13- Korsan Şehri

145 30 81
                                    

⚠️ Tw: insan etinin yenmesi, açlık.

🧜🏼‍♂️

Seonghwa'nın abisiyle beraber eğitime başlamasının ardından neredeyse 3 hafta geçmişti. Bu süreçte Seonghwa mürettebatla olabildiğince arasına mesafe koymuş, yemekler dışında pek bir birliktelikleri olmadığına emin olmuştu.

Elbette bu her zaman mümkün değildi çünkü onlar korsanlardı ve diğer tüm korsanlar tarafından da nefret ediliyorlardı. Ayrıca diğer korsan mürettebatları arasında yayılan söylentileri de az buçuk biliyorlardı. Geçen sefer gemiye saldırmaya çalışan korsanlar gemide deniz insanları olduğunu biliyordu.

Onlar bildiğine göre başkalarının da bildiğini varsaymak yanlış olmazdı ve geçen haftalarda bu varsayım gerçeğe dönüşmüştü.

Başka bir korsan ekibinin yakın zamanda saldıracağını düşünerek çoktan bazı hazırlıklar yapmış, gemiyi savunmaya ve saldırmaya hazır hale getirmişlerdi.

Seonghwa bu süreçte abisiyle birlikte eğitimde oldukça büyük bir ilerleme kaydetmişti. Arada onlara katılmaya çalışan Wooyoung'un sızlanmalarıyla sekteye uğrasalar da onu uzaklaştırmak artık Seonghwa için daha kolaydı çünkü çabuk öğrenen bir insan olarak güçlerinin çoğunu Wooyoung'un üzerinde kullanarak pekiştirmişti ve genç olanın uzaklaşmasını bu şekilde kolayca sağlayabiliyordu.

Hiçbir zaman öğrenmek için üzerine düşmediği güçlerin aslında öğrenseydi hayatının büyük bir bölümünü acı çekmeden yaşamasını sağlayabilecek kadar yardımcı olabileceğini yeni fark ediyordu. Güçlerini öğrenmiş olsaydı annesini kurtarabilirdi belki, soyunu kurutabilirdi o acımasız sirenlerin.

Yine de hatanın neresinden dönerseniz kardı sonuçta. Seonghwa kendini o kadar geliştirecekti ki ne sirenler bir daha ona karşı çıkmaya cesaret edebilecekti ne de Horizon gemisinin garip korsanları. Seonghwa onların bir daha kendisini tehdit edemeyeceklerinden emin olacaktı.

Ve biliyordu ki güçlerini tam anlamıyla kullanmayı başardığı gün onun kurtuluşu olacaktı.

🧜🏼‍♂️

Geminin asıl mürettebatı Seonghwa'nın kral olan abisinin gemilerindeki olan varlığı hakkında biraz tuhaf hisler besliyordu. Prens'e karşı olan tek kozları onun güçlerine hakim olmamasından geçiyordu ve kralın gemide bulunmasının tek sebebi prense güçlerini öğretmekti. Hongjoong kozunu kaybettiği için üzülse mi, sonunda Seonghwa kendini koruyabilecek kadar güçleniyor diye sevinse mi bilemiyordu.

Yine de olan her şeye izin verdi çünkü eğer olur da gerçekten Wonderland'e gidebilirlerse Seonghwa'nın güçlerine çokça ihtiyaç duyacaklardı ve prensin bunu başarabilecek kadar güçlü olması gerekecekti. Tek umudu Seonghwa'nın tam gücüne erişmesiyle birlikte ayrılmak istememesiydi.

Belli ki artık Seonghwa'ya her şeyi anlatmak zorunda kalacaklardı, Hongjoong bunun gerçekleşmesini pek istemedi ama artık zorunluluk gibi görünüyordu. Kehanet çok bir şey söylemiyordu aslında, onlara asıl yol gösteren Yeosang'ın kehaneti incelerken yorumladıklarıydı.

Kehanetin bahsettiği şeyler belirliydi:

-Asil kalpli bir deniz insanı

-Saflığın kirletilmesi

-Varis'in ait olduğu yeri bulması

Daha sonra tanrıçanın varise yol göstereceği söyleniyordu. Kendi kanından olanlara sorgusuz sualsiz kendi cennetine kadar eşlik edeceği ve belirli tehlikelerden sakınmasına yardım edeceği hakkında birkaç bilgi de mevcuttu ancak Hongjoong Yeosang'ın ona söylemediği herhangi bir söylentiye inanmakta zorluk çekiyordu.

horizon : seongjoongWhere stories live. Discover now