Maran kendisine böyle aşkla sevgiyle  bakarken, ondan gidebilir miydi?  Gitse bile aklı da kalbi de onda kalmayacak mıydı...

Ağlamaklı yüz ifadesi gülen bir ifadeye döndü. Maran onunla savaşmaya varsa elini tutup herkese karşı kocasının yanında duracaktı..

Bunu yapmalıydı onca sevgisizliğe rağmen ailesiyle savaşmıştı. Şimdi de savaşırdı üstelik bu sefer yanında sevdiği adam vardı.

Aralarında açtığı mesafeyi bir kaç adımla kapatıp kollarını sıkıca Maran'ın boynuna sardı. "Maran bırakma beni." Boğuk sesi adamın yüreğine değince lanet etti bu duruma gelmelerine sebep olanlara..

Avin istese bile bırakamazdı ki...

Hüzünlü sesine mani olmayan adam titrek bir nefes vererek haykırdı. "Dağı taşı gökyüzüne vursam keşke Avin." Yüzünde acıdan ibaret bir gülümseme peyda oldu. Kollarını kaldırıp sımsıkı sardı Avini hiç bırakmayacakmış gibi..

Sessizce fısıldadı genç adam karısının kulağına.. "Sen gitme bir yere" Avin kocasının kolları arasında çıkmadan gözlerini bir kaç saniye kapatıp kokusunu derince içine çekti sanki güç alacakmış gibi...

"Ne olursa olsun yanında duracağım kim ne derse desin." Maran karısını usulca geriye çekip yüzünü avuçlarına aldı.

İkisi göz temasını ayırmadan Maran söze girdi.
"Başın düşmeyecek."Avinin elini alıp sıkıca tuttu. "Elimi asla bırakmayacaksın  aileme aşirete töreye karşı dimdik ayakta duracağız."

Avin hüzünlü  bir tebessümle  başını salladı.. "Başım düşmeyecek aşirete karşı töreye karşı savaşacağız onlar değil biz ikimiz kazanacağız." Cesurca sözlerini sıralayıp başını dik tuttu.

Maran işte benim karım dercesine gururlu bir bakış attı. Avini eskisi gibi güçlü görmek istiyordu. Dudaklarını karısının  anlına bastırıp kokusunu içine çekti..

"Kendi hikayemizin kahramanı olacağız siktir et başkasının hikayesini nasıl olsa onların hikayesinde biz kötüyüz."

Avin usulca başını sallayarak Maranla yan yana konağa doğru yürümeye başladı. Maran karısının elini tutup Avini biraz olsun rahatlatmak istercesine konuşmaya devam etti.

"Doktor kesin olmayacak demedi tedavi gerekebilir dedi belki tedaviye bile ihtiyaç olmaz yarın ikimiz beraber gideriz doktorla konuşuruz ne gerekiyorsa yaparız." Avin dudaklarını dişlerinin arasına alırken bakışlarını yere sabitlemişti.

Niye içinden kötü bir his vardı peki?

Derin sıkıntılı bir nefes verip sadece başını sallamakla yetindi. Kuracağı cümleler anlamsız kalacağı için sustu..Konağın önüne geldiklerinde adamların  kapıyı açmasıyla ikisi aynı anda avluya girdi.

Ev halkı açılan kapı sesiyle ayaklandığında herkesin odak noktasında Karı koca vardı. Az önce şahit oldukları duruma bir açıklama bekliyorlardı.

"Neler oluyor böyle." Avluyu saran yaşlı adamın vakur sesiyle Maran Avinle merdivenlere yönelip yukarı çıktı.

Sanki az önce hiçbir şey olmamış gibi ikisi de yıkılmaz bir kale gibi duruyordu yan yana...

Maran babasıyla karşı karşıya geldiğinde Avinin elini biraz daha sıktı ona güç vermek ister gibi. Şahnaz hanımın  bakışları oğlunun ve gelinin eline kaydı bir kaç saniye bakıp bakışları tekrar kaldırdı.

"Olan bir şey yok." Buz kütlesini andıran sesiyle babasını cevapladığında yaşlı adam hayretler içinde baka kaldı. Maran daha fazla bu konunun uzatılmasını ve Avinin üzülmesini kırılmasını istemiyordu..

DİLVAN Where stories live. Discover now