"Arkandaki masayı izlemeyerek çok şey kaçırıyorsun şu an." Jeongguk karşımda oturmuş kocaman gülümsemesi ile Namjoon ve Jin'i izliyordu.

Asıl kendini bu hâlde göremeyerek sen çok şey kaçırıyorsun demek istesem de bu düşünceyi hızlıca kafamdan silerek omuz silktim.

"Namjoon'un her ânı böyle emin ol." Daha çok gülümsedi ve elleri ile ağzını kapatıp bana döndü.

"Jimin ve Yoongi çıkıyorlar mı?" Bunu farketmesine şaşırarak kafamı olumsuz anlamda salladım.

"Hiç şaşırma, 10 metre öteden birbirlerini sevdikleri belli oluyor. Sadece çıkıp çıkmadıkları belli değil."
Bakışları kapının önündeki üçlüye kaydı.
"Çok yakışıyorlar ama. Zıt gözükseler de birbirlerini tamamlıyorlar."

Aynı biz gibi.

"Aynı Namjoon ve Jin hyung gibi." Tekrar o masaya döndüğünde burukça gülümsedim.

Neden böyle düşünmeye başlamıştım? Düşüncelerime engel olamıyordum ve düşüncelerim gittikçe saçmalaşıyordu.

"Sen nasıl oldun, ağrın var mı?"

Jeongguk onun hakkında soru sormam ile tamamen bana dönmüş ve sandalyesini masaya yaklaştırmıştı.

"Evet, çok iyiyim. Kendime iyi bakıyorum." Kafamı olumlu anlamda salladım.

"Belli oluyor." Hiç de kendine iyi bakmıyordu.

Sesimdeki imâyı anlayınca gözlerimin içine bakıp bir şeyler söylememi beklemişti.

"Hiç öyle bakma. Kendine iyi baktığını düşünmüyorum, hatta kendine değer verdiğini de düşünmüyorum." Kaşları her kelimemden sonra daha çok havalanırken omuz silktim.

Onun saukook olduğundan şüphelendiğimi düşünmesini istedim bir an. Saçmalıyordum, çocuk acı çekiyordu ve ben sırf tepkisini görebilmek için böyle bir şey söylemiştim.

"Gördüğün gibi son zamanlarda bir şey olmuyor."

Kafamı olumlu anlamda sallayıp dağılan saçlarına baktım. O da farketmiş olacak ki elleriyle saçlarını hemen düzeltmişti.

Telefonum titreyince cebimden çıkarıp gelen mesaja baktım.

Saukook:
Okulun duvarlarini
boyuyorlar gordun mu
sence hangi renk
ben söyleyeyim yeşil
💚💵📗🍡🍏🐍🥝

Kapının önünde telefonla uğraşan Hoseok'a baktım.

Şüphelendiğimi bildikleri için oyun oynuyorlardı.

Viu:
Turuncu

Saukook:
İyyy ne turuncusu
manyak misin nesin
okul turuncu olur mu???

Cevap vermeden uygulamadan çıktım ve içeceğini içerken beni izleyen Jeongguk'a döndüm. Aniden toparlanınca gözlerini kırpıştırarak yüzüme bakmıştı.

"Zil sesimi değiştirdim de beni bir arar mısın? Kontrol edeceğim."

Jeongguk ayağa kalktıp arka cebini yokladı ve sandalyesinin yanındaki çantadan üstünkörü telefonunu aradı.
"Hoseok da kalmış olmalı. Tuvalete giderken vermiştim."

Tahminim doğru çıkınca belli etmeden gülümsemiş ve kafamı sallamıştım.
"Önemi yok." İçimi kaplayan heyecan ve mutluluğu belli etmemeye çalışarak arkamı dönüp Namjoon ve Jin'e baktım.

"Salak rezil etti kendini, bir daha okula gelemez."

"Merak etme, Jin Hyung ondan daha salak."

Kafeye giren üçlü ile arkama yaslanmıştım.

"Hoseok, Jeongguk'un telefonu sende mi?"

"Ne? Hayır." Yerine oturmuş ve Jeongguk'a bakmıştı.

"Haha hyung sende ya telefonum, tuvalette almıştın."

"Haa doğru saçını kurutuyordun değil mi?" Cebinden telefonu çıkartıp Jeongguk'a uzattı.

"Ne saçı hyung rüya mı görüyorsun." İkisi de yalandan gülmeye başlayınca Jimin sandalyesini Yoongi'ye yaklaştırıp kafasını omzuna koymuştu.

Jimin ve Yoongi aşkı kadar emin olduğum bir şey daha varsa o da Saukook'un Jeongguk olduğuydu.

Hangang Parkı / taekook✓حيث تعيش القصص. اكتشف الآن