SAVCIM (36.BÖLÜM)

22.6K 1K 219
                                    

120 oy 150 yorum

Bölümü aşırı geç attım. Özür dilerim. Bu yüzden uzun bir bolümle telafi edelim ❤


&&&&

Yorum sınırı için küçük bir soru:

En sevdiğiniz karakter?

Keyifli okumalar...

&&&&

Yağız, ısrarlarım sonucu en yakın yerden baklava siparişi vermişti. Aslında aklımdan geçen bu değildi ama beleş mala da hayır diyemedim. Televizyon eşliğinde baklavalarımı yemeye başladım. Yağız beni gülümseyerek izlerken çalan kapıyla gülümsemesi soldu. Kaşları yavaşça çatıldı.

Baklavaları bir kenara bıraktım ve Yağız'a doğru döndüm. "Bir sorun mu var?"

"Burada bekle!"

Koltukta doğrulup kapıya doğru döndüm. Yağız, belinde her daim taşıdığı silahı çıkarıp kapı deliğinden gelene baktı. Silahını arkasında tutarak hafifçe uzaklaşıp kapıyı açtı. Kapıdaki kişi üzerinde koyu sarı bir tulum giymiş adamdı. Rastgele değilde işi gereği giymiş gibi görünüyordu. Elindeki kargodan kargocu olduğunu anlayıp rahat bir nefes verdim. Yağız kargoyu eline alıp gerekli yerleri imzalayarak kapıyı kapattı. Yanıma doğru ilerlerken gözlerim elindeki kargodaydı.

"O elindeki ne?"

Dikdörtgen şeklinde bir dosyaya benziyordu. Gözlerim dehşetle büyüdü. Bu düşündüğüm şey değildir değil mi?

"Gerekli belgeler."

"Geçen gece aldığımız belgeler olma ihtimali yok değil mi?"

Rahatlıkla konuştu. "Evet, onlar."

Bu kadar rahat konuşmasına öfkelendim. Kargodayken başına bir iş gelse onu geri alma ihtimalimiz %0,1 bile değildi neredeyse.

Kaşlarımı çattım. "Ya başına bir iş gelseydi. Senin bu kadar düşüncesiz davranacağını düşünmezdim Yağız."

"Ufaklık-"

"Bana öyle deme. Bu ciddi bir konu!" Diyerek sözünü böldüm. "Onu alırken ne kadar zorlandık hatırlamıyor musun? O dosyayı teslim edecek güvenilir biri bile yokken kargoyla getirtmen çok saçma."

"Biliyorum." Diyerek onayladı. Yanıma oturup gayet rahat bir şekilde devam etti. Yüzündeki gülümseme hâlâ vardı ve bu sinirimi bozmaya başlamıştı.

Dayak mı istiyorsun yiğidim?

"Bu kadar önemli bir dosyayı kargoya vermem en saçma davranış."

Sonunda beni anlayabildi. "İşte şimdi aynı dili konuşuyoruz." Hâlâ gülümseyince sonunda anlayabildim.

"Beni kandırdın. Aslında onun içinde o belgeler yok değil mi?"

"Hayır var."

Daha fazla dayanamayıp omzuna sert bir yumruk attım. "Açık konuşsana anlamıyorum!"

Omzunu sıvazlayıp küçük bir kahkaha attı. "Elin çok sert Ufaklık."

"Eğer açıklamazsan uçan tekmeyi yiyeceksin Savcım!"

Elini uzatıp yanağımı okşadı. "Kızma ay yüzlüm açıklayacağım."

Dosyayı masanın üzerine bırakıp tamamen ciddiyete büründü. "Dosyayı güvendiğim herhangi bir adama teslim etsem dünyanın en aptalca şeyini yapmış olurdum. Verebileceğim insanlar kısıtlı. 10 dakika sürmeden dosyayı ele geçirirlerdi ama ben daha aptalca bir şey planladım. Dosyayı kargoyla gerekli mevkilerden getirttim. Kimse bu kadar önemli bir dosyayı kargoya verebileceğimi düşünmez." Gülümseyerek ekledi. "Sen bile Ufaklık."

SAVCIM (TAMAMLANDI)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin