2. Bölüm "Gözlerinle soyacaksın beni."

2.9K 301 98
                                    

Yorum sınırı 50

Jungkook suya atladığında Jimin şaşkındı. Jungkook tek pantalonunu çıkarmıştı bu yüzden şu an üstündeki gömlek vücuduna yapışmış ortaya enfes bir görünüm sunmuştu. Jimin utanmazca onu süzerken Jungkook yanına gelmişti bile. "Daha fazla bakarsan gözlerinle soyacaksın beni." dedi. Jimin'le her zaman bu konularda dalga geçemezdi çünkü Jimin Jungkook'un aksine daha dikkatliydi.

"Ben sana mı bakıyorum?" Jungkook tek kaşını kaldırdı. "Kör olduğumu mu düşünüyorsun?" Jimin başını olumsuz anlamda salladı ve suya tamamen girip çıktı. Fönlenmiş saçı ıpıslaktı şimdi. Kırmızı saçlarından sular süzülüyordu. Üstü çıplaktı ama altında hala çekimden kalma etek görünümlü şort vardı.

Sonra aklına mükemmel bir fikir geldi. Oyuncuğunu konuşturarak başını tuttu. "Ah!" Jungkook hızla onu kolundan tuttuğunda denizin oldukça ilerisindeydiler.

"Noldu? Bana bak." Jimin yavaşça kendisine baktığında bir sorun yok gibi gözüküyordu. "Başım çok dönüyor." Jungkook çekimser bir şekilde tek eliyle onu belinden tuttu. "Güneş geçmiştir belki de başına. Gel gidelim artık." Jimin başını aşağı yukarı salladı. "Beni belimden destekler misin?" Jungkook onu onayladı ve iki elini de sardı beline. Ağır ağır kenara gelirken Jimin onu durdurdu.

Jungkook'un şok olacağı o hamleyi yaptığında Jungkook yutkundu. Bacaklarını fotoğrafçının beline dolamış kafasını boynuna doğru koymuştu. "Kendimi çok kötü hissediyorum Jeon." Konuştukça Jungkook'un boynuna değen dudaklarıyla Jungkook huylandı.

Oldukları pozisyonu düşünmemeye çalışarak kendisiyle beraber modelini de köşeye getirdi. Jimin'i sandalyeye bıraktı  ve kenarda duran suyu açtı.  Jimin'e uzattığında Jimin muhteşem oyunculuğuyla sanki su içmeye bile hali yokmuş gibi davrandı.

Jungkook işin başa düştüğünü anladığında dolgun dudaklara şişeyi yaklaştırdı. Yavaş yavaş baygınca suyu yudumladı. Arada bir su damlaları dudağından akıp giderken Jungkook kendini bakmaktan alıkoyamıyordu. "Biraz daha iyi misin?" Suyu dolgun dudaklardan çektiğinde sordu. Jimin başını sallayarak "Biraz daha iyiyim." Dedi.

Jungkook ayağa kalktığında Jimin ayağa kalkmaya hali yokmuş gibiydi. Üstleri ıslak olduğu için arabaya böyle binemezlerdi de. "Üstümüzü değişmemiz lazım." Diye mırıldandı Jungkook. Jimin göz ucuyla ilerideki kabinleri gösterdi. "Şurada değişebiliriz."

Jungkook başını salladı. "Sen burada bekle ben arabadan kıyafetleri alıp geliyorum." Jimin onu oturduğu yerde beklerken Jungkook hemen gidip arabadan çantaları aldı.

Jungkook yeniden Jimin'in yanına geldiğinde Jimin'in gözleri kapalıydı. "Şurada kabinler var. Giyinelim sonra da seni evine bırakayım." Jimin başını sallayıp ayağa kalktığında başını tutar tutmaz Jungkook hemen onu kolundan tuttu.

Kabinin önüne geldiklerinde Jimin "Giyinmeye halim bile yok Jungkook gidelim." Dedi. Jungkook onun ıslak üstüne baktı. "Böyle de olmaz ki." Başını kaşıdı. Sonra kendi ıslak üstüne bakıp "Bak sen şurada otur ben kendi üstümü değiştireyim sonra da sana yardım ederim tamam mı?"

Jimin başını sallayıp fotoğrafçısının gösterdiği yere oturdu. Jungkook hızlıca kabine girip üstünü değiştirdiğinde kabinin kapısını araladı ve Jimin'i çağırdı.

Jimin kabine girdiğinde kabinin kapısını hemen kilitledi. "Tamam o zaman ben çıkarmana yardım ediyim?" Jimin başını salladı ve kollarını yukarı kaldırdı ve ona yardımcı oldu.

Jimin'in tişörtünü kaldırdığında göğsünde olan kum tanelerini gördü ve çantadan ıslak mendil çıkardı. Göğsünü nazikçe sildiğinde bastırmamış olmasına rağmen kızaran tene karşı yutkundu.

Photographer ~ JikookWhere stories live. Discover now