Gözleri tuttuğum yere kayınca "Zaten yakıcaksın."dedim.Yüzüme baktı.
Doktor gülen bir sesle "çocuk hastalıklarım da yakınlarının kıyafetlerini bu şekilde tutuyor ."dedi . Hazerani 'nin suratında ki öfke dağıldı .Bana bir kez daha baktı.
Bense o vazgaçmeden üstündeki tişörte sıkı sıkı tutunup "Hadi doktor."dedim.Derin bir nefes alırken gözlerim elimin tuttuğu üstteydi.Söyleyeyimde yakmak yerine bana versin.Güzel bir üst o yüzden .
Tuttuğum nefes bir anda batan iğnenin saniyeler süren çıkışı ile içimden taşarken Hazerani anında geriye doğru sert bir adım attı.Üstü elimden koparılmış gibi çıkınca doktor dumura uğradı.Ona bakmadan doktora döndüm .Ceketin kolunu düzeltirken gözümden bir hüzün düştü.
Neden bu kadar acımasız ki ?
Elim acıdı o nasıl geri çekilmek.Hatta çekilmek değil kaçmak !"Ellerinizi de görebilir miyim ?"
Dedi doktor.Tepki vermedi demekki ellerimi oda görmüş.Ya da umrunda değil.Nefreti çoğu kez sınırsız bir acıyı deşiyor.İçimde elimi deli gibi yıkama isteği birikmişken sarılmıs ellerim için hemen sitem ettim."Doktor bey şu ellerimi resmen mumyalanmış."dedim eldivenleri çıkarırken.
Ellerimi öne doğru uzatırken doktor "Ellerinizin her yeri yaraydı efendim.Bu yüzden öyle sardık."dedi.
Avuç içlerimi çevirdi.Elimin bir çok yerinde sargı bezine kan bulaşmıştı.
Doktor açmak için dokunduğunda"Yine böyle mi saracaksın ?"diye sordum . Başını salladı."O zaman bunu şimdi değiştirme ben yarın kendim sargıyı değiştiririm."dedim uygun buldu çekildi .
Çantasını toplarken "Sakıncası yoksa ellerinize ne olduğunu sorabilir miyim ?"dedi göz ucuyla ona baktım.Bize arkasını dönmüş elindekiyle telefonla uğraşıyordu.
Ne sandın Geşa seni düşündüğünü falan mı ?
Eldivenleri giyerken çok kısık bir sesle
"Kirlilerdi yıkadım."dedim.Doktor bana "efendim anlamadım ?"dedi.Tekrar etsemde anlamazsın ki .Bak şu adama sor o hemen anlar demek istedim ama o konuşsa benim canım daha çok yanar ."Önemsiz doktor."deyip geçiştirmeyi seçtim.
"Çok dikkat edin lütfen ellerinizde ki duyarlılık bu kadar artmışken bu önemsiz sebep ellerinizi kullanmanızı kısıtlayabilir."diye de beni uyardı .
Hiddetle ayağa kalktım."Müsade senin doktor . Teşekkür ederim."dedim.
Hanım ağalığım namlıdır.Ama ben bugün fazla güçsüz bir sesle konuşuyorum.Doktor ise çekinerek hemen odanın kapısına ulaştı .
Hazerani 'ye baktı.Başını salladığını gördüm.Sonra doktor hemen çıktı .Ben köşeme geçecekken Hazerani "Yatakta yat."dedi.Olduğum yerde durdum.Bana döndü.Hala yatmadığımı görünce bir de başıyla yatağı işaret edip
"Sana hiç yerde yat demedim.Bana şimdi öyle bakmayı bırak."dedi .Düşünüyorum.Haklı bana odanın bir yerinde yat dedi.Yer demedi ama orda o yattığına göre bana pek seçenek kalmıyordu ki !
"Bana hiç nerde yatacağımı da söylemedin."dedim.
Sinirle gözlerini yumup açtı.Haklıyım sende biliyorsun Hazerani.Üstüme doğru yürüdü.Bir adım attığım yatağa çakılıp oturduğumda "Yatak diyorum Geşa tekrar ettirme."diye söylendi.
Canıma minnet usulca uzandım."Peki sen ?"dedim hemen .
Yanımı işaret eden gözlerini görünce
gözlerim dehşetle açıldı .Hemen doğruldum "senin her zamanki yerinde !"dedi .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYLERBEYİ HAZERANİ
General FictionEl değse dikişsiz yaraya çok acır,sevgilim.Ağır söz bile daha çok kanatır. Aşk Şeriatı'nın kuralıdır bu: Seven sevdiğine kesik bir yürek bırakır . Ben sana ; belimdeki silahı ,dik başımı ve tenimin ardındaki canı da bırakıyorum. Buyur al ! Beylerin...
'KADER&SÖZ'
En başından başla