Yükleniyor... %49

627 35 13
                                    

Yeonjun

"Kaykayını değiştirmişsin."

Masaya bardakları koyarak Iseul'un karşısındaki sandalyeye oturdum. Önce kaykayına sonra tekrar bana baktı.

Gülümsedi. O gülünce benim için zaman duruyordu sanki. Bu yüzden dediğini anlayamamıştım.

Büyük ihtimalle ben, aptal aptal suratına bakarken o da bana bakmaya başladı.

"Yeon? Dinliyor musun beni?"

"Ha? Evet, evet dinliyorum."

"Ne dedim en son?" diyerek tek kaşını kaldırdı.

"Beni dinliyor musun, dedin."

Eline telefonu alarak bana fıtlatır gibi bir hareket yaptı. Refleksle kolumu kaldırınca sanırım sinirlenmişti. Ama onu şuan ciddiye alamıyordum. Aşırı tatlı görünüyordu ve ben çıldırmak üzereydim.

Sürekli yan yana olup da ona hislerimi söyleyememek, dokunamamak, sarılamamak, deli gibi öpememek ne demek bir ben bir de tanrı biliyordu.

"Hayallere dalacaksan ben gideyim de rahat rahat kur hayallerini!"

"Yah! Hayır. Dalmışım, tekrar söyle."

Kollarını göğsünde bağlayarak gözlerini pencerelerde gezdirmeye başladı. Yine kafeyi kapatmam gerekiyordu ve biz yine baş başaydık.

"Kaykay diyorum, kırıldı diyorum."

Şaşkınlıktan aralanan dudaklarıma engel olamadım. Çünkü onu ilk defa gören biri bile kaykayına verdiği değeri fark ederdi.

"Nasıl? Senin için çok değerli sanıyordum."

İçeceğinden içti. Gözeleri ben ve bardak arasında gidip geliyordu.

"Attım."

"Attın mı!?"

"Yeonjun! Bir şeyi iki kez söyletmesene!"

Yanaklarım yanıyordu. Böyle bağırdığı için mi?

"Pardon. Ben sadece inanamadım bir an."

Sessiz geçen birkaç saniyeden sonra parmağıyla kolumu dürtükleyerek kafasını masaya yaklaştırdı. Resmen bana alttan bakan gözlerine bakamıyordum.

"Tamam kızmadım. Küsme hemen."

"Küsmedim."

"Trip mi yiyorum şu an?"

Sesli gülmeye başladığında bu sefer kollarını bağlayan ben olmuştum.

"Neye gülüyorsun öyle? Maymun mu oynuyor?"

"Tipine gülüyorum."

Tipim? Çirkin miydim? Komik mi duruyordum?

Fazla acele etmeden masanın üstündeki telefonumu kendime çevirdiğimde göze batan bir şey göremedim. Her zamanki bendim işte.

"Ne var tipimde?"

Kusur ararcasına incelememle telefonu elimden alarak eski yerine bıraktı.

"Salak, bir şey yok tipinde. Sadece..."

Yüzü ciddi haline döndü.

"Ne bileyim işte. Şaşkın ördeklere benzedin bir an. Tatlı."

Bana ikinci kere tatlı diyişiydi. Bu kız kalp krizinden ölmemi istiyordu sanırım.

"Neyse. O kaykayın gittiği iyi oldu. Üstündeyken kırılmadığına şükrediyorum. Hem bu daha güzel, daha sağlam."

Yanda duvara yaslı olan kaykayı masaya çıkardı ve incelemeye başladı. Ben de onunla birlikte tahtanın üzerindeki onlarca yazı ve desene baktım. Aslında kaykayları severdim. Ve onunki çok güzeldi.

Slide | Choi YeonjunWhere stories live. Discover now