anne

244 26 117
                                    

---♡---

Hepsinin birbirinden yüksek olduğu binalardan birinin önünde duran iki pamuk şeker kafalı kardeş, on beş dakikadır girmeleri gereken kapının önünde yuvarlaklar çizip günler öncesinden planlanmış bu buluşma için ruhen hazırlanmaya çalışıyorlardı.

Rindou'nun küçük Kawata ile bir ilişki içinde olduğunu öğrenen annesi, hemen onunla tanışmak istemişti. Nahoya ile zaten uzun zaman önce tanışma fırsatları olmuştu.

Büyük olanla tanıştığı gün, çoğu şeyi takmayan Nahoya'nın bile her şeyi kafasına takıp paranoyaklaşmasına, hem Ran'ın hem kendisinin huzurunun kaçmasına neden olmuştu.

Kendisi ne kadar iyi niyetli bir kadın olsa da kelimelerine pek dikkat ettiği söylenemezdi. Yine de kendi çocukları tarafından bir melek olarak görülürdü.

"Sou, onun dediği hiçbir şeyin bir önemi yok. Sakın aklında yer edinmesine izin verme."

Mavi saçlı abisinin tahminen otuzuncuya yaptığı uyarıyı başıyla onaylayıp geçiştirdi. Rindou'dan gelen "Bir şey mi oldu?" "Neredesiniz?" merkezli mesajlara daha fazla göz ardı edememişi. Çoktan açılmış büyük siyah kapıyı tüm gücüyle iteleyerek apartmana sonunda girebildiler.

Souya'nın hemen arkasından içeri ilerleyen Nahoya, titreyen bacaklarına rağmen kardeşinin önüne geçerek asansörü yakaladı.

On yedinci kata gelene kadar asansörde çıt çıkmadı.

Dar alanın hareketinin durmasıyla ışık kapanmadan kendilerini koridora attılar.

Pekala müstakil küçük bir evde yaşadıkları için bu binaları çözmeleri hala sürüyordu.

Asansör her seferinde yer mi değiştiriyordu?

T şeklindeki koridorda bir süre dönüp durduktan sonra sonunda metale kazınmış tanıdık kanjileri bulabildiler.

Souya zile basmıştı ki, adeta arkasında biri bekliyormuş gibi hızla kapı açıldı. Her zamankinden daha heyecanlı bir Rindou gergin sevgilisine sırıtıyordu.

Souya'yı kaptığı gibi dudaklarına bir öpücük kondurup kollarını bedenine dolayarak kokusunu içine çekti.

"Hoşgeldin Souyacım! Yolda bir şey oldu diye ödüm koptu. Mesajlarıma cevap veremiyorsan aramalısın!"

"Hoşbuldum balı-"

"Rin! Misafirlerimiz geldi mi?"

Mavi saçlının lafını bölen kadın sesi sevgilisine sarılmanın getirdiği rahatlığı bir saniyede silip süpürebildi.

Souya, içeri girdiği gibi sadece fotoğraflarda gördüğü kadının önünde eğilip evde sonsuz kere tekrarını yaptığı gibi selamladı. Ancak kolundan çekilmesiyle pekte rahat sayılmayan bir sarılmanın kurbanı oldu.

"Nahoya sana resmiyeti sevmediğimi söylemedi mi tatlım? Böyle şeylere hiç gerek yok!"

Souya bu zamana kadar yaşadığı en büyük şokun etkisindeydi. Abisi onu kandırmış mıydı yoksa? İmkansız. Nahoya'nın gecenin bir saati "Rüyamda o cadıyı gördüm." diyerek onun yatağına kurulduğu zamanları çok net bir şekilde hatırlıyordu.

Belki de sorun müstakbel kaynanasında değil abisindeydi? Bu düşünce aklını yatınca bir nebze rahatladı.

"Bizi ağırladığınız için teşekkür ederiz Haitani san. Sizinle tanışmayı çok istiyordum."

Tabiki de istemiyordu. Ama minik detayları kurcalamamalıyız. Souya'yı kolları arasında boğması bittiği gibi diğer ikize ilerleyip aynı boğuculukla kollarını doladı.

cat • rinsouWhere stories live. Discover now