Yükleniyor... %31

723 48 23
                                    

Terleyen ellerini pantolonuna sildi ve masadaki mumları eline alarak pastanın üzerine dizdi. O kadar heyecanlıydı ki kendini kontrol edemiyor, ellerinin titremesine engel olamıyordu.

Çakmakla mumları yaktıktan sonra dikkatlice pastayı aldı ve mutfak bölümünden çıkarak masaların olduğu kısma ilerledi.

Iseul her zamanki gibi tek başına oturuyor, içeceğini içiyordu. Çok fazla arkadaşı olmasına rağmen akşamları buraya gelir ve yaklaşık bir saat kadar oturur, kitap okurdu. Zaten kafe bu saatlerde pek kalabalık olmuyordu.

Yeonjun masaya gelene kadar, kız onu fark etmemişti. Hafifçe oğlana dönerek şaşkın bakışlarını önce pastada sonra da yüzünde gezdirdi.

"Bu... Nedir?"

Çocuk yavaş ama derince nefes aldı. Heyecanını belli etmemeye dikkat ederek, "Müşterilerden birinin isteği." dedi kısaca.

Kızın kaşları kalkmış, daha çok şaşırmıştı. Ama yine de mumlar eriyip pastanın üzerinde damlamaya başlamadan önce kitabının rüzgarıyla hızlıca söndürdü.

Yeonjun, kızın bu hareketine anlam veremese de pastayı masaya bıraktı ve mutfağa tekrar giderek köşedeki raftan servis tabağı aldı. Bıçak ve çatal da aldıktan sonra Iseul'un yanına döndü.

Tam pastayı keseceği sırada kız onu durdurarak kendinin yapabileceğini söyledi. Bu yüzden Yeonjun "Afiyet olsun." diyerek gözden kayboldu.

Saat epey geç olmuştu, kafeyi kapatacak ve kısaca temizlik yapacaktı. Tüm müşteriler gitmişti, biri hariç...

Iseul hala dokunmadığı pastasıyla ve boş içecek bardağıyla kitabını okumaya devam ediyordu.

Yeon mecburen masaya ilerledi.

"Kusura bakma Iseul-shi, kapatmam gerek."

Kız kitaptan kafasını kaldırarak karşısındaki bedenle göz göze geldi. "Cidden mi? Saatin farkında değilim sanırım."

Birkaç saniye sessizlikten sonra tekrar konuştu.

"Daha pastayı yiyemedim."

"Paket yapabilirim istersen?"

"Hayır, çabucak yesem?"

Yeon bir an kararsız kalsa da kızı kıramayacağını biliyordu.

"Pekala..."

Arkasını dönüp gideceği sırada kızın sesiyle tekrar durdu.

"Yardım etsene."

Arkasını döndü.

"Efendim?" dedi. Yüzünde gerçekten anlamamış bir ifade vardı.

Iseul pastayı gösterdi.

"Pastayı, bitiremem. İstersen birlikte yiyebiliriz."

Çocuk bir süre ne diyeceğini bilemedi ve öylece bakıştılar. Yeniden avuç içleri terliyordu.

"Emin misin?"

"Evet, neden emin olmayayım? Hadi kendine de çatal al."

Karşılıklı oturduktan sonra Iseul pastayı yerken Yeonjun sadece onu seyrediyordu. Az sonra kız durarak ona baktı. "Neden yemiyorsun?"

"Biraz garip bir durum."

"Pasta yiyoruz alt tarafı. Ziyan mı olsun?" Kızın rahat tavrı karşısında hafifçe gülümseyerek başını eğdi ve çatalını aldı.

'Haklı' diye düşündü. Şuan yalnızdılar ve bu anın kıymetini bilmeliydi.

"Haklısın Iseul-shi." diyerek yemeye başladı.

"Iseul de."

"Ha?"

Yeonjun'un şişkin yanakları ve şaşkın tepkisiyle sesli bir şekilde güldü.

"Sincaba benziyorsun."

"Sen de kediye benziyorsun..." diye fısıldadı.

"Ne?"

Kızın duymamış olmasını umarak boğazını temizledi. "Teşekkürler, pasta için."

Şimdi pastadan eser yoktu. Temiz tabaklar kenarda duruyordu ve kısa bir zaman olmamış olmasına rağmen neredeyse hiç konuşmamaları Yeonjun'a garip geliyordu.

"Ben de teşekkür ederim." diyerek ayağa kalktı. "Eşlik ettiğin için." Yeonjun, onun minnet dolu gülümsemesini ilk defa görüyordu ve nedense bu gülümseme diğerlerinden farklı gelmişti. Gerçekten gülümsüyor gibiydi.

Iseul içeceğin parasını ödemek için kasaya ilerlese de Yeonjun önüne geçerek durmasını sağladı. "Önemli değil, ben ısmarladım say."

"Pekala, bir dahakine de ben ısmarlarım öyleyse, Yeonjun."

Elindeki kitapla kapıdan çıkarken çocuk tezgaha yaslandı.

"Yeonjun dedi..." Fısıldamaya devam etti.

"Bir dahaki mi?"

Ellerini sıcaktan kavrulan yanaklarına koydu.

"Sanırım öldüm."

Unuttuğu şey aklına gelince telefonuna sarıldı.

Sapık: İyi ki doğdun Iseul.

Ruhsuz: Pasta senden miydi?

Sapık: Evet :)

Ruhsuz: Teşekkürler.

Gerçekten...

Sadece sen hatırladın (:

(✔✔)

Telefonu kapatarak tezgaha bıraktı ve belindeki önlüğü çıkardı. Son cümleyi anladığını düşünmüyordu. Belki de anlamak istemiyordu. Anladığı tek şey: sabaha kadar bu geceyi düşüneceğiydi.


~

Umarım bölümleri seviyorsunuzdur... Text ağırlıklı mı, düzyazı ağırlıklı mı olmasını istersiniz?

 Text ağırlıklı mı, düzyazı ağırlıklı mı olmasını istersiniz?

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Slide | Choi YeonjunWhere stories live. Discover now