Mutlu olmama kızar mıydı Zerrin? Üzülür müydü?

🛐

Yazar

Bade hanım kucağındaki Balınla biraz daha ilgilenerek yatağa oturttu. Üstündeki şoku hala atamamış kendine gelememişti. “Güzelim bak seni kimle tanıştıracağım. Bu Şahin abin, benim oğlum.” Balın uykulu ve yaşlı gözlerini elinin tersiyle sertçe silip merakla Şahine baktı. “Yilitin abişi mi?” Şahin gülümseyerek başıyla onayladı. “Evet güzelim Yiğitin abisiyim ama artık seninde abinim.”

Balın gözlerini kırpıp anlamayan bakışlarını dikti genç adamın yüzüne. İşine geleni anlıyor, işine gelmeyeni iplemiyordu. “Senin ismin ne bakalım?” dedi Şahin. Uzatmak istemedi çünkü ne kadar anlatırsa anlatsın Balın anlamazdı.

“Menim işmim Bayın, men tam bes yaşindayim!” üç parmağı zar zor havaya kalktığında Şahin kendini tutamayarak kahkahasını koyverdi. Avucunu açarak Balının önüne doğru eğdi. “Beş böyle olur güzelim.”

Balın ince kaşlarını çatarak yüzünü buruşturdu. “Bil kele böyle olar!” (bir kere böyle olur) üç parmağı inatla havaya kalkmış, kendini Şahine inandırmak ister gibi açılıp kapanıyordu. Bu tatlı görüntü karşısında Şahin kafasını aşağı yukarı oynatıp onayladı dayanamayarak. “Aynen güzelim öyle olur kusura bakma, hata bende.”

Yüzü her şeyi yaptırabilecek kadar tatlıydı. Ya da halk deyimiyle, bu ufak kızda tam bir şeytanın tüyü vardı. Masmavi gözleri istediğini alabilmenin verdiği gururla parıldadı. “Ebet, men hep bililim ki.” (evet ben hep bilirim ki)

Şahin yanına oturmadan önce kısıkça “Cadı” diye fısıldadı kendi kendine. Yiğidi poposuyla istekleyip Balının yanına çöktü. Yere düşen Yiğit acıyla inlerken Bade hanım ters bakışlarıyla Şahini göz hapsine alıp elini yiğide uzattı. Yiğit yorgunca elini uzatan annesinin elini tuttu sertçe. “kalksana oğlum, düşeceğim şimdi bende!” der demez yanına düşen Bade hanım bildiği tüm bedduaları oğlunun üstünde denerken diğer ikili onlarla hiç ilgilenmedi.

“Ee çok bilmiş cadı? Bu yakışıklı beyefendiyle yemeğe çıkmaya ne dersin?” Balın kendisine gelen teklife hayır diyemedi. Karnı oldukça açtı ve daha fazla dayanamayacağını düşünüyordu. “Olar.” dedi hevesle. Kollarını iki yana açarak Şahinin onu kucağına almasını bekledi.

Şahin kendini heyecanla bekleyen kıza hızla sarılıp ayağa kalktı. Ona bu kadar çabuk alışmasını beklemiyordu ama sorgulamak istemedi. “Biz gidiyoruz anne, Yiğitçim ağlayabilirsin abicim.” dedi dünün inadına. Balına uyumuş olmasına sinir olmuştu. “Balın, aşk olsun güzelim beni bırakıp gidiyor musun?” Yiğitin acıklı sesini duyunca bir an kararından döner gibi oldu ama guruldayan karnı yüzden omuzlarını silkti.

Şu an yemek daha önemliydi!

“Aldın mı cevabını zındık? Hadi boş yapma kaçtık biz!” Yiğit omuzlarını silkip kapıdan çıkıp giden ufak kıza şokla bakıyordu. Hala yerde annesiyle beraber oturuyordu ve ayağa kalkmak için ikiside herhangi bir hamle yapmamıştı. “Oğlum ben neyse de, sen biraz daha oturmaya devam edersen gelecekteki çocukların diye bir şey olmayacak.”

Yiğit tıpkı biraz önce kendisine omuz silken Balın gibi, annesine karşı silkti omuzlarını. “Evleneceğimi kim söyledi, ilgilenmiyorum o konularla.”

🛐

Yazar

“Destek helikopter gelene kadar dayanmak zorundasınız Yüzbaşım! Tek birinizi bile yaralı görmek istemiyorum!” Eray bey telsizi kapatıp mavi bereli askere uzattı. Oğlununda aylarca aralarında olduğu Kartal timi büyük bir çatışmanın ortasında kalmıştı. “Çabuk olsun destek ekibi acele edin seval!” asker başını sallayarak destek ekibe haber yolladı. “Desteğin oraya varması çok sürmez Komutanım, iki helikopter çıktı yola.”

BalınWhere stories live. Discover now