Adam kafasını Haneul'a çevirip "Bu da sürtüğün mü?" diye sorunca "Doğru konuş!" diye bağırmıştı Jungkook namlunun ucunu adamın alnına değdirip.

"Sana dediğim onca şeye tepki vermeyip şu kıza laf atınca sinirlendiğine göre çok değer veriyorsun hah?"

"Konuşacak mısın yoksa tek mermiyle işini mi bitireyim?"

Adam duraksayıp tekrar Haneul'a baktığında "Sana yazık oldu be kızım." demişti gülümseyip ardından da kollarını açıp Jungkook'un ona doğru uzattığı silahı hızlıca eline almış ve Jungkook'un boynunu sıkıp onu Haneul'a doğru fırlatmıştı.

Ama asla beklemeyip elini beline atmıştı Haneul. Silahı eline alıp ona doğru düşen Jungkook'a sarılmış ve silahı adama doğrultup iki el ateş etmişti göğüsüne doğru.

Silahı Jungkook'a doğrultmuş adam tam yere düşecekken bir el ateş etmişti son anda. O sırada da Haneul gözlerini Jungkook'a çevirmişti.

Elini çoktan beline atmış olan Jungkook silahıyla adamın alnına ateş ettiğinde elimdeki silahı düşürmüştü adam. Fakat Haneul büyüttüğü gözleriyle Jungkook'a bakmaya devam etmişti.

"Silahı al" demişti Jungkook karnını tutup Haneul'a. Haneul ise "İyi misin?" diye sormuştu korkuyla.

"Silah!"

Haneul birkaç adım geri atıp duraksadığında korkmanın ya da paniklemenin anlamsız olduğunu düşünüp hızla adamın yere  düşürdüğü silahı almış ve Jungkook'a doğru dönmüştü.

"Gidiyoruz, çabuk!"

Jungkook merdivenlere yöneldiğinde silahı beline koymuştu Haneul ardından da Jungkook'un peşinden gitmişti.

...

"B-bekle" demişti Jungkook sırtını ağaca yaslayıp. Ardından da yavaşça yere oturmuş ve maskesini çıkartmıştı.

Ormanın içinde kimsecikler yoktu tabii. Yine de eve ulaşana kadar maskelerini çıkartmamaları gerekiyordu.

Elini karnına koyan Jungkook hızlı nefes alıp verirken onun yanına çöküp "Vuruldun mu yoksa? Boşa gitmemiş miydi mermi?" diye sormuştu Haneul panikle.

"Tamam dur Haneul. Sıyırdı geçti, sorun yok. Sadece yoruldum."

"Eve gidip pansuman yapalım. Biraz daha danamaz mısın?"

Jungkook olumlu anlamda kafa salladığında Haneul'dan destek alıp ayağa kalkmıştı yavaşça. Bir elinde tuttuğu maskesini de suratına takıp ormanda ilerlemeye devam etmişti.

Yaklaşık beş altı dakika boyunca yürüdükten sonra maskesini ve pelerinini çıkartan jungkook ve Haneul eve girmişlerdi. Jungkook duvardan destek alırken Haneul çıkarttığı ayakkabıları kenara fırlatmıştı resmen. Ardından da Jungkook'un odasına geçip yavaşça yatağa bırakmıştı Jungkook'u.

"Ellerini yıka ve gel. Şurada ilk yardım ekipmanları var."

Haneul Jungkook'un dediği şeye olumlu anlamda kafa sallayıp hızlıca banyoya koştuğunda tişörtünü çıkartıp yarasının etrafını tişörtüyle temizlemişti Jungkook.

Yarası oldukça derindi ve kurşun tam da karnının içinde duruyordu. Çokça da kanaması vardı ama yol boyunca yaranın üstüne bastırmıştı Jungkook. Bu da ona çok yardımcı olmuştu.

Yatağa iyice yerleşen Jungkook acıyla derin bir nefes verdiğinde "Haneul!" fiye bağırmıştı gücünün yettiği kadarıyla. Haneul da "Geldim!" diyerek hızlıca odaya girmiş ve jungkook'un kanlı karnıyla karşılaşmıştı.

"J-Jungkook! Sıyırmıştı!"

Jungkook "Sakin ol kötü bir şey yok. İ-ilk yardım malzemeleri..." dediğinde hızlıca Jungkook'un yanına gelen Haneul yatağın altından malzemeleri çıkartmış ve çantayı açıp komodinin üstüne bırakmıştı.

"Sarı şişe, alkolu al ve malzemeleri temizle. Kurşunu çıkaratacaksın."

Haneul "Ne!?" diye bağırdığında "Sakin ol ve sıyırmadı, evet. Korkmaman için öyle söylemiştim" demişti Jungkook. Ardından da gözlerini kapatıp derin bir nefes almıştı.

Elleri iki kat hızlı titremeye başlamıştı Haneul'ın. Gerilmiş ve korkmuştu. Yanlış bir şey yapsa Jungkook'un hayatına mal olabilir mi diye düşünmüştü istemsizce. Gözlerini Jungkook'a çevirmiş ve birkaç saniye bakmıştı ona.

Gözleri kapalı, dudakları kuruydu. Kırışan göz çevresinden acı çektiği çok belliydi. Normal bir durumda Jungkook'un kaslı karnına bakar ve gözlerini istemsizce kaçırırdı. Şu anda düşündüğü tek şey "Ya Jungkook'a zarar verirsem?" düşüncesiydi.

"Neyi bekliyorsun Haneul?"

Haneul çantaya dönüp alkolü çıkarttığında eline aldığı küçük bıçağı, yamuk iğneyi ve diğer garip şeyleri temizlemeye başlamıştı.

"Bunlar ameliyat malzemeleri değil mi?" diye düşünse de önemli olan bu değil titreyen elleriydi. O kurşunu bu ellerlerle nasıl çıkartacaktı oradan?

Haneul temizliğe devam ederken "Hyun Woo ya da Young Ae'yi çağırayım mı? Ben, ben yapamam Jungkook. Ellerim titriyor, canını yakarım." dediğinde "Yapmak zorundadın Haneul. Buraya kadar geldik, yapmalısın. Zor değil, görebilsem kendim yapacağım. Ka-Karın boşluğumda. Hızlıca alırsın, korkma güzelim." demişti Jungkook zorla konuşurken. Ardından da gözlerini Haneul'a çevirmiş ve "Nasıl yapacağını söyleyeceğim, eldiveni tak" demişti.

~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~~

Haftaya üni sınavına giriyorum bittim bennnn

Sizi böyle bekletmeyi de sevmiyorum yazmamayı da. Eski zamanları çok özledim. Ama yet to come tam zamanında geldi diyebilirim. Eski çok güzel evet ama en güzelleri henüz gelmedi. DEVAMKEEEE 😭🥺

✵~Oy vermeyi unutmayın~✵

.
.
.
.
.
.
.

Bunny ✵ JJK ✓Where stories live. Discover now