"Hadi..." Gözlerimi devirip başımı salladım. "Hayır."

"O zaman çalışmıyor araba." Elini göğsüne sarıp sırtını koltuğa yasladı.

"İyi çalışmasın. Kalalım burada." Ben de onun gibi elimi göğsüme sarıp karşıma baktım. "İyi kalalım o zaman burada."

"İyi."

"Tamam."

"Peki."

"Güzel." Kaan güzel dediği an hızlıca yanağına bir buse kondurdum ardından geri yerime geçtim. "Ne? Bu sayılmaz." Bilerek bekletmiştim. "Hadi oradan. Yüzünü yine çevireceğini biliyorum. Bilerek seni şaşırttım. Öptüm hadi gidiyoruz."

Kaan yaptığım plana yenik düşmüştü. Bana kızgın kızgın bakıp arabayı çalıştırdı. "Bunun acısını alırım senden."

"Çok konuşma da sür hadi."

Kaan bana bir bakış attı ardından  arabayı okulun bahçesinin kapısına doğru sürdü.

🌾

Ne kadar sürmüştü yol bilmiyorum ama bu sefer çok uzağa gitmemiştik.

Yine bol yeşillikli bir yere gelmiştik.

Bir eve gelmiştik.

Kocaman bir evdi ve tam karşısında bir göl vardı.

Kaan arabayı evin arka kısmı olan kapıya park edince arabadan çıkmadan tam karşımızda duran göle baktım.

Çok güzeldi.

"Fotoğraf makinesini getirdin mi?" Kaan bana sırıtarak bakıp arabayı kapattı. "Tabii ki de." Etrafa bakıp gülümsedim. "Yine bir cennete geldik."

Arabadan çıkıp etrafa baktım. Ev ile göl arasında beş metre falan vardı. Çok yoktu.

Dip dibelerdi ve kocaman ormanlık alanda bizden başka kimse yoktu.

Etrafımda dönüp kafamı kaldırdım. Daha önce hiç böyle bir yere gelmemiştim. "Çok güzel." Hemen Kaan'a bakıp güldüm. "Sizin mi burası?

"Yazlık gibi bir yer." Kaan bana bakarak bagajı açtı. "Çok sevdiysen hep geliriz."

"Havası bile güzel." Kaan hala bana bakıyordu. Valizleri indirip arabayı kapattı. "Gel yerleşelim sonra göle gireriz."

"Ne?" Yanımda duran göle baktım. "Çok büyük değil mi?"

"Evet de ne fark eder?'

"Bakarız." Dedim ve valizimi elime alıp eve doğru yürüdüm. "Annenlerin haberi var mı?"

"Var, anahtarı nasıl aldım sanıyorsun?" Elindeki anahtarı havaya atıp geri tuttu ve bana bakıp göz kırptı.

"Beni söyledin mi?"

Kaan kapıyı açıp bana baktı. "Annem seni biliyor, Mirza." Benim valizimi de alıp kapının yanına koyunca gözlerimi kocaman açıp içeriye girdim. "Beni biliyor derken?"

"Seni anneme anlattım."

"Ne diye anlattın?"

Arkadaş mı?

Dost mu?

Bir kız olarak mı??

Ne?

"Güzel bir kız olarak." Kapıyı üzerime kapatıp bana doğru adımladı. "Ya?"

"Seninle tanışmak istiyormuş." Elimi belime koydum ardından kapıya yaslayıp etrafa baktım. "Beni?"

"Neden ki?"

"Öyle." Ellerini kapının üzerine koyup beni kafesleri. "Seni çok beğendi."

"Fotoğrafımı gösterdin?" Cümle kuramıyordum. "Fotoğrafını gösterdim."

"Ha?" Çok yakındık. Aşırı fazla ve ben cümle kuramıyordum.

"Peki." Gözlerine baktım. Uzun süre onun gözlerine sessizce baktım. Biraz daha bu şekilde kalsaydık belki de yanlış şeyler olacaktı.

O yüzden bir elimi kaldırıp yukarı katı gösterdim. "Peki, hangi odalara kalacağız?"

"Sen kız kardeşimin odasında kal. Ben benim odamda kalırım."

Kaan'ın kız kardeşinin olduğunu bilmiyordum...

"K-kız kardeş?"

"Evet, ellerinden öper." Yanımdan ayrılınca hemen onun peşinden koştum. "Neden bana ailenden bahsetmedin? Sen benim abimle bile takipleşiyorsun ama ben neden senin kız kardeşin olduğunu şimdi öğreniyorum?"

"Sormadın ki?"

"Sen de abimi sormamıştın ama öğrendin."

"Dikkatini çekerim, sen söylemedin. Ben öğrendim abin olduğunu." Elimi mutfağın tezgahına koyup ona dik dik baktım. "Başka kardeşin var mı?"

"Hayır."

"Kaç yaşında, kız kardeşin?"

"14." Sırtımı tezgaha yaslayıp başımı salladım. "Kızma bana, Rory Gilmore." Kaan yanıma gelip yanağımdan bir makas attı. "Kızmıyorum."

"Peki."

"Hadi odalara yerleşelim."

🌾

MirzaVuralkaya: (story)

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

MirzaVuralkaya: (story)

KaanDemirkan ve AtlasKıran beğendi.

25.BÖLÜM SONU

Solitude | TextingWhere stories live. Discover now