Middle Of The Night.

10 3 0
                                    

Gök bütün içlerdeki kederi boşaltırcasına yağdırıyordu damlaları, gecenin ortasında.

"Sence ne kadar şansımız bulunmaktadır?"

"Emin değilim efendim."

Zack, kapının girişindeki askerleri incelerken Ciga'nın cevabı ile pekte tatmin olmamıştı, elbette ki şu an hiçbir şey kesinlik taşımamaktaydı fakat bir telkin beklemişti sanırım. Oluşan karışıklığı önleme amacı ile kurulmuş barikatlarlardan birisini izliyorlardı, girişlerden birisine de oldukça yakındı burası lâkin tam olarak emin değillerdi hangi girişti. Askerlerin nefes aldırmadığı risk noktalarından birisindeydiler; hem krizi arttırabilecekleri, hem de silah temin edebilecekleri noktalardan birisinde. Kumral saçlı, sessizliği böldü tereddüt etmeden.

"Sizden çıkıp dikkatlerini dağıtmanızı isteyeceğim, böylece gösterimi yapabilirim."

Kafasını salladı siyahi oğlan, biraz gergin, biraz yarım. Bulundukları bina çatısının en köşesine doğru geldi, biraz nefes aldı ve bir bacağını geriye sürerek aşağı atladı. İki bina arasındaki boşluktan düşerken, eldivenli elini duvara sürterek yeterince ses çıkartmış bulundu askerler için. Avuç içindeki yüzeyi pütürlü olan bu eldivenler hep işine yaramıştı. Ayağı yere basar basmaz bütün namlular ona dönük hâlde idi.

"Selam..?"

Bu selam, askerlerin pekte ilgisini çekmemiş olsa gerekti.

"Ellerini yukarı kaldır çocuk!"

Zack küstahça bir göz devirme ile ellerini yukarı kaldırdı zîrâ şu an yapabileceği pek bir şey bulunmamaktaydı, ki Ciga çocuğun köşeye sıkıştırılmasını izlemeye değer bulmuş bir aksiyon göstermemişti fakat tabiî ki de oynamanın da bir süresi vardı, şeytan da kafasındaki gerekli hesaplamayı kurarak yürüdü. Binanın merdivenlerini inerken, ellerini gevşetiyordu sakince.

Şayet zihni bulanır, elleri kasılırsa köşeye sıkışırdı. Ne zamandan beri bu ilahi güce sahip olduğundan emin olamıyordu, bilincinin ne zaman başladığından ve nereden geldiğinden de. Sıkışmış hissediyordu, bu surların ve insanların içinde. Sanki hep buradaydı ve burayı bilmiyordu, hiç öğrenme şansı da olmamıştı. İlk raddede neden Theo'nun karşısına çıktığını da bilmiyordu, kalabalığın arasında neden gözüne takılmıştı veyâhut gecenin bir yarısı, yeni tanıdığı bir çocuk ile neden askerlerin canına okumak için plan hazırlıyordu, emin olun bunu da bilmiyordu.

Bildiği tek şey gösterisinin göz kamaştırıcı olacağıydı.

"Neden buradasın sen?"

Askerlerden kemerli buruna sahip olanın siniri bozulmuş bir ses ile söylenirken Zack'i köşeye sıkıştırmak adına üstüne yürüdüğünü, diğer iki kişinin ise o askerin arkasında durduğunu gördü şeytan. Ayrıca kalan dört kişinin de ikili gruplar hâlinde teçhizatların önünde bulunduğunu kavrayabilmişti karanlığa rağmen.

"Hey dostum, abartıyorsunuz, hadi ama!"

Çocuğun konuştukları Ciga'nın yüzüne alaycı bir sırıtış eklerken daha sonrasında bunu kendisinin yüzüne vurmaya ant içmişti adeta, hemen ardından ise karanlığın onu bırakmasına ve sokak lambalarının yanında, askerlerin zırhlı araçlarının ışığının da onu ortaya çıkarmasına izin vermiş, okkalı bir ıslık çalmıştı; işte şimdi bütün gözler ondaydı.

"Hey!"

"Anasını satayım bir idi, iki oldu! Sen kimsin ulan?!"

Ellerini havaya kaldırdı hafifçe şeytan.

"Efendiler ne kadar hadsiz bir konuşmaydı bu, lütfen."

Namluların ucunu görüyordu artık, tüm o karışmış çehreler ile birlikte. Sinir, kaygı, korku ve bilinmezliğin verdiği adrenalin suratlarından damlalar hâlinde akarken şeytan ellerini biraz daha kıvrak bir biçimde hareket ettirmeye başladı. Aslında ne yapacağından tam emin değildi fakat denemeden de bilemezdi.

God Complex is a Bitch.Where stories live. Discover now