Gitmek istiyor musun?

22.8K 861 22
                                    

Tokat yiyeceğimi sanmıştım . Karşı gelemezdim bakmayın bana öyle. Hızlıca gözlerimi kapattım. Nefesimi tuttum ama ne bir el ne de bir ses vardı.

Gözlerimi usulca açtığım da karşım da anasının kolunu sıkıca kavramış sert çehresi kasılmış yeşil gözlerini kısılmış bir Sırat vardı. Sinirliydi belli . Ve Allah biliyor ya siniri bile yakışıklıydı.

"Ana napıyorsun sen Allah aşkına " dedi gürleyerek Sırat.

Anasının davranışlarına akıl sır erdiremiyordu. Babasının ölümü anasını derinden etkilemişti. Kuma geldiği konakta ilk zamanlar zorluk çekse de Ağası hep onu kollamıştı. Heleki erkek evlatlar kucağa alınınca deymesinler Kirbe sultanın keyfine. Dilber türlü oyunlarla kocasını kaybetmişti. Çocuğu olmadığı yetmezmiş gibi birde nikahtan düşmüştü .
Hayat insana türlü oyunlar oynuyordu. Herkesin bir imtihanı vardı.

"Bırak kolumu Sırat şu hadsize haddini bildireyim de yerini unutmasın " diye karşılık verdi Kirbe.

Sırat daha fazla kendisini tutamayacaktı. Karşısın da sinen Amina'ya göz ucuyla baktığın da ağlıyordu. Sessizce damla damla akıtıyordu boncuk gözlerinden yaşları. Sırat' ın içini bilmediğ bir duygu ele aldı. Daha önce kimseye hissetmediği bir duygu. Belki de acıma duyguduydu bu. Bırakıverseydi ya bu kızı nolurdu. Geldi ve gitti. Ha geç ha erken ne farkedecekti.

"Bir daha bunu sakın yapma ana dediklerini duydum çık odadan kızı rahat bırak " Sırat anasını kırmak istemiyordu belliydi ama Amina'yı da ezmemişti.

" Sıra.." Kirbe'nin sesi Sırat'ın;

"Ana " demesiyle kesildi.

Kirbe Hanım kaşlarını son birkez daha çatıp Amina'ya bakmadan çıktı.
Sırat düşünceliydi. Kimi kayırsa iki tarafta elini yakıyordu. Amina ' yı gönderebilirdi ama laf söz olurdu biliyordu. Sadece 2 hafta duracaktı. Hem anasını hemde Amina'yı idare edecekti.

...
Karşım da duran Sırat'a baktığım da düşünceli hali beni şaşırtmıştı. Benim için anasını kırmıştı ama ben birşey yapmamıştım. Daha geleli kaç saat olmuştu ama başıma hemen belayı almıştım.

"Annemle zıtlaşma birdahakine seni uyarmam " dedi Sırat yine o sert yüzü sert sesine oturmuştu.

"Allah şahidim olsun ben birşey demedim gelmeseydiniz de o tokadı yer otururdum " dedim. Yapabileceğim birşey yoktu sadece iki hafta katlanacaktım. Kendimi Sırat'a kaptırmadan katlanacaktım. Allah var yakışıklıydı ama sahibi vardı. 2 hafta sonra gerçek bir karısı olacaktı bende İran'a geri dönecektim. Herşegi unutup geri dönecektim.

"Amina ailen zor durumda olduğun için buraya geldin yanii istersen gidebilirsin " dedi Sırat sesi hafifçe dalgalanmıştı.

"Ne nee anlamadım " dedim şaşkınlıktan dilim tutulmuştu. Gitmemi mi istiyordu.

"İstersen gidebilirsin dedim ".

Gidemezdim haketmediğim parayla buradan gidemezdim. Aileme dönemezdim inanmazlardı. Sadece 1 günde o parayı nereden bulduğumu soracaklardı ve eğer birşeyler ortaya çıkarsa rejim edilirdim. Annem buna dayanamazdı. İşler Sırat'ın istediği gibi gitmiyordu. Mardin' de her ne kadar hüküm sürse de İran 'da hükmü geçmezdi.

"Gidemem " dedim. Sesi git gide kısılıyordu. Yüzüme şaşırmış bir ifadeyle baksa da hemen toparlandı.

"Neden gidemezmişsin " dedi.

" Aileme bu durumu açıklayamam işimi bitirir bitirmez gideceğim merak etmeyin " dedim. Biliyorum normal şartlar da buraya gelmemiştim ama gitmemi istemesi sanki beni yaralamıştı. Derinden bir duygu hissediyordum. Onu göreli birkaç saat olmuştu ama ne var ki bana bir ömür gibi gelmişti. Kendie hakim ol Amina diye defalarca tekrarladım içimden .

" Peki nasıl istiyorsan o olsun ama birdaha anamla tartışmaya girmeyeceksin şimdi kafanı ört aşağı in Fatma ablanın yanına git ve karnını doyur o sana gerekli şeyleri anlatacak " dedi ve ellerini cebine koyup gitti.

Elim hızla başıma gitti. Tülbentimi yatarken çıkartmıştım ve saçlarım açıktı. Düz ve kestane rengi olan saçlarım belime deyiyordu ve Sırat onları görmüştü. Çok utanıyordum. İlk defa babamdan ve kardeşlerimden sonra bir erkek görmüştü.
Tuttuğum nefesle kalbim kasılmıştı. Bir hızla kendimi yatağa attım. Kalbim ağzıma varmıştı. Heyecanlanmıştım.
Tülbenti kafama bir hızla geçirip üzerime feracemi giydim ve aşağı indim. Ev oldukça büyüktü. Ama mutfağı bulabilirdim. Merdivenlerden aşağı indim. Salona doğru girdiğim de Şehnaz arkası dönük oturuyordu. Yavaşça mutfağa doğru süzüldüm. Mutfakta iki tane kadın ve bir erkek vardı. Fatma ablayı Şehnaz'ın yanında görmüştüm ama diğer kadını daha yeni görüyordum. Fatma abla hemen beni farketti ve gülümsedi.

"Gel kızım sana yemek koydum " dedi.
Gülümsemesi güzel yüzüne yayılmıştı. İyi biri olduğunu hissediyordum. Yemek koyduğu masaya oturdum ve yemeye başladım.

Gözlerim bir anlığına diğer kadına kaydığın da yüzünü buruşturmuş bana bakıyordu. Fatma ablanın kulağına hafifçe eğildi . Benim duymama istemiş ama aynı anda da duymamı sağlamıştı.

"Bu çelimsizi mi getirmişler Sırat' a " dedi. Kafamı hızla yemekten kaldırdım.

Tam kendimi ezdirmemek adına birkaç şey kekeleyecektim ki arkadan gelen Kirbe hanım sesimi bastırdı.

" Merak etme Dilber o sen değil kendini kıyaslama sakın ha. Senin Hamit ağamın koynuna giripte burada kaldığın gibi kalmayacak..."


Merhabalar kusura bakmayın geç kaldım kütahyadayım kocaman sevgilerle iyi okumalar :))

AŞİRETİN SOYU (Düzenlenecek )Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin