14.BÖLÜM

212 25 22
                                    


Uzun bir aranın ardından yeni bölüm gelmiş bulunmaktadır, maalesef bu aralar iki kitabıma da bölüm yazmakta zorlanıyorum o yüzden de bölümler biraz geç geliyor.

Güzel bir bölüm olduğunu düşünüyorum umarım sizlerde beğenirsiniz, hepinize iyi okumalar...








Mahru'nun Anlatımından

Olaylı geçen bir gecenin sonunda depoya gidip üzerimi değiştirdikten sonra eve gidip biraz dinlendim. Sabah erkenden kalktım ilaçlarımı içtim ardından da Göksu ile konuşup bugün işe gelmeyeceğimi söyledim, sonrada dedemlerin evine gitmek üzere yola çıktım.

Eve geçtiğimde Tuna çok sevinmişti, ayrıca bu akşam içinde çok heyecanlıydı sonuçta çok sevdiği Elif öğretmeninin ailesi ile tanışacaktı. Tuna heyacan ile evin içinde dolaşırken bende biraz dedemle konuştum, annemin durumu her geçen gün daha iyiye gidiyordu ve bu durum doktorlarının daha fazla umutlanmasına neden oluyordu hatta dedemin dediğine göre doktoru yakın bir zamanda annemin uyanabileceğini söylemiş.

Aldığım bu haber hastalığımı bana unutturdu ve kalbimde ki umut tohumlarının büyümesine neden oldu. Akşam gelecek olan çok önemli Bayraktar ailesi için yoğun bir hazırlık vardı, bende Hacer teyzeye yardım etmek için mutfağa girdim.

Benimde yardımım ile her şey eksiksiz hazırlanmıştı, geri kalan  şeyleri onların halledeceğini bildiğim için ben odama çıktım ve hızlı bir duş alıp hazırlanmaya başladım. Elbise giymek istemediğim için siyah bir büstiyer giyip üzerinede ceketli kırmızı takımı giydim son olarak hafif bir makyaj yaptım tam bu sırada odamın kapısı açıldı ve içeriye Tuna girdi.

Beyaz gömlek giymiş altınada kot pantolon giymişti ama gömleğin bir kaç düğmesini yanlış yere taktığı için yamuk duruyordu, söylenerek benim yanıma gelmeye başladı.

"Abla, bu ne-den tuhaf dur-uyor?"

"Hım bir bakalım, acaba şu iki düğmeyi yanlış taktığın için olabilir mi?"

Tuna gösterdiğim yere baktı ve tebessüm ile bana bakıp başı ile onayladı onun bu tatlı haline daha fazla dayanamadım ve kendime çekip sıkıca sarıldım ardından da gömleğini düzeltim ve ayağa kalktım.

"Evet beyfendi söyleyin bakalım nasıl olmuşum?"

"Her za-manki gi-bi çooo-ok güze-lsin abla."

"Eee hazır olduğumuza göre artık aşağıya inelim."

Tuna elimi tutu ve birlikte merdivenlerden indik, dedemde hazırlanmıştı ve koltukta oturuyordu. Tuna'yı dedemin yanına bıraktıktan sonra onlardan uzaklaştım ve Yekta'yı aradım.

Yekta ile konuştuğumuzda araştırmasını istediğim konu hakkında şu anlık bir bilgiye ulaşamadığını ve sanki hiç bir şey yaşanmamış gibi olduğunu söyledi. Anlaşılan o ki birileri yaşanan her ne ise saklıyordu ve bunu yapan eminim ki Fahri Gümüş'ten başkası değildi. Bu konuyu daha müsait bir zamanda düşünmeye karar verdim ve dedemlerin yanına döndüm.


Aradan geçen yarım saatin ardından zil çaldı ve tuna koşarak kapıya gitti bizde dedem ile ayağa kalktık. Bir süre sonra içeriye önce güler yüzü ile Ümran teyze girdi ardından da Elif geldi, onun arkasında da Arat göründü ama gördüğüm görüntü şaşırmama neden olmuştu.

Arat'ın kucağında iki-üç yaşlarında tatlı bir kız vardı, ben daha üzerimde ki şaşkınlığı atlatamadan arkasından gelen kişi ile şaşkınlığım hat safhaya çıkmıştı, tam karşımda hafif bir tebessüm ile bize bakan Yusuf amca vardı. Dedem sıra ile hepsi ile tokalaştı sıra Yusuf amcaya geldiğinde ise şaşkınlıkla konuşmaya başladı.

İÇİMDEKİ KARANLIK (GECE)حيث تعيش القصص. اكتشف الآن