26

6.2K 330 20
                                    

Babamın dosyaları bulup yok etmesine kadar her şeyi anlatmışlardı. Da bizden uzak kalması hani bizi korumak ya peki o süre zarfında ya o kaza da ölmüş olsaydık. Neye yarardı o zaman. Ya da bu kadar kalp kırmaya gerek var mıydı?

Eflah "Yani ben yanınıza gelecektim. Ama  babamın dedikleri için gelemedim."

Çağan" O gece sana öyle dediğimiz için özür dileriz."

Miraç ve Safa da özür dilemişti. Ama bir anlam ifade etmedi. Çünkü ben onların yaptıklarını unuttum.  Yani affetmedim sildim hayatımdan yoklarmış gibi yaşadım. Anneme üzüldüm. Miraç hariç.

"Pekala hani her şeyi anlıyorum. Da Miraç'ın arkasından o kadar koşmama rağmen duymamazlıktan geldi. Ve hatta onunla konuşmak için peşinden koşup alnımı yaradığım da da bir kere bile arkasını dönüp gitmesi de mi oyunun bir parçası? Emre abim niye geldi o zaman yanımıza? Ya da Enis? "

Emre abim bir sigara daha yakacak iken elim ile durdurdum. Geldiğimizden beri içtiği sigaranın haddi hesabı yoktu.

Emre abim" Miraç git içeri de ne bok yiyorsan ye ama gözüme gözükme bir süre."

Miraç konuşacak iken Emre abimin bakışları ile gitmişti. 

"Eflah'ı babam korkuttu. O yüzden gelemedi. Ben ise kimseyi takmadığım için yanına geldim. Bunca yıl ayrılıktan sonra senden uzak kalıp koruyacağıma yanında olup korumak daha mantıklı geldi."

Heh bakın ne güzel dedi. Uzak kalmak yerine yakın olup korumayı tercih etmiş. Diğerleri yine istemediği için gelmişti. 

"Mehir!"

Annemin uzaktan sesini duymam ile ona baktım. Gitmemiz için işaret yaptığında başımı salladım.

"Dediğim gibi o kazada ben de annem de ölebilirdik. Onu da geçtim bana oyununuz sahte gibi geliyor. Miraç'ın özellikle. İyi günler. "

Yanlarından uzaklaşırken Eflah çekingen bakışları ile anneme bakıyordu. Annesi olarak saydığı biriydi. Tek tanıdığı anne oydu. Annemin yanına vardığım da 

"Anne. Eflah'ın seni özlediği belli ama yanına gelmeye çekiniyor gibi."

"Farkındayım annecim. Akşam onu da yemeğe çağıracağım. Emre ve Enis'i de. En azından teşekkür olarak. Başımızda sürekli onlar vardı. "

Enis de mi buradaydı? Emre abim bahsetmemişti. Burada da görmemiştim. Annem ile arabaya bindiğimiz de 

"Enis nasıl izin alabilmiş ki? Yani asker ya sürekli izin veriyorlar mı?"

"Hayır kızım.  Babanın devlete de yaptığı bazı kanunsuz işlerden dolayı abini bir süreliğine açığa almışlar. Araştırıyorlar. Enis'in asla kanunsuz bir iş yapmayacağını biliyorum da prosedür gereği."

Hadi canım! 

"Üzüldüm."

Gerçekten de üzülmüştüm. Babasının yaptığı olay neden ona patlıyordu ki?  

"Bende üzüldüm. Ama kısa sürede mesleğine döneceğine eminim de babana olan siniri ne olur bilmem. Biliyorsun Enis'i."

Benim olayımı kastettiğini anlamıştım. Bana o zaman ki dediklerini ona yutturmayı planlıyordum da düşene bir tekme de ben atamazdım. Bana yakışmazdı. 

"Biliyorum. Babam bir şey diyor mu? İçeride avukatla konuştum yalanına gerek yok."

Annem bana avukatla konuşacağını onu dışarı da beklememi söylemişti. Tabii ki de buna inanmadım. 

MEHİR-Gerçek Ailem-Where stories live. Discover now