?!

Elime tutuşturulan meyve suyu beni rahatlatırken sırtımda hissetiğim ellerle gerildim. Bebek ayağına bana çok yaklaşıyordu bence. Hoşuma gidiyordu ama öyle çok değil yeni. Azıcık... Böyle çok çok az. Gerçekten!

"Özür dilerim! Evlilik konusunda bu kadar heyecanlı olduğunu bilmiyordum."

"Jimin!"

"Sustum." Jimin kahkahalar atıyor,beb utancımdan yerin dibine girmek istiyordum. Jungkook ise Jimine beni daha fazla utandırmaması adına uyarılarda bulunuyordu. Zar zor kendime geldiğimde Jungkook'a teşekkür ederek önüme döndüm. Bu evden delirip çıkmazsam çok iyi olacaktı.

-

Of bölüm uzasın diye saçmaladım durdumİğrenç olduğunun farkındayım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Of bölüm uzasın diye saçmaladım durdum
İğrenç olduğunun farkındayım...

Fikir verin lütfen.

Sizleri seviyorum, görüşürüz

973 kelime

My fault | TaekookWhere stories live. Discover now