eins

1.1K 110 51
                                    

"Neye güvenerek buraya geldiniz de Minwoo'yu evlat edinmek istiyorsunuz?"

Küstah bir tavırla sorulan bu soruya kaşlarını çatmıştı yan yana oturan ikili. "Neye güvenerek derken?"

Hyunjin'in sinirlenmeye başladığı sesinden belli oluyordu.

"Buradaki çocuklardan birini size vereceğimizi mi düşünüyorsunuz? Gitmişsiniz yurt dışında evlenmişsiniz iki erkek, bir de geri ülkeye dönüp çocuk almak istiyorsunuz?"

Hyunjin, Felix'e sakin kalacağına dair söz vermemiş olsa çoktan kalkıp yumruklamıştı karşısında oturan adamın suratını.

"Özellikle Minwoo'yu almak istiyorsunuz? Onu da kendinize mi benzeteceksiniz?"

Hyunjin içinden bu böyle olmayacak diye geçirip oturduğu yerden kalkmaya hazırlanırken dizine konulan el buna engel oldu.

"Evet Bay Jinyoung onu da kendimize benzetip iyi huylu biri olarak yetiştireceğiz. Sizin aksinize günde bir yemek verip bırakmayacak, her saat ilgileneceğiz onunla."

Ortalarındaki masaya dirseklerini koyup onlara doğru yaklaştı Jinyoung. "Felix Bey sanırım yanlış anladınız beni, bahsettiğim benzetme o değildi."

Felix gelecek cevabı bildiği halde tek kaşını kaldırıp sordu. "Neyimize benzeteceğimizi düşündünüz o halde?"

"Sizin gibi böyle erkeklerden hoşlanmasına mesela, yanlış büyütülmüş olacak ve ben böyle olmaması için ne Minwoo'yu ne de başka bir çocuğu evlat edinmenize izin vermiyorum."

"Erkekse kızdan, kızsa erkekten mi hoşlanmalı yani? Doğru büyütme bu mudur sizin gözünüzde?"

"Aynen öyle Bay Hwang bu yüzden dediğim gibi ben buradayken sizin gibi ibnelere çocuklardan hiçbirini vermem."

Hyunjin duyduklarının üstüne sakinleşme ihtiyaci hissetti. Elini, dizinin üzerindeki Felix'in elinin üstüne koydu.

"Sizin yetimhanenizdeki bir çocuğu almak istiyor olmamız, bize ağzınıza geleni söyleme izni vermiyor."

Jinyoung oturduğu yerden kalkıp kapıya doğru ilerlerken gözlerini Felix'ten çekmedi. "Ağzıma geleni değil, olduğunuz kişiyi söylüyorum. Daha bunu kabullenememişken birde çocuk yetiştireceğinizi söylüyorsunuz."

Kapıyı açıp eliyle dışarıyı gösterdi. "Gidip başka bir yetimhanede şansınızı deneyin. Bir daha da buraya adımınızı atmayın."

Hyunjin biraz önce tuttuğu eli de beraberinde kaldırıp kapıya doğru ilerlerken alt dudağını dişleri arasına aldı. O sırada Felix gözlerini Jinyoung'un gözlerine çıkardı sinirle.

"Sizi şikayet edip buranın elinizden alınmasını sağlayabileceğimizi biliyorsunuz değil mi?"

Jinyoung gerilmişti. Bunu biliyordu tabii ki ama karşısındaki iki adamın da bunu biliyor olmasını beklemiyordu.

Araştırmalarını iyi yapmışlardı.

Jinyoung onları etkisiz hale getirmenin yolunu bilmiyor olsa, şu an bile alıp çıkabilirler Minwoo'yu.

"Beni şikayet etmeyi düşündüğünüz için bile Minwoo'ya yapabileceğim şeyleri biliyorsunuz değil mi?"

Hyunjin, Felix'in gözlerine baktı, kafasını yana yatırdı, gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı ve tuttuğu eli bıraktı.

Bunu yaptığı için pişman olacağını biliyordu ama yapmasa daha çok pişman olacaktı. Biraz önce duyduklarının acısını çıkarmak için vuruyordu adamın yüzüne.

slump, hyunlixWhere stories live. Discover now