9. Bölüm "Beni Tahrik Etmeyi Bırakmalısın"

1.5K 106 105
                                    

Zemin Kat - Benim Hiç Kimsem Yok

Rica ediyorum yıldızlamayı ihmal etmeyin. Yorumlarınız kıymetli, keyifli okumalar❤

Alper'in arabayı evime sürmediğini anlayınca ona döndüm. "Nereye gidiyoruz?"

Yüzüme bakma gereği duymadan "Sarhoş musun?" demişti. 

"Değilim," dedim dudaklarımı elimde olmadan aşağı doğru büzerken. Değildim. Gerçekten. Sadece biraz gevşemiştim.

Arabayı durdurduğunda dışarı baktım. Onun evine yakın bir kafenin önündeydik. Daha önce de defalarca geldiğimiz bir yerdi.

"Bir kahve içelim." demiş ve arabadan inmişti. Onun mekana doğru yürüyüşünü izlerken derin bir nefes aldım ve ben de indim.

Önüme konulan Türk kahvesini içmek için kıpırdandığım sırada Alper'in benden ayırmadığı bakışlarını görmezden geliyordum. Kahvemden koca bir yudum alıp gözlerimi kapattım. Acı kahvenin gevşemiş olan  vücudumu rahatsız ettiğini fark edince gözlerimi araladım. Alper hâlâ bakıyordu.

"Kimdi o?"

Omuz silktim. "Arkadaşım."

Kaşları havaya kalkıp indi. Dudaklarını yaladı. Kahveden küçük bir yudum aldı. "Takılmıyorsunuz yani?"

Göz devirmemek için direndim ve başarılı da oldum. "Artık takılmıyoruz."

"Kızım az önce öpüşüyordunuz? Yani nasıl oluyor da artık takılmıyorsunuz?"

Kıkırdamaya başladım. Ancak Alper'in şapşal ifadesi kendimi durdurmamda zorluk yaratıyordu. Gülüşüm şiddetlenmiş kahkahalarımı durduramamaya başlamıştım. Gülmeye devam ettikçe vücudum yanıyordu sanki. Ellerimi yelpaze gibi yüzüme doğru sallarken sakinleşmeye çalışıyordum. Sonunda birkaç kere öksürerek kendimi durdurmaya çalışmış, başarılı olmuştum. Yüzümün kıpkırmızı olduğuna emindim. Kahvenin yanında gelen sudan içtikten sonra Alper'e baktım.

"Çok klişe ama ayrılık öpücüğü gibi bir şeydi."

Alper kahvesini kafasına dikmiş ve acı olmasını önemsemeden telvesi kalana kadar içmişti.

Düşündükçe içimi titreten o öpücüğün etkisinden çıkamadan Alper'e hesap verdiğime inanamıyordum. Öfke, arzu, hırs ve tanımlayamadığım yoğun bir duygu daha iç içe geçmiş düşüncelerimi bulanıklaştırıyordu. Elimden gelen en iyi şeyi yapmalıydım. Görmezden gelip umursamaz görünmeliydim. Aslında gerçekten umursamazdım. Kerim'in dudaklarının yarattığı sarsıntı, bedenimi ve zihnimi ele geçirmeseydi rol yapmama gerek yoktu. Salgılamayı başardığı seratonin gece boyu etkisini hissetmenin tadını çıkarmak varken ben burada berbat bir kahveyi yudumluyordum.

"Bize hiç bahsetmedin?" Gücenmiş görünüyordu.

"Ciddi bir şey değildi."

"Yine de anlatırdın."

Omuz silktim. "Önemsemedim."

"Öyle olsun."

Bir süre sonra okları onun hayatına yönlendirmiş, sormuş olduğum sorularda dikkatleri -en azından onunkini- Kerim'le olan öpüşmemizden çekmeye çalışmıştım.

Fakat gece ilerledikçe ve bedenim ağırlaşmaya başlayınca durgunlaşmıştım. Gözlerimi ovalarken makyajımı berbat etmem umrumda değildi. Alper daha kötü hallerimi görmüştü.

You've reached the end of published parts.

⏰ Last updated: May 09, 2022 ⏰

Add this story to your Library to get notified about new parts!

GARDENYA Where stories live. Discover now