*-*4.Bölüm:Ateş Asrın*-*

16.1K 593 61
                                    

Selam, bölümleri hızlı yazmaya çalışıyorum ama aynı zamanda uzun da yazmak istediğimden 4 - 5 günümü alıyor. Herneyse, multimedya da Derin' in giydikleri var ve bu resimde sadece tişört, sutyen, pantolon kullanılacak. Umarım beğenirsiniz, iyi okumalar;

Ölüm neydi?
Bazen bir kaçış yolu, bazende cezaydı. Peki ölüm kime cezaydı? Sevdiklerini yıkılmış bir enkaz olarak bırakanlara mı, yoksa dünyada yaptıklarını cehennemde çekecek olanlara mı? Peki kim neden bu dünyadan kaçardı ki! Belki sevdiğinin peşinden gitmek için kaçardı, belki ezici bir acıyı sırtında yüklenmemek için. Bu kaçışı seçenler çoğu zaman cezayı umursamazdı. Zaten kim hapishaneden kaçarken bunun cezasını düşünürdü. Dünya da bir hapishane değilmiydi! Buraya sıkışıp kalmamışmıydık.

Depoda sıraya dizilmiş bu adamlarda öyle düşünüyordu. Bu kız kasırga gibi esip gürlerken en sağlıklı yol ölmekti. Hele arkadaşlarına yaptığı işkenceleri görenler...

Kız bir kez daha;

- Bunu kim yaptırdı. diye gürledi. Kızın gürlemesiyle yerinden sıçrayan adamlar kendinden utanıyordu. Bir kız karşısında bu kadar çok korkmaları normal değildi. Ama bu olanların normal olduğunu kim savunurdu ki zaten. Kız deliye dönmüş bir şekilde her " Bunu kim yaptırdı " diye sorup cevap alamadığında sinirle başka bir adamın beyninden vuruyordu. Hatta bazılarının parmaklarını tek tek kırıyor, bazen kerpetenle parmaklarını koparıyordu. Kimine, kendini öldüttürüyor, kimine kendi vücudunu çakıyla kestiriyordu.

Bir kızın bunları yapması garipsenebilirdi belki ama Derin normal bir kız değildi ki! Vücudunun her zerresi intikam diye tutuşurken o normal bir kız değildi ya da katil, bir anne katiliyken o normal bir kız olamazdı. Derin normal değildi, Derin, sırdı, gizemdi, hayattıdı, ölümdü, Derin ne isterse oydu.

Belkide mafyalar heyeti Derin' den bu yüzden korkuyorlardı. Derin neyse oydu. Ne isterse oydu. Yaptığı bir şeyden asla pişmanlık duymazdı Derin ...
Zaten Derin, ölümün gözlerde büyütüldüğünü düşünüyordu. Ona göre asıl zor kısım öldükten sonraydı, Araftı... Tek tek tüm günahların bulunduğu, söylendiği zamandı... Derin' in çok sevdiği bir söz vardı
" ...Doğumun bir damla su, ölümünse bir avuç toprak değil mi? ". Derin bu söze katılıyordu.

Neden ölümden korkardın ki?
Neden ölmekten korkardın?
Neden ölüden korkardın?

Bazıları ölümden sevdiklerini yalnız bıraktırdığı için korkardı, bazıları işlediği günahlar için. Bazıları, bir gün sonlarının böyle olacağını bilip kabullenemedikleri için korkardı ölülerden.

Peki Derin neden korkmalıydı? Sevdiklerini yalnız bırakacağı için mi? Hayır. Kimi vardı ki? Belki Berat üzülürdü ama sonra o da eski düzenine dönerdi. Babası, annesi... yoktu. Ya da ölümden neden korkmalıydı? Günahları yüzünden mi? Yine hayır. Zaten Derin bu yola çıkmadan önce her şeyi göze almıştı. Derin, ölümden, ölmekten, ölüden korkardı taki bunlardan korkma sebebi ölene kadar. Babası ölünnce artık neden ölümden korkmalıydı. Ya da ölmekten, ölüden? Zaten ölü olarak görmemişmiydi yaşam sebebini, neden korkmalıydı bu durumda?

Depodaki adamlar artık bunun bilincindeydi. Derin' in kaybedecek bir şeyi yoktu. En sonunda biri dayanamadı. Sıra kendine de gelecekti. Onunda bir ailesi vardı ve onları yalnız bırakmaktan korkuyordu. Derin tekrar gürleyecekken adam yalvaran bir sesle;

- Ateş Asiltürk yaptırdı. diye bağırdı. Bu yalvaran bağırışın sonrasında fısıltı gibi bir sesle;

- O yaptı. Lüt- lütfen dur. dedi. Derin bir an olduğu yerde kalıp boğazdan gelen hırıltılı bir sesle;

Sarışın Mafya #ilmelistanHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin