|11| Sesli Bir Ürperti

Start from the beginning
                                    

İç çekip çöktüğüm yerde doğruldum. Ayağımın dibinde yatan adamın yüzüne yüzümü buruşturarak son kez baktıktan sonra Jimin'in yanına ilerledim. Aklım fikrim V ile doldu. Kolundan vurulmuştu fakat yara derin değildi, diye umuyordum. Hem, kim kolundan vurularak ölürdü ki?

V beni bırakacak değildi ya. Bırakmazdı beni.

"Edebiyat yapma Jimin. Siz de öldürüyorsunuz V için birçok kişiyi, birbirimizden farkımız yok." Dedim yanından geçerken. Adımlarım hızlı, gözlerim karşımda duvara yaslı, baygın bakışları yüzümde olan V'deydi. Woodz kolundaki yaraya nereden bulduğunu bilmediğim bir kumaşı bastırıyordu.

Kıskanmadım. Tek düşündüğüm V'nin kurtulmasıydı. Bir insan kolundan vurulduğunda ne kadar dayanabilirdi bilmiyordum. Ve o an, o vurulduğunda tek düşündüğüm şey onu vuran adamı öldürmek istediğim olmuştu. Yarasına bile bakamamıştım. Gözüm kör olmuş gibiydi. Öylece onu bırakıp o piç herifin peşinden gitmiştim.

Onu elimden alacak her şeyi, herkesi hiç düşünmeden yok etmek istiyordum. Bunu yapan Jeongguk olsa da, Devante Jungkook olsa da umrumda değildi; benliğim kaybolmuş olsa dahi umrumda değildi.

Yanına varır varmaz parmakları zeminin üstündeki parmaklarıma tutunmaya çalıştı. Ne ara ağlamaya başladığımın farkında değildim. Gözleri neredeyse kapanıyordu, ve gözleri kapanana dek beni izlemek istiyormuş gibi çekmiyordu gözlerini yüzümden.

Diyorum ya, hep çok güzel bakıyordu o bana. Her şeyiymişim, en değerlisiymişim gibi bakıyordu. Kendimi kandırıyordum belki de, yanlış düşünüyordum ama kim görse onun bana olan bakışlarını, benim düşündüklerimi söylerlerdi hiç şüphe etmeden.

"Yardım edin!"

Hıçkırıklarımın arasında bağırarak ayaklandığımda yanımıza koşan Namjoon direkt olarak V'yi kaldırmama yardım etmişti.

"İyiyim, hiçbir sikim yok. Yara derin değil. Neden ölmüşüm gibi bakıyorsunuz yüzüme?" Diye söylendi kafasını eğerken. Bakışları hâlâ ağlayarak yüzüne bakan beni bulduğunda kaşları çatıldı. Arabaya binerken gözyaşlarımdan önümü göremez oldum.

"Devante, ağlama." Diye mırıldandı fakat ben hıçkırıklarımla arabayı doldurmaya devam ettim. Başı omzuma düştü, elimdeki kumaşı yarasına daha çok bastırdım.

"Lütfen daha hızlı sür şunu!" Diye bağırdım arabayı kullanan Namjoon'a.

Bakışlarım tekrar V'ye döndü ve beni karşılayan şey, kapalı gözleri oldu.

•••

Karanlığın çöktüğü koridorda oturan çocuk, dizlerinde birleştirdiği parmaklarıyla oynarken koridorun diğer ucundan gelen fısıltıları duyuyordu. Aklı durmuş gibiydi, ameliyat odasına benzeyen bir odada olan V'yi düşünmekten başka hiçbir şeyi almıyordu aklı. Lakin koridorun sonundaki fısıltılar kulaklarına ulaşıyordu ve istemsizce o fısıltıları dinlerken bulmuştu kendisini.

"Çok kan kaybetmiş sanırım." Dedi adını dahi hatırlamadığı adam.

"Kan da istemediler. Çoktan kaybetmiş olabiliriz. Bogum'un V'yi kaybettiğimizi kolay kolay söyleyebileceğini sanmıyorum."

Jungkook, duyduğu cümlelerle olduğu yerde kaskatı kesildi. Bütün bedeni sinirle kasılırken bakışları koridorun sonundaki adamları buldu. Yer altındayken o odada bulunan adamlardan ikisiydi. V yaklaşık iki saattir o odadaydı ve bu adamlar, sanki hadlerineymiş gibi V ölmüş gibi konuşuyorlardı.

"V ölmüş gibi konuşmaya devam ederseniz, o bu odadan çıktığında geberen tek kişi siz olacaksınız."

Kopkoyu irislerinden sinir ve üzüntü akan genç çocuğun sesi koridorda yankılandığında yanında oturan Jimin kafasını eğdi. Yıllardır yanında olduğu en yakının, hem abisi hem kardeşi, hem de arkadaşı olarak gördüğü adamı ilk defa kaybetme korkusunu yaşamıyordu. V birçok kez ölümün kıyısından dönmüştü. Kaldığı ev bombalanmış, arabasının frenleri birçok kez bozdurulmuş, birçok kez çatışmanın içinde bulmuştu kendisini. Yeraltında en zirvede olmasının sadece iyi sonuçları yoktu, maalesef. Herkesin düşmanı olması bir yana, ortaklarının bile ona karşı saklı bir düşmanlığı olduğu su götürmez bir gerçekti.

Revolution Where stories live. Discover now