23

6.6K 404 25
                                    

Aynı konunun videosunun bininci kez izliyordum. Ama olmuyordu beynim algılamıyordu. Eheh çünkü aklın Miranda.  Ne alaka be! Öyle öyle. Yahu iç ses hayrın yok bari zararın da olmasın. Matematik videosunu kapatıp etrafıma bakındım. Üç saattir kütüphanedeydik. Hepimiz tyt konularını bitirmiş Ayt konularının da yarısındaydık. Akıllılık yapıp 11. Sınıf biter bitmez çalışmaya başlamıştık. Ensar dışında tabi. O hala da çalışmıyordu. Geldiğimiz kütüphane de çoğunluk olarak bizim okulun 12. Sınıf öğrencileri vardı. Bizimkilere döndüm.

"Çay molası veriyorum. Gelen var mı?"

Ecrin ve Ensar da benimle beraber kalktı. Kütüphane içinde bir şey yemek  yasaktı. Ama ikram ettiği şeyleri aşağıdaki bahçelerin de yiyip içiyorduk. Çaylarımızı alıp aşağıya indik. Boş bir banka geçip oturduk.

Ensar " Kanka senin moralin mi bozuk? Geldiğimizden beri yüzün asık."

"Konuları beynim almıyor kanka ondan."

"Lan ikinci oldun denemede sende ki zeka almayacak?"

"Ensar almıyor ne yapayım aaa!"

Sahte kızgınlıkla söyledikten sonra çayımdan bir yudum aldım. Ecrin ve Ensar sigaralarını yaktılar.

Ecrin" Tusem ile Miran ne ara barıştı?"

Başımı kaldırıp konuşmalarını dinledim.

Ensar " Kanka biz hani Emre abilerde iken konuştuk ya hatta Miran yarışmadan çekilecekti. Tusem ile yüz yüze gelmemek için. Neyse işte Miran okula haber ediyor ve Tusem de bunu duymasın mı? Duyup Miran ile konuşmaya gidiyor. Artık o arada ne ateşli sahneler yaşandı ise şimdi sevgililer."

Ecrin " Mal ne ateşinden bahsediyorsun. Tusem zaten hatasının farkındaydı da İlkay çok gaz verdi be Miran'a. "

"Tusem'in hatası neydi ki?"

Merakıma yenik düşüp sorduğum soru ile ikisi bana döndü.

"Ya aşkım Tusem. Miran'a eski sevgilisini arkadaşı olarak tanıştırmış. Ama gerçekten çocukla aralarında bir şey de yoktu. Çocuğu da tanıyorum ortaokuldan. Tusem ile onun ailesi de çok yakın. "

Ensar" Yine de söylemesi gerekirdi. Neyse ya Miran affetti ise bize laf da düşmez. "

"Aynen öyle." Onu onayladıktan sonra telefonumun titremesi ile cebimden çıkarttım. Emre abimdi arayan. Hemen açtım.

"Alo güzelim nasılsın?"

"İyiyim abi sen nasılsın?"

"Bende iyiyim. Kütüphane çıkışında ara beni almaya geleyim sizi."

"Tamam abi."

"Ha bu arada Mehir, babam yarın akşama yemeğe çağırıyor bizi. Gider miyiz?"

Hiç de gidesim yoktu. Hele ki o üçlü ile konuştuktan sonra babamın nasıl bir insan olduğunu öğrendikten sonra hiç gidesim yoktu.

"Abi ben gelmesem. Sen gitsen."

Ses tonu değişmişti.

"Neden güzelim? Hem aranızda ki sorunu halledersiniz diye düşünmüştüm. Pişman olmuşlar belli ki. "

"Abi gerçekten gitmek istemiyorum. Hem yarın akşam Ekin yemeğe gelecekti. Annem çağırmıştı."

Abim kısık ve anlaşılmayan bir kaç kelime söyledikten sonra

"Tamam Mehir. İşiniz bitince ararsın beni."

"Gör-"
Telefonu yüzüme kapatmıştı. Neden böyle yapmıştı ki? Gitmek istemiyordum. Ben kaza yaptıktan sonra gelip görmedi bile adam beni. Ne mesaj attı ne de aradı. Şimdi mi pişman oldu. Emre abim neden bana bir anda sinirlendi ki? Sadece eve misafir çağrılmış ve gitmek istemediğim için onu bahane etmiştim. Ki onunda biraz anlayışla karşılamasını beklerdim. Ne biz evden gittiğimiz de beni aradı ne de kaza sonrasında. Ben kırgın ve kızgındım. Gitmek istemiyordum.

MEHİR-Gerçek Ailem-Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin