1.Bölüm: Doğum Günü

En başından başla
                                    

Mahalle de ki arkadaşlarım dediği kişilerle aynı sınıftaydık ve ben azıcık çekinip onlara yaşadığım yer hakkında yalan söylemiş olabilirim..

"Ya öğrenirlerse Neşe?" Yapacak bir şeyim yoktu.

"İdil nereden öğrenecekler sence? Saçma sapan konuşma." Aklıma gelen şey ile kolunu sıktım. "Bak ağzından bir şey falan kaçar yemin ederim yolarım seni. Ben onlara uygun bir zamanda anlatacağım her şeyi."

İdil ne kadar evet dese de içim rahat değildi. Kesinlikle yola çıktığım insanları seçerken daha dikkatli olmam gerekiyordu.

Otobüs nihayet geldiğinde, kalabalığın arasından ilerleyerek kendime tutunacak bir yer bulmuştum. Okulda ki arkadaşlarım Hilal ve Semih beni doğum günü partisine davet etmişti.

Bende onlara mantıklı bir bahane sunamayacağım için davetlerini kabul etmiştim.

İnsanın ailesi olmadığında sığıncağı arkadaşları olması kesinlikle mükemmel bir şeydi.

Onlar bunu bilmiyordu. Beni üç tane abisi olan bir kız zannediyorlardı. Bunu onlara söyleme nedenim sürekli dışarı çıkarmayacağım içindi. Onlara abimler izin vermiyor demem yeterli oluyordu. Bu gerçekten iyi bir bahaneydi.

Yaklaşık olarak on durak sonra otobüsten tek parça halinde inince derin bir nefes aldım. Evleri durağa yakın olduğu için çok yürümemize gerek kalmadan evlerinin önüne gelmiştik.

"Neşe," dedi büyülenmiş bir şekilde İdil. "Şu eve baksana, ne kadar güzel.. bahçesi de var."

İdil'in bahsettiği evi ilk gördüğümde ben de çok beğenmiştim. Hep hayalim böyle bir evdi. Kendi ayaklarımın üzerinde durduğum da böyle bir ev almak belki mümkün olabilirdi.

"Tamam gözün kalmasın şimdi, insanların başına falan yıkılır ev uğraşamam."

Kapı ziline iki, üç, defa basınca kapıda bir adet Hilal belirdi.

"Kanka hoş geldin!" İçeri geçip ayakkabılarınızı çıkardık. Hilal'e dönerek; "Abim eğer İdil gelmezse yollamıyordu da beni bu yüzden o da geldi." Dedim.

"Sorun yok memnun oldum İdil, ben Hilal."

İdil çekinerek Hilal ile tanıştı. Ben bu eve daha önce geldiğim için salona geçtim. Hediye paketini içeri gelen Hilal'e uzattım.

"Niye zahmet ettin teşekkü ederim!"

Zahmet etmek mi? İnsanlar doğum gününü hediye almak için yapmıyordu yani? Ben mi yanlış biliyorum.

"Önemli değil." Diyerek geçiştirdim onu.

Salon fazla kalabalık değildi. Hilal'in ufak erkek kardeşi, Semih, birkaç kuzeni ve biz vardık. Semih beni görünce selamlaşmıştık.

"Vay be kanka şimdi Hilal iki gün sonra da sen yaşlanıyorsunuz."

Semih bizden iki ay önce on sekizine girdiği için çoğu zaman bize abilik taslardı.

"Sorma kanka erkenden çöktük." Dedim onun gibi dalga geçerek.

"Saçmalama Neşe, ne çökmesi ya. Ben daha çok gencim!"

Sen geçsin, biz yaşlı kanka.

"Ay ağlamaya başlar şimdi bu Semih."

"Evet başlarım, doğum günümde ağlamak istemiyorum." Hilal'in adı nazlı olmasa da çok nazlı bir kızdı. Sahi ben böyle bir kızla nasıl arkadaş olmuştum?

NEŞE (Aile) Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin