7. Bölüm : "Ülküm"

13.3K 834 145
                                    

Beni takip etmeyi unutmayın ki duyurularımı kaçırmayın. Oy ve yorumlarınızı da eksik etmeyin lütfen, iki saniyenizi bile almaz. Bu küçücük şeyin eksikliği bile benim yazma hevesimi düşürüyor.

Keyifli okumalar. 🖇

Multideki şarkıyı dinleyerek okuyabilirsiniz.<3

••••••••

Gözleri dolmuştu, neden?

"Ülküm," dediğinde Yüzbaşı sözünü kesti.

"Hayır! İmkansız!" diye bağırdı.

"Komutanım ne oluyor?" diye sordum. O neden bu kadar etkilenmişti?

"Komutanım değil, abi diyeceksin Ülküm."

"Ne?" diye mırıldanıp Zübeyir'e baktım.

Ben nasıl bir rüyadaydım? Hala hastanede yaralı yatıyordum da bunların hepsi bir rüya mıydı? Hayır, rüya değil Ahu. Sen buradasın ve bunların hepsi gerçek. Hayır, olmamalı.

"Baban Albay Kenan Böke, büyük abin Yüzbaşı Ayaz Böke, küçük abin Üsteğmen Efe Böke ve ailenin küçük kızııı!" diyip sıkıca omuzlarımı tuttu. İrkildiğimde kulağıma doğru yaklaştı. "Üsteğmeeen Ülküm Böke." dedi.

Sonra kaşlarımı çatarak Yüzbaşıya baktım. Yalan olduğunu söylemesini bekledim. Söylemedi. Söylemeyecek, ihtimali olmasa bu kadar kötü olur muydu? Evet, ihtimali olmasa bu kadar kötü olmazdı. Gözleri dolu bir şekilde bana bakıyordu.

"Sen daha bir yaşındayken, Albay'ın evine düzenlediğim saldırıda hedefim sendin, Böke kızı." dedi omuzlarımı bırakıp masanın başına geçerek. Böke kızı, Alaca değil Böke.

"Seni almak için odana çıktığımda başında abin vardı, herkes yaralıydı baban, küçük abin, annen. Bir tek o değildi ve sana siper olmuştu."

Rüyam gerçek miydi? Gözlerimi tekrardan fotoğraflara indirdim. Şok içinde hepsinde gözümü gezdirirken o konuşmaya devam ediyordu.

"Onu da yaralayıp seni aldım. Göster Yüzbaşi yaranı." sonu rüyamdaki gibi bitmemişti.

Kafamı kaldırıp komutanıma baktım. Üniformasının boynunu tuttu ve hafifçe aşağıya çekti. Kalbinin üzerinde büyük bir çizik vardı. Derin değildi sadece çizmişlerdi, ama izi kalmıştı. Ben bebeği almaya gelen kişinin kalbine bıçak saplamıştım, gerçekte olan tam tersiymiş.

"Senin," diye konuşmaya başladı komutanım. Derin bir nefes aldı. "Babam senin adını Ülküm koymuştu." dedi. Sesi o kadar kötü çıkıyordu ki, bütün yorgunluğu, bütün acısı sesindeydi.

Kafamı olumsuz anlamda salladım "Komutanım," dedim acı içinde. "Yapmayın." yalan olduğunu söyle bana. Nolur komutanım.

"Komutanım değil Ülküm, aaabiii." dedi Zübeyir sonunu heceleyerek. "Ah tabi, sana da hak veriyorum. Yetimhanede büyümek zor olmalı. Hele ki bu yetimhanenin adamları bize çalışıyorsa. Bazı kelimeleri travmatik bir şekilde unutmuş olabilirsin." diye dalga geçtiğinde kafamı aşağıya eğdim.

Çok zordu. Sadece çok mu zordu? Hayatının en berbat seneleriydi. Evet, on sekiz sene. Yapayalnız, teröristlerin idare ettiği adına yetimhane dedikleri bir yerde büyümek. Berbattı.

"Kaldır başını Üsteğmenim." dedi komutanım. Güçlükle de olsa başımı kaldırdım. Ama gözlerim hala fotoğraflardaydı.

"Siz abi kardeş kaynaşın, ben hemen geliyoruuum." diyip mağaradan çıktı Zübeyir.

ASİL | Gerçek AilemHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin