{GİDİLEN YANLIŞ} -40

En başından başla
                                    

Doğan çıkardığı gömleği ve pantolonunu eline alıp katladı.O sırada Kerem banyodan çıktı.

"Ben gidiyorum." dedi Doğan elindeki kanıtlanmış kıyafetler ile.

"Nereye?"

Doğan hafif güldü.
"Evime Kerem nereye olacak."

Kerem uykulu halinden çıkamamış olacak ki kafasını salladı.
"Sağol..Beni eve getirdiğin için."

"Rica ederim ne demek."

Doğan nedense yüzündeki sırıtışa engel olamıyordu.Dün geceki olanlar aklına geldikçe daha çok gülesi geliyordu.Bunu da Kereme söylemiyordu tabii.Ne tepki vereceğini kestirememişti.

Doğan tam kapıya doğru ilerlerken Kerem arkasından seslendi.
"Doğan kalsana kahvaltı yapardın."

Doğan eli kapının kulpundayken Kereme döndü.

"Yok yav- yok ya yerim ben bir şeyler görüşürüz." diyerek bir hışımla kendini dışarı attı.

Kerem tuhaf tuhaf arkasından bakarken kafasını iki yana sallayarak mutfağa ilerledi...

Doğan etmek olduğu hitapla kendisine şaşırırken hızla apartmandan çıktı.

Bir kaç koruması ve büyük araç direkt gözlerinin önüne serilirken derin bir nefes aldı.

"Doğan?"

Kulaklarına gelen tanıdık sesle bakışlarını karşı apartmana çevirdi.
Karan elindeki ekmek poşeti ile kendine doğru ilerliyordu.

"Napıyorsun burada?" diyip selam vermek için elini uzattı.Doğan anında kendisine uzatılan eli tutup sıktı.

"Dün Keremi bıraktıktan sonra uyuyamamışım ondan.." dedi saçmalayarak.

Karan kafasını aşağı yukarı salladı.
"Gel kahvaltı yap bizde."

Kerem elini kaldırıp kendi göğsüne koydu.
"Yok kardeşim eyvallah gideyim ben."

"Tamam sen bilirsin."

Doğan hafif tebessüm edip kapısı açık halde kendisini bekleyen araca bindi ve kapısını sertçe kapattı.

Sarı deri koltukta geriye doğru yaslanıp gözlerini kapatırken aklına anında dünkü görüntüler gelmeye başladı.

Çocuğun hoş kokusu ve dudaklarının tadı her hücresine sızarken gözlerini açtı ve yerinde biraz daha doğruldu..

-

Kerem kendi halinde ağır ağır kahvaltısını yaparken çalan kapı ile ağzındaki zeytin çekirdeğini çıkarıp ayağa kalktı.

Doğan bir şeyini unuttu sanarken kapıyı açtı.

Gözlerinin önüne serilen görüntü ile tekrar yutkundu.

Sinan.

Yüzündeki yarığa benzer bir sürü kesik izi,kollarındaki kesik denilmeyecek kadar büyük yaralar,
bacaklarında ise sargılar vardı.

Yüzü neredeyse tanınmaz haldeyken Kerem bakışlarını adamın yüzüne çevirdi.
"Ne işin var lan senin burada!" diye çıkışınca Sinan masumu oynayarak önüne döndü.

"Kerem.. Gerçekten kötü bir amacım yok..Benim evim yandı..Annem de onun içindeydi.Beraber canımızı zor kurtardık.." dediğinde Kerem sessizce onu dinliyordu.

"Sen sağlıkçısın biliyorum.Hastane de tedavi çok pahalı,gelip bir anneme baksan.."

Kerem kafasını hayır anlamında salladı.
"Sinan sende mi para yok Allah aşkına defol git."

Sinan titrek bir nefes alarak Kereme döndü.
"Borca girdim Kerem.Elimde beş kuruş para yok yemin ederim.Annem çok zor durumda.Biliyorum sana çok şeyler yaptım ama lütfen sen bana yardım et." dediğinde Kerem bir kaç saniye karşısındaki adama baktı.

"Nolur Kerem.Bak senin istemediğin hiç bir şeyi yapmıcam.Lütfen gel, annem için yalvarırım.Çok zor durumda."

Kerem oflayarak derin bir nefes aldı ve kafasını salladı.
"Bana asla yaklaşamayacaksın.Gideceğiz bakacağım anneme ve geri geleceğim.Duydun mu?"

Sinan hızlı hızlı kafasını salladı.
"Söz veriyorum."

Kerem kapıyı kapatıp içeriden kot ceketimi aldı.Üstüne hızla geçirip hemen girişte olan sağlık çantasını alıp kapıyı tekrar açtı.

"Gidelim hadi."

Sinan gülümsemesini saklamaya çalışarak kafasını salladı ve önden yürümeye başladı.Kerem de arkasından gelirken apartmandan çıktılar.

Keremin sinanin arabası olarak bildiği araba kapının önünde bekliyordu.

"Arabanı satsaydın ya benim kapıma geleceğine." dedi Kerem buz gibi sesiyle.

"Bundan başka varlığımız yok.Bunu da satarsam ortada kalırım." diyip Keremin kapısını açtı.

Kerem göz devirerek çantası ile beraber koltuğa oturduğunda Sinan hızla kapıyı kapattı.

Şoför koltuğuna doğru ilerlerken son kez mahalleye göz gezdirip sinsice gülümsedi.

Kendisi de şoför koltuğuna bindiğinde bakışları direkt Keremi buldu.

"Teşekkür ederim."

Kerem ona dönmeden yerinde biraz daha kıpırdandı.

"Hızlı ol hadi.Seninle aynı ortamda olmak bile delirtiyor beni." dediğinde Sinan gülümseyerek önüne döndü.

Arabayı çalıştırırken aklından geçen iğrenç düşüncelerden Keremin haberi yoktu tabii...

-

-

-

Günün ikinci bölümü.

BELANIN ZAAFI (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin