on bir- "unut sen onu"

62 8 0
                                    

بسم الله الرحمن الرحيم

Yazardan

Muhammed Miraç karşısında oturan Affan'a bakıp korkuyla yutkundu. İçinden kendi kendine sayıklayıp duruyordu. 'Unut sen onu, yar etmezler sana o kızı. Vermezler, unut unut. Unut sen onu oğlum. Unut rahatla!'

Arkadaşlarının durumundan haberdar olan Oğuz ve Eymen, Miraç'ın iki yanına oturmuş dik dik Affan'a bakıyorlardı. Bir yandan da arkadaşlarını rahatlatmak için kah sırtını sıvazlıyor kah komik olmayan espriler yapıyor kah kulağına gergin olmamasını fısıldıyorlardı.

"Muhammed Miraç?"

Miraç, Affan'ın ona seslenmesiyle panikleyerek yerinde sıçradı. "BUYUR ABİ?"

Affan'ın anlamsız bakışları Muhammed Miraç'ı esir aldı. "Oğlum neyin var? Geldiğimizden beri soğuk terler döktün. Altı üstü beraber çay içelim dedik. Allah esirgesin, gelmeden kötü bir haber mi aldın?"

"Y-yok abi. Unuttum ben onu. Gerçekten bak, sen de unut. Unut sen onu. Yok bir şey." Muhammed Miraç'ın dedikleriyle Oğuz ve Eymen birbirlerine bakıp umutsuzca başlarını iki yana salladılar. "Neyi unuttun oğlum?"

Affan'ın sorusuna Akay yanıt verdi. "Boşver sen onu. O şu sıralar Mecnun. Sayıklayıp duruyor. Onu bunu bırak da, sen bizim yan evde oturduğunu bize nasıl söylemezsin ya!"

"Nereden bileyim ben sizin orada oturduğunuzu?"

"O da doğru ya."

Muhammed Miraç gözlerini kocaman açmış onları dinliyordu. Daha sonra Eymen'e dönüp fısıldadı. "Minik ceylanım sizin komşunuz mu?"

"Oğlum ne diyo'n sen? Dedik ya kaç kere. Hatta sen de 'Ooo iyiymiş size diye çıkar minik ceylanımın camına not bırakırım.' dedin ya?"

"Hee... Öyle mi demişim?"

"Fesuphanallah Fesuphanallah YaRabbi Ya Resulullah!"

Muhammed Miraç kendi halinde uzaklara doğru dalıp başını sallamaya başladı. Bir süre herkes konuştuklarını kenara bırakıp onu izledi. En sonunda Zübeyir Talha dayanamadı. "Allah aşkına alın götürün şunu şuradan ya!"

Eymen ve Oğuz asker selamı çalıp Miraç'ın kollarına girdiler ve sürükleyerek çıkarttılar onu Bayt Al-Muslim'den.

Arkalarından bakan Affan estağfirullah çekti. "Kime tutulmuş bu? Bu kadar deli divane olmuş?"

"Bilmiyorum ki abi."

...

"Miraç seni var ya! Allah belanı kaldırmasın! Kafanı gözünü seveyim senin! Canım kardeşim benim ya! Yeşil gözlerine kurban olurum! Etme gitme! Bu nasıl bir divaneliktir YaRabbim?!"

"Ya seviyorsan, çık Affan abinin karşısına. De 'Abi ben deliler gibi seviyorum. Divaneye döndüm. Bana yar etmezsin diye yataklara düştüm. Sevdama engel olma.' Çok mu zor lan?"

Muhammed Miraç sıkıntıyla gökyüzüne baktı. Arkadaşları haklıydı. Ama cesaret edemiyordu. Ne diyecekti? 'Abi, sen benim abimsin ama ben kız kardeşine, senin kardeşin olduğunu bilmeden yanlışlıkla aşık oldum, Allah'ın emri Peygamber'in kavliyle kız kardeşini kendime istiyorum.'

"Ya oğlum ne yapacağım ben? Affan abi kafamı kırar, demedi demeyin. Ben biliyorum minik ceylanıma çok düşkün o."

"Herhalde oğlum, kız kardeşi sonuçta. Yani dallamanın biri gelse ben ikizine talibim dese ben onu önce güzel bir sınarım. Hele bir de benim arkadaşlarımdan biriyse bu dallama, kafasını iyice kırarım."

Benim Adım SevdeWhere stories live. Discover now