35|Trente Cinq

753 83 11
                                    

Güneşin ışıklarının yüzüne vurmasına gerek kalmadan kurulu saat edasıyla uyanmıştı Jungkook. Normalde de geç saatte kalkan biri değildi zaten.

Olduğu yerde kollarını ve bacaklarını esneterek gerindi, normal zamandan tek farkı uyandığı yerde yalnız olmamasıydı. Uyku sersemliği hala üzerindeyken sağ eliyle gözlerini ovuşturdu ve esneyerek sola dönüp yanda ki bedene sarıldı. Sonradan aklına gelmiş olacak ki aniden gözlerini açıp yatakta dik bir pozisyona geldi. Yanına baktı.

Dün gece Taehyung'un üstü kapalı itirafından sonra buraya gelmeyi kendisi istemişti. Geldikleri gibi çok fazla oyalanmadan üstlerini değiştirip büyük olanın yatağına kurulmuş, anın çekingenliğinden dolayı da konuşmadan uyumuşlardı.

En azından uyumaya çalışmışlardı.

Şimdi ise yanında ki bedene bakıyor hayran gözlerle izliyordu onu. Kendisine dönerek yan yattığında dolayı büzülen dudakları, kapalı olsa bile görenin kendine hayran bırakan bal gözleri ve sıralı kirpikleri, göbeğini açıkta bırakacak kadar kıvrılmış tişörtü ve yastığın üstüne dağılmış siyah dalgalı saçlarıyla çok güzel görünüyordu. Biraz daha izledikten sonra dayanamamış olacak ki boşta kalan elini  -diğer elinden dik durmak için destek alıyordu- siyah tutamlara uzattı.

Uyumasına rağmen dokunuşuyla dudaklarının hafifçe kırılmasına  sebebiyet verdiğini görebiliyordu. Kolu ağrıdığı için tekrardan yatağa uzanacağı esnada Taehyung'un saçlarında olan eli kendisi tarafından kavranmış ve üstüne doğru çekilmişti. Şimdi ki pozisyonları ise, Taehyung sırt üstü yatmış sağ kolu Küçüğün ince beline sarmalanmış Jungkook'un kafası onun göğsüne denk gelecek şekilde üstüne uzanmış ve sağ kolu da yataktan dışarıya sarkmıştı.

Düşmesinin ardından anın şokuyla yerinden kıpırdamazken saçlarında hissettiği baskıyla girdiği şoktan çıkmıştı. Bir süre sonra hissettiği sıcak dudakların yerini kemikli eller almış ve saçlarıyla oynanmaya başlamıştı.

"Böyle bir sabaha kollarımda seninle birlikte uyandığıma inanamıyorum."

Esmer yeni uyandığı için normale göre daha derin sesiyle konuştuğunda Jungkook yanaklarının allaşmasını umursamadan kollarını üstüne uzandığı adamın beline sardı. Bu hareketiyle bir kıkırtı kazanmıştı büyüğünden.

"Günaydın Hyung." göğsüne yattığı için sesi boğuk gelen Jungkook mırıldanarak konuşmuştu.

"Günaydın bebeğim."

☁︎☁︎☁︎

İkili biraz daha oyalandıktan kalkmış ve güler yüzleri eşliğinde sohbet ederek kahvaltıyı hazırlamışlar, hazırladıkları yiyecekleri yemişlerdi. Kahvaltı faslından sonra Taehyung Jungkook'u gireceği birkaç ders için fakültesine bırakmıştı.

Derslerden sonra direkt okuldan ayrılmak yerine sanat odasına gitmeye karar verdi Jungkook, adımlarını oraya yönlendirdi. Şansına içeride sadece iki kişi vardı, onlarda kendi hallerindeydiler.

Bir tuvalin karşısına geçti. Omzunda ki çantayı yan tarafına bıraktı. Beyaz tuvali kendine göre ayarladı. Birkaç dakika oraya odaklandı sadece, sanki boş tuvalde bir şeyler varmışcasına. Kafasında bazı düşünceler hayal ettikten sonra sol çaprazında bulunan fırçalardan kalın uçlu olanını eline aldı ve hayalinde ki çizimin dış hatlarını oluşturmaya başladı. Önce sol tarafa bir bedeni çizdi. Üstünde ki sweatshirt, neredeyse alnını kapatan uzun saçları ile karşıda ki bir yere odaklanmıştı. Fırça darbeleriyle çizimi renklendirdikten sonra elinde ki fırçayı kenara koyup çizdiği resmi inceledi.

 Cafuné | Taekook ✔︎Where stories live. Discover now