I - iğneler ve ip yumakları

3.9K 326 281
                                    


[ ✩‧₊˚ 🧶 *・ ]

jeongguk, yoongi'nin iksir dükkanından yeni isimlerin yenileneceği saat geldiği için aceleyle çıkmıştı. hoseok'a oje sürme görevi de bu nedenle yarım kalmıştı.

her gece belirli saatte, bakan herkesin kocaman göründüğünü söylediği bordo kitabının içindeki isimler yenilenirdi. ve yine belirli bir zaman dilimi içerisinde ruh eşi eşleştirme görevi sona ererdi.

gguk görevini oldukça seviyordu, birilerinin eşlerini bulmak onu mutlu ediyordu. ama soran herkese ise "göründüğü kadar kolay değil!" diyerek çıkışır, yaptığı işin ne kadar zor olduğunu yakınıp dururdu.

bazen, birbirine zıt kişilerin kaderlerini bağlamak yorucu geliyordu. jeongguk'a göre biri yirmi üç geçe hiçte erken bir zaman dilimi değildi. tabii, işi gelince saatlerce oyun oynayıp yoongi'nin büyü kitaplarını karıştırmaya bayılıyordu. bazı kişilerin özellikleri ona çok havalı gelirken bazıları çok sıkıcı geliyordu. bazen, çok nadiren özelliklerini sevdiği kişileri bulmaya bayılırdı.

hatırladığı kadarı ile geride bıraktıkları ilkbaharda, bir ejderhanın özellikleri çok dikkatini çekmişti. ejderha kitaptan öğrendiğine göre, küçük ejderha melezlerine uçuş dersi veriyordu. ama tercihi küçük öğrencilere kendilerini keşfetmeyi öğretmekten yanaydı. bildiği ejderha eğitim merkezlerinin hepsini gezdi, sonunda hayran kaldığı öğretmeni bulmuştu. colosseum'u andıran büyük alanın en dikkat çekmeyen kısmına oturup bacaklarını kendine çekmiş kendince saklanmaya çalışmıştı. tam zamanında gelmişim diye düşündü, gguk o gün. çünkü namjoon gibi bir toprak ejderhasını dönüşümünden önce yakalamıştı. zamanla arada uğrar olmuş, bir sakarlık nedeni ile yanlışlıkla tanışmalarına neden olmuştu. günler geçtikçe namjoon'un, yoongi'nin ruh eşi olduğunu düşünmeye başlamıştı. şimdi de öyle düşünmüyor değildi tabii, ama ne yapsın karar verememişti ki. hem namjoon hem yoongi birer hayalet olmadan buna bir karar vermesi gerekiyordu.

bu kararsızlıklar yüzünden bazen çok geç kalıyordu, kendi yapmış olmasına rağmen saatlerce ağlayabiliyordu. bazen, yine çok nadiren ruh eşlerini eşleştirmekte geç kalıyordu. bir taraf ölüp gidiyordu ve mavi beyaz tonlarında bir hayalet oluyordu. yaşadığı yer nedeniyle hayaletlerin de normal insanlar gibi hayatlarına devam edebiliyor olmasına şükrediyordu. bunu hatırlamak daha az suçlu hissetmesine neden oluyordu. ama yine de üzülüyordu. sevgilinize veya eşinize sarılmak isteyip kolunuzun midesinden göründüğünü hiç hayal etmiş miydiniz? gguk'a göre bu çok ürpertici bir durum.

yoongi ile birlikte kaldıkları evlerinin alt katında bir kadın yaşıyordu, soojin adında güzeller güzeli rokurokubiydi. soojin ayrıca bir hayaletdi, iki yıl önce ölmüştü. odası hemen gguk'un odasının altında bulunuyordu, bazen boynunu odaya kadar uzatıp bunun bir çeşit egzersiz olduğunu savunuyordu. bunu ilk yaptığında, jeongguk eşleştirme görevine daha yeni başlamıştı. odada yankılanan "bu saatte ne yapıyorsun tatlım?" cümlesi ile farketmişti hayaleti.

kadının kafası kitabına döndüğü an kitabı o hiçbir şey yapmadan elleri üzerine kapanmış, yaklaşık bir hafta ellerinin üstü kızarık gezmesine neden olmuştu. kitabı ondan başka kimsenin görmemesi gerektiğini de acı verici bir şekilde o gün öğrenmişti.

soojin bu boyun egzersizini haftanın birkaç günü uyguluyordu. bir gün, egzersizi sırasında yirmi sekizinci doğum günü olduğunu söylemiş, gguk'tan ve hemen ardından yoongi'den birer kucaklaşma kazanmıştı. işte o gün jeongguk hayaletlere sarılmanın ürpertici ve havaya sarılıyormuş gibi olduğunu savunmaya başlamıştı. ve bunu savunmayı sürdürüyordu.

tip of my tongue, taekookWhere stories live. Discover now