34

4.7K 287 19
                                    

Evden ayrılalı 1,5 saat olmuştu. Saat akşam 8 i kırk geçiyordu. Ben de amaçsız amaçsız dolanıyordum etrafta. Aslında gidecek bir çok yerim vardı. Ama ben herkesten uzaklaşmak istiyordum. En çok da Emre Ilgaz'ın dediği o cümlede takılı kalmıştım. 'Bari o günahsız meleğin haberini satmasaydın!' da ne demekti? Ben kimseye bir bok yapmamıştım. Ama yine dönüp bana patlamıştı olaylar.  4 bin 750 TL param vardı. Sevgililer günüydü, doğum günleriydi onlarda harcamasam net 10 bin TL olurdu. O gıcık Çağan'a steteskop almıştım. Vallahi kazıklanmıştım. Hangi salak 2,200 verir  demeyin ben vermiştim. Özel logo ve isim yazılıydı. Hele o Safaya aldığım önlük ve bıçak setleri. Onda da Peri kızı yazıyordu. Onlara da bir 3,150 vermiştim. Geriye kalan 600 TL ile de Akına hediye almıştım. Acaba o ne yapıyordu? Evden çıktıktan sonra telefonu da kapatmıştım. Bu gecelik bir otelde kalırdım. Yarın sabah da artık bilmiyordum. İlk gördüğüm otele girip boş bir odaya yerleştim. 250 TL vermiştim bir geceliğine. Yatağa uzanıp telefonumu açtım. Anneme haber verdikten sonra geri kapatırdım. Keşke ezbere bilseydim numarasını. Telefon ekranı donmuştu ama bildirim sesi ardı arkası gelmiyordu. Telefonumu bırakıp odanın içinde ki küçük lavaboda elimi yüzümü yıkayıp tekrar içeri döndüm. Telefonda ki bildirimler durmuştu. Telefonumu açtığımda kimlerin ne yazdığına ve aradığına baktım. Mina yengem ve Enis abim aramıştı. O ılgaz kardeşlerden  ne arama ne mesaj vardı. Aman çok da umurumdaydınız.  Annemden arama vardı hemen vakit kaybetmeden onu aradım. İlk çalışta açmıştı. 

"Telefonun başında nöbette miydin hayatım? " Dalga ile söylediğimde karşı taraftan feraha kavuşmuş gibi bir nefes verdi. 

"Sonunda kızım! Çok merak ettim seni. Mina aradı. Evde Mehir yok anne biz evde yokken tartışmışlar galiba dediğinde  yüreğime iniyordu. Alıp başını gideceksin diye. Yine ne yaptılar? Sen neredesin? Güvende misin? Bilet alalım sana yanıma gel bu gece. Beraber güzel bir tatil yaparız kafan dağılır."

Fransa güzeldi aslında da ne gerek var şimdi. Benim aklımda daha başka planlar vardı. 

"Ay yok annecim. Merak etme güvendeyim. Bu gece otelde kalacağım. Sana haber etmek için aradım. " 

"Mehir... Ne oldu bugün evde?"

Çok saçma bir şeye ağlar mı insan? Ben ağlıyordum işte. Çünkü bugün hepsi birden üstüme gelmesi bende büyük etki etmişti. 

"Her zamanki gibi anne. Yapmadığım bir şey üzerine beni suçladılar. Belki boyumdan büyük konuşuyorumdur. Ama ben bugün onlara dediğimi sana  da söyleyeyim. Ben bir daha o eve girmeyeceğim anne. Ne ölüleri ölüme ne de dirileri dirilerime. Ben bugün onları sildim." 

Gözümde ki yaşı sildim. 

"Annem... Deme öyle. Onlar senin abilerin. Ortada yanlış bir anlaşılma vardır. Emre bir şey yapmadı mı?" 

Alayla güldüm. "Asıl o yaptı anne. En çok da beni suçlayan oydu. " 

Annemden bir kaç saniye ses gelmedi. O da ondan bunu beklemiyordu. 

"Teyzenlerde kalsan annecim. Ben gelene kadar. Ben geldiğimde onlara yapacağımı biliyorum. Onları affetmek büyük bir hataydı." demişti. 

"Anne ben kararımı verdim. Zaten şunun şurasında üniversite sınavına çok bir şey kalmadı. 50 gün falan var. O zamana kadar kendime bir yer bulurum. Sınav sonuçları açıklandığında da gidebildiğim en uzak yere gideceğim." 

dedim. Annem ne kadar bende seninle geleceğim dese de itiraz etmiştim. Kararlıydım bu sefer. Onları asla affetmeyecektim. Annemle konuşmam bittikten sonra telefonumdan sosyal medya hesabıma girdim. Keşfetim maşallah yine dolmuştu. Hiçbirine bakmadan çıktım. WhatsApp a girip bizim gruptakilere yazdım.

MEHİR-Gerçek Ailem-Where stories live. Discover now