-XVII- Smut

1.2K 70 63
                                    

⚜️
Tat
⚜️

Bakışları yüzümde dolandığında herhangi bir cevabı arayan kulakları, bir müddet sadece nefes sesleri işittiğinde bundan vazgeçip, bir kere daha eğildi. Dudakları, benimkilerle yeniden buluştuğunda, ilk birkaç saniye karşılık versem de daha sonra elimi göğsüne koyarak hafifçe ittirdim onu. Geç bir cevap verme sebebim, sadece garip hissettiren bir soru işaretiydi. Daha gecelerimiz olacak, derken hemen bir sonraki geceden bahsedecek kadar ne hissediyor olabilirdi?

Sadece bedenler mi?
Tatminlik.
Birliktelik.

Derin anlamlar aramayı düşünmüyordum elbette ama davranışlarının ince ayrıntıları beni buna zorluyordu.

Ne olduğunu sorar gibi baktı gözlerime. Bir şeyleri düşünüyor olduğumu farketmemiş olması imkansız olsa da yine de kendi yoluma ilerleyip, gözlemci ve toplayıcı olmaya karar verdim.

Göğsündeki elimin avucunu üzerindeki kıyafetle doldurduğumda, aramızdaki mesafeyi kapatarak öptüm dudaklarını. Dilim, alt dudağı için dışarıya çıktığında onunkiyle karşılaşınca bedenim heyecanla tepki verdi.

Üzerime daha da eğildiğinde koltukta geriye yattım. Bir dizini kırıp, koltuğa, baldırımın altına koydu. Eli, tişörtün altından göbeğime değdiğinde, sıcak teni sayesinde üşümüş olduğumu farkettim. Fakat, bu dokunuşlarla bile beni terletebilirdi...
Parmakları gittikçe yukarıya tırmandığında, sütyensiz göğsümün ucunu buldu baş parmağı. Önce hafifçe bastırdı, daha sonra iki parmağı arasına alıp, sıktı. Dudaklarımı ezip duran dudakları, yavaşça boynuma kaydığında başımı geriye çektim. Derin nefesle şişirdiğim göğsümden sonra, tişörtü yukarıya kadar sıyırdığını hissettim. Koltukta destek kurduğu diğer elini, çıplak kalan belime yerleştirdiğinde biraz daha girdi bacak arama.

Göğsüm, artık ciddi bir şekilde avucunun içindeydi ve yoğun bir hazla sıkıp ve çekiyordu.

Dudaklarımdan kaçan inilti bile onu acıktırmış olmalı ki tamamen sıfırladı bölgelerimizi. Şişmiş olduğunu hissetsem de dün geceki kadar sert değildi.

Elimi kaldırıp, saçlarını  geçirdiğimde başını aşağı ittirdim hafif bir uyarıyla. Farkında olmadan ya da anın hazzıyla emrimi yerine getirerek tam da istediğim noktaya indi. Avucuyla sıktığının aksine boşta kalan göğsümün üstündeydi tam da. Sakin ama şehvetli öpüyordu. Belimdeki eli, eşofman altına doğru yol aldığında, yere bastığım ayağımı kaldırıp, beline doladım. Elimi onun bedeninden çekip koltuktan güç aldığımda kendimi ona sürtünce aniden durdu öpüşleri.

Kendi adımlarıyla ilerlemesinin aksine, benim ona adım atmam, iniltilerini dilinin ucuna kadar getiriyordu. Ama sinir bozucu şekilde kendini bilerek tutuyordu. Hareketimi tekrarladığımda, değdiğim erkekliği artık biraz daha sertti. Pantolonunu kabartan penisi, giderek daha da zevke geliyordu. Öpüşlerinim yeniden devreye girmesini beklerken göğsümün tam ucunda dilini hissettim. Öylesine başım dönmüştü ki o an, daha fazlasını arzulamadan duramadım.

İstediğimi bana vererek, dudaklarıyla tamamen çevreledi. Ağız içini dolduran göğsümü, dişleriyle hafifçe sıktığında, aynı anda kalçamı kavrayan parmakları da güç buldu. Baldırımın altındaki dizini daha da ileriye götürdüğünde gecenin dünden daha güzel geçeceğini düşündüm. Daha deneyimli ve daha aç olacaktık.

Sözün tam üstüne basacak olursam... Ona bizzat söylemeyecek olsam da deli gibi içime girmesini istiyordum.

Kalçamdaki avucu yavaşça kaydığında önüme doğru geldi. Sıcaklanan vajinamın hemen üstünde durduğunda orta ve işaret parmağını tam üzerine koydu. Ona iki sıfır mağlup olacağım iniltim daha iştahlı şekilde dudaklarımdan kaçtığında, tek ses çıkadan olduğum için sövmek istedim. Rekabetin gardını indirmiyordu hâlâ. Göğsümden ayrılıp, yüzüme baktı o an. Sanki, nasıl bir ifadeye büründüğümü merak etmişti. Ama kaçırdığı bir nokta vardı ki, tam o an ben de onun kızaran çehresini görüyordum.

MY DEAR ENEMY | Levi Ackerman +18Where stories live. Discover now