Now We Are Breaking Up 'yoonmin' ✔

otto

Umarım iyi bir bölüm olmuştur
emin olamadım :(
Yoongi'ye çok sövmeyin lütfen
Çok yakında anlayacağız onu,
İyi okumalar♡

*

Israrla çalan telefonuma göz ucuyla baktığımda 'Taetae' ismini görmem sırıtmama neden olmuştu.

Masadaki meraklı gözlere dönüp az sonra geleceğimi söylediğimde kafa salladılar. Eş zamanlı olarak ayağa kalkıp mekanın arka çıkışına ilerledim.

Loş ışıktan çıkıp dışarıya ulaştığımda sokak lambasının altında durdum. Temiz havayı içime çekerken bir yandan da Taehyung'u geri arıyordum.

Açması birkaç saniye bile sürmemişti. Şu an tırnaklarını dişleyerek telefonu başında beklediğine emindim.

'Jimin-ah daha gelmeyecek misin?'

Sırıtarak diğer elimdeki viski kadehinden bir yudum aldım.

'Taehyung lütfen uyu. Geleceğim az sonra.'

Homurdanan Taehyung kahkaha atmama neden olmuştu. Ben eve girmeden uyumayacağına emindim.

'Şimdi gel!'

'Arkadaşlarımı bırakayım mı öylece? Geç kalmayacağım güzelim.'

Birkaç saniye sessizlikten sonra konuştuğunda sesi az önceye göre daha rahattı.

'Çok içmemişsin sesin gayet iyi. Geç kalma olur mu?'

'Sadece bir kadeh içiyorum. Sonra kalkarım meraklanma ve uyu.'

Diğer taraftan gelen mırıldanma sesini anlayamamıştım. Muhtemelen Jungkook ileydi, bu saatte diğerleri çoktan uyurdu.

'Kapatıyorum Taehyung.'

'Tamam dikkatli ol.'

Ve telefon kapandı. Kulağımdan çekip arka cebime attıktan sonra arkamı döndüm.

Az önce çıktığım kapıdan tekrar girerken viskimi bitirmiştim bile. Keyifli hissediyordum şimdi.

'Evden mi arıyorlar kanka?'

Sungwoon'u başımla onaylayıp az önceki yerime, Kai'nin yanına oturdum.

Bugün Sungwoon ile yaptığımız 'With You' işbirliği için kutlamaya çıkmıştık. Ne zamandır ayarlamaya çalışıyorduk ama anca bugün hepimiz boş kalabilmiştik.

'Yoongi miydi?'

Taemin'in kolumu dürtmesiyle gözlerimi kıstım. Keşke o olsaydı ama değildi işte.

'Hayır.'

Keyfimin kaçmasına izin vermeyerek kadehlerimizi yenilediğinde gözüm boş mekanda geziniyordu.

Gerçekten bomboştu, biz ve iki masa doluydu sadece. Normalde gece mekanları dolu olmaz mıydı? Şanslıydık anlaşılan.

'Barışırsınız diye düşünüyordum.'