1

451 83 74
                                    

Merhabaa 🤙
Yeni ve değişik bir kurguyla geldim bu sefer ama bölüme geçmeden önce birkaç uyarım var. Okumanızı tavsiye ederim, sonra başımız ağrımasın.

Öncelikle kitapta bolca "kaltak" kelimesi ve Türkçe dublaj vari konuşmalarla karşılaşacaksınız, şaşırmayın. rahatsız edici ya da cringe geliyorsa okumayın. Bile isteye yaptığım bir şey olacak ve devam ederse kitabın sonuna kadar da bu şekilde gidecek o yüzden baştan uyarıyorum.

İkinci olarak karakterler arasında yaş farkı var, pedofili kesinlikle yok. İlk bölümlerde gördüklerinizle direkt pedofili yaftası yapıştırmayın bozuşuruz sonra.

Üçüncü olarak uyuşturucu ve türevi maddelerden sık sık bahsedilecek. şiddet, argo, küfür ve madde kullanımı gibi yetişkin içeriğe sahip bir kitap olacak.

Uyarılarım bu kadardı, şu andan itibaren okumak da kitabı kütüphanenizden çıkartmak da size kalmış bir şey.

Kalanlara hoş geldiniz diyor ve iyi okumalar diliyorum. ❤️❤️

-----------------

Issız ve harabe evlerin bolca bulunduğu sokakta dikkat çekmeden göz gezdirerek ilerlerken, yer yer paslanmış, kopuk tellerin etrafına sarılı olduğu elektrik direği üzerine tünemiş kocaman karganın ötüşü hariç çıt çıkmıyordu.

Camın cam, kapının kapı olduğuna bin şahit isteyen evin önünde durduğunda, hedefinin burası olduğundan emindi. Formaliteden evin etrafını sarmış gibi görünen tahta, diğer evlerde olduğu gibi yıkık dökük çitlere bakarken sinirle güldü ve düştü düşecek kapıya ayağını sertçe geçirip, devrilmesine sebep oldu.

Burnunun direğini sızlatan iğrenç çöp kokuları eşliğinde verandadaki birkaç basamağı hızlıca çıktı ve kapının önünde durdu. Etrafta kimsenin olmadığından emin olduğunda, yumruk yaptığı elinin alt kısmıyla kapıya sert ve gürültü bir şekilde vurmaya başladı. Diğer elini de belindeki silahına atmış, tetikte bekliyordu.

Kapının açılmadığı her saniye vuruşunun şiddetini daha da artırarak çalmaya devam etti ama ne kapıyı açan vardı ne de içeriden en ufak bir ses duyulmuştu.

"Kaltak." Dedi dişlerini sıkarak, sinirini bariz bir şekilde belli eden soğuk ses tonuyla.
"Aç lan siktiğimin kapısını, yoksa kıracağım! Sonra da seni kafatasından matkapla monteleyip iğrenç suratında dart oynayacağım, lanet kaltak!"

Kapının hemen yanındaki toz ve kirden tabaka oluşturmuş cama iğrenerek baktı ve belindeki silahı seri bir hamleyle çekip aldı. Silahın kabzasıyla sertçe vurarak, büyük bir gürültüyle tuzla buz ettiği cam, evin içine doğru parçalanarak kırılırken içinden küfürler etmeye devam ediyordu.

Açtığı boşluktan kolunu içeri soktu ve kilidi bir tur çevirip kapıyı açtı. Kolunu dikkatli bir şekilde geri çekip, deri ceketinin küçük bir kısmının cam parçaları yüzünden kesildiğini gördüğünde, gözünü döndüren siniri git gide daha da artıyordu.

"O kaltağa malımı çalmanın ne demek olduğunu göstereceğim." Diye söylenerek çöplükten farksız eve ilk adımını attığında, havada uçuşanlara ek, ayakkabısının kaldırdığı tozların ciğerlerine dolmasıyla küçük bir öksürük krizine girmişti.

"Leş kaltağın evi de en az kendisi kadar leş."

Öksürmekten dolayı yaşaran gözlerini elinin tersiyle silip, çöplüğü andıran salonda göz gezdirdi. Her yer her yerdeydi, havasızlıktan nefes dahi almak istemiyordu. Bu kadın kaç yıldır evine uğramıyordu? Burada bir insanın yaşıyor olması imkansızdı. Eşek bağlasan durmaz denilecek kadar pis bir yerdi.

Ruin SopeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin