13.BÖLÜM

209 25 35
                                    

Ben geldim ve güzel olduğunu düşündüğüm bir
Bölüm ile geldim. Umarım sizlerde benimle aynı fikirde olursunuz.

Bu arada, DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN. Unutmayalım ki bir kadın, bir insandan çok daha fazlasıdır. Bir hayat var etme, onca acıyla başa çıkma ve bir şekilde her zaman odadaki en güçlü kişi olma gücüne sahip.

Umarım kadınların şiddet görmediği, öldürülmediği ve hor görülmediği daha güzel yıllarımız olur.

Sizleri bölümle baş başa bırakıyorum.⭐️❤️💙🌙





Arat'ın Anlatımından

Beste'yi eve getirdiğimde ve artık bizimle kalacak olduğunu söylediğimde en çok annem ve Elif sevinmişti, geçen zamanda nerdeyse iki yıl oldu ama Beste'ye her baktığımda kalbimde ki acı ilk günkü gibi sızlıyordu.

Hep aynı sözler zihnimin içinde yankılanıp duruyordu; Arat, onu koru özelikle de kendi dedesinden koru. Bir çocuğu, masum bir canı öz be öz dedesinden korumak zorunda olmak, ona gözünü kırpmadan zarar verecek olduğunu bilmek çok acı bir şeydi ama o soysuz adamın Beste'ye zarar vermesine asla izin vermeyecektim.

Beste, bizim evimizin kıymetlisiydi o bize bırakılan en güzel emanetti. Henüz geleli bir kaç saat olmuştu ama onunla birlikte evimize neşe ve huzur gelmişti. Ben ise huzurumuzun bozulmaması için her şeyi yapacaktım.


Mutlu bir şekilde sonlandırdığımız geceden sonra ertesi gün Mahru ile görüşmek için şirkete gittik, içeriye girdiğimizde Mahru'nun hiç iyi olmadığını fark ettim.

Fazlası ile halsiz görünüyordu ve ayakta durmakta zorlanıyordu, toplantı bitmişti ve biz gitmek için ayağa kalmıştık ki Mahru bir anda fenalaştı ve bayıldı, ani bir hareket ile yere düşüp zarar görmesini engelledim ve onu kucağıma aldım, asistanı ise  endişe ile Mahru'ya bakıyordu.

"Mahru hanım?"

"Neyi vardı Mahru'nun, bir şey fark ettin mi?"

"Başı ağrıyordu hatta benden bir kaç kez ağrı kesici istedi."

"Tamam, sen sakin ol bir şey olmayacak. Ayaz, sen arabayı çalıştır hemen hastaneye gidelim."

Ayaz bizden önce aşağıya indi, bizde tam şirketen çıkıyorduk ki bir adam endişe ile bize doğru gelmeye başladı ve Mahru'ya bakarak konuşmaya başladı.

"Mahru! Göksu, Mahru'ya ne oldu?"

"Bilmiyorum Yekta bey bir anda bayıldı, bugünde benden ağrı kesici istemişti."

"Allah kahretsin! Kesin hata oldu ve bana söylemedi."

"Beyfendi önümüzden çekilirseniz Mahru'yu hastaneye götüreceğiz."

"Bende sizinle geliyorum."


Daha fazla vakit kaybetmeden arabaya bindik, Mahru'yu dizime yatırmıştım böylece Yekta denen adamda ön koltuğa oturmak zorunda kalmıştı.Mahru dizimde yatıyordu ve araba sarsıldıkça saçları elime dokunuyordu.

Saçları fazlası ile yumuşaklardı bir anlığına saçlarına dokunmak ve onları sevmek istedim ama kendime engel oldum, daha doğrusu engel olmaya çalışıyordum. Üstüne üstelik saçlarından yayılan Yasemin kokusu beni mest ediyordu, gözlerim kendiliğinden kapanmıştı kokusu beni tesiri altına almıştı ve tam ellerim saçlarına gidiyordu ki Ayaz'ın kornaya basması ile kendime geldim.

Nihayet hastaneye gelmiştik, Mahru'yu hemen müdahale odasına aldılar, biz ise dışarıda bekliyorduk. Yekta denen şahıs yerinde duramıyordu, fazla hatta haddinden fazla endişeliydi Ayaz daha fazla dayanamamış olacak ki Yekta'nın yanına giti ve onunla konuştu. Bir süre sonra da doktor odadan çıktı, bizde hemen yanına gittik.

İÇİMDEKİ KARANLIK (GECE)Where stories live. Discover now