Yani, eşini arıyordu tabii ama ne konuştuklarını söyleyecek değildi.

Kısaca bu durumdan memnun ve Omegaya minnettardı.

Kararlaştırılan düğün günü yaklaştıkça heyecanlanması gereken gelin ve damat dışında herkes tatlı bir telaş ve panik içindeydi. Anne Styles bu kişilerin başını çekerken Jay onu kızlarıyla birlikte takip ediyordu. Her şeyin onun istediği gibi olmasının yanısıra ek olarak Harry'nin istediği bazı şeyler vardı.

Ki bunun Louis'den habersiz olmasını istiyordu.

Ona sürpriz yapmaya çalışıyor denebilirdi ancak daha çok kendisine bir hediye olacak gibi duruyordu. Düğün günü için sabırsızlanıyordu, şimdiden Omegasının ne kadar şahane görüneceğini tahmin edebiliyor olması onu daha da heyecanlandırıyordu.

Onun düşündüğü ne düğünün nerede olacağı, ne kimin geleceği ne de magazine nasıl bir duruş sergileyeceğiydi.

Tek düşündüğü Omegasının kocası olacağı ve onun nasıl görüneceğiydi.

Rutin haline gelmiş yemek zamanlarından birinde, Harry saatin bir olmasıyla okulun önüne yerleşmişti. Omegasıyla birlikte tüm okul da artık onu görmeye alışmış durumdaydı. Güvenliği selamlıyor, geçen çocuklara el sallıyor ve velilere saygı duruşunda bulunuyordu. Ama en çok sevdiği an, işte bu andı;

Omegası tüm asaletiyle okulun giriş-çıkış kapısında görünüyor, mavi gözleriyle bahçeyi kısaca süzdükten sonra yavaş adımlarla merdiveni inmeye başlıyordu. Ardından da yanına varana kadar önden emin olmak ister gibi kafasını kaldırıyor ve Harry'nin olduğu yere bakıyordu.

İşte o bakıştan sonra göz göze geldiklerinde Alfaya verdiği küçük, belli belirsiz tebessüm...

Harry'nin kalbi atmak ve durmak arasında gidip geliyor ve nefesini tekletiyordu.

Çok güzel bir eşi vardı...

Tıpkı bu sefer de olduğu gibi bazı zamanlarda Harry o ana kendisini fazla kaptırıyor, Louis yanına ulaşıp arabaya binmiş olsa bile ona hâlâ şapşal bir gülümsemeyle bakıyordu.

"Harry, yine beyninin bazı kısımlarını uçak moduna mı aldın? Sonra geç kalıyoruz ve zamanımız yetmiyor diye sızlanıyorsun."

"Omegam benim..."

Louis ona baygın bir bakış verdikten sonra elini kaldırıp gözlerini kapattı. "Eğer kendine gelmezsen bütün gün bu şekilde dolaşırsın."

"Hayır! Gözlerimin yaradılış amacı sana güzel bakmakken bunu bana çok göremezsin!"

Louis onun oyuncu tavrına gülerek elini çekti ve alnına bir fiske attı. "O zaman söyle o gözlerine arada bir yola da baksınlar."

Harry cevap vermeksizin onu kolları arasına aldığında Louis boğulma tehlikesi yaşamıştı. "Okuldayız Harry!"

Buna karşılık aklına Louis'yi tavlamaya çalıştığı ilk zamanlar gelince sırıtarak geri çekilmişti. "Hâlâ mı yasak?"

"Evet, yasak. Burada çalıştığım sürece de yasak olacak."

Harry kısa bir homurdanmanın ardından Omeganın yanağından öpücük çalıp anahtarı çevirmişti. "Nereye gidelim bugün Omegam?"

"Emin değilim. Sanırım bir ay boyunca çevredeki bütün kafe ve restoranları gezdik. Karar veremedim."

"O halde bu öğlen biraz sağlıksız beslenelim!"

"Ne?" Louis alayla gülerek baktı ona. "Bunu sen mi söylüyorsun? Favori Sebzem Brokoli Harry?"

Raunchy Alpha // larryWhere stories live. Discover now