Anladınız siz ama ben uyarımı yapayım yine de. Bölümde cinsel içerik bulunmakta. Hassas olanlar uyarıldınız.
Hadi bakalım iyi okumalar, alırım bir yıldız ✨
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
🌕🌕🌕
"Jimin bak anlamıyorsun. Ben aşk istiyorum, sevgi istiyorum, böyle gözlerimden kalpler çıkana kadar öpüşmek sonra da alfamın kucağından inmemek istiyorum!"
Jimin arkadaşının söylediklerine yüzünü buruşturarak başını uzandığı zeminde diğer tarafa çevirdi. Jungkook bazen böyle oluyordu: önüne geçilemez, enerjik ve nasıl dese biraz da azgın?
"Jungkook Tanrı şahit Taehyungla seni ne zaman görsem zaten böylesiniz! Yeter artık ya, darladın beni sabahtan beri!"
"Anlamıyorsun!" Jungkook oflayarak yanında uzanan arkadaşının ayağına tekme attı, Jimin'e sataşmayı çok seviyordu kendisi. Hem o Jimin için uzun zamandır uzak kaldığı kardeşi gibiydi. Jimin ona bunu hep söylerdi.
"Hiç anlamadın ki zaten! Sen ne anlarsın ayrılıktan!"
Jimin göz devirerek karşılarındaki aynaya baktı, pekala olayları baştan alalım şimdi. Jimin ve Jungkook yaz festivalinde sergileyecekleri dans gösterisi için yaptıkları provadan sonra herkes dağıldıktan sonra oldukları yere uzanmış dertleşiyordu. Aslında bu dertleşmek de sayılmazdı, daha çok Jungkook hayıflanıyor, Jimin ise onu dinliyordu.
"Ya ne ayrılığı bir söyle, ne ayrılığı? Herifle aynı evde kalıyorsun, üzerine aynı kampüstesiniz. Muhabbet kuşları gibi yedi yirmi dört konuşuyorsunuz, adam yatağından çıkmıyor. Gelmiş bana ayrılık diyorsun!"
"Kıskanma civcivim çalış senin de olur."
Bu sefer tekmelenen kişi Jungkook olmuştu. Jimin onu sözlü bir münakaşada yenemeyeceğini çok önceleri anlamıştı, o yüzden konuyu değiştirmeye çalıştı.
