"Kızın yanında doğru konuşsanıza lan gerizekalılar! Allah'ım birdi iki oldu bunlar! Sabır." elini ciddi ciddi açıp dua eden Efe abiyede tuhaf tuhaf bakmayı kesemedim.

Acaba ben buraya gelerek hata mı yaptım?

■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■■

"Kimse beni bu odadan dışarı çıkaramaz!"

İnatla odadan dışarıya çıkmazken Efe abinin belimden tutup havaya kaldırmasıyla kendimi odanın dışında buldum.
Bu kadarı fazla ama!

Ben kendi kendime çırpınırken o yürümeye devam ediyordu. Çuval taşıyor sanki paşamız. Merdivenlere yaklaştığımızda kaderime boyun eğdim artık.

Ne mi oluyordu? Şöyle izah edeyim, aşağıda bir topluluk var ve hepsi beni tanımak istiyor.

Buna ataerkil bir toplumun içinden gelen ve asla kız torunu kabullenemeyen bir sülale olduğunu da dahil edelim. Bu bilgiyi nereden mi öğrendim?

Alper'in Ali abiye gizli gizli 'ne yapacağız' diye sorarken duydum. Saçmalamayın tabii ki de onları dinlemedim.

Yani onlarda ulu orta yerde konuşmasalarmış.

Merdivenlerin bitmesine son basamak kala artık aşağıdan gelen sesler de daha netleşince içimden besmele çekmeye başladım .

Sanırım içinden kısmını unutmuşum.

Bunu da Efe abinin gülmesi ile fark ettim.

Umarım içimden düşündüklerimi de ortamda söylemem yoksa büyük bir ihtimal sülalenin en sevilmeyen ve reddedilen torunu,yeğeni ve kuzeni ilan edilecektim.

Ne kadar da güzel başlangıç yaparım ama...

Efe abi çok şükür beni indirirken ben salondaki gözlerin beni süzmesinin bitmesini bekledim bi süre.

Ayrıca neden kalabalık değil?

Hani aşiret falan değiller mi? Şöyle 5 amca 30 kuzen falan?

Tek kız sensin bence ordan bi benzedi klişeye?

Neden ataerkil bir sülale olduğunu anladım ben.

Kız yok ki hiç!

Yutkunup artık hareket etmem gerektiğini kendime hatırlattım.

"Merhaba,hoşgeldiniz." En samimi gülüşümü ben onlara sunarken ortamdaki en yaşlı kadın ki bu sanırım babaanne olan kadın, yüzünü ekşitti.

E ben daha bir şey yapmadım ki!

"Aynı annesi!" Sessiz söylediğini varsaydığı şeyi herkes duymuştu. Yüzümdeki gülüş sönerken abi tayfasının babaanneyi uyarması bir oldu.

"Ay ne var! Anası kılıklı işte." Sakin kalmaya çalışırken orta yaşlı kadın girdi araya bu sefer.

"Anne deme öyle. Gel kızım tanışalım biz önce bi." Gülümseyerek ayağa kalkıp bana elini uzattı.

Şaşkınlıkla oraya ilerlerken uzattığı elini tuttum.

"Ben Reyhan Yengen. Büyük amcan Uygarın eşi şurdaki kuzularımın da annesiyim. " gülümseyerek önce işaret ettiği yere baktım. Bahsettiği amcam uzun boylu heybetli biriydi. Hafif kızıla kaçan kumraldı. Gülümseyip başını eğdi. Ben de aynı şekilde karşılık verdim hemen. Kuzuları tabirini kullandığı kişiler kuzu değil olsa olsa koç tosun falan olurmuş.

Abiler bana düz bir şekilde bakarken daha fazla oraya bakmadan gözlerimi çektim.

"Ben de Müjde yengen tatlım. Eşim de küçük amcan Zafer. Bak şurada yemek vaktini beklediğini asla belli etmeyen adam."gösterdiği yere baktığımda elindeki sarma tabağı ile gözlerini kıstı adam. İstemeden bu duruma gülerken Müjde yenge devam etti.

"Şuradaki suratsız paşa ile şu küçük dağları ben yarattım diye bakan paşa da benim çocuklar." Gösterdiği yere baktığımda suratsız paşa göz devirirken  küçük dağları yarattım diyen ise kaşlarını havaya kaldırdı.

Kuzen ordusu da maşallah baya sevimli!

"Memnun oldum." Asıl tanışmam gereken kısım olan büyüklere yönümü döndüm.

Bismillah!

Dedenin eline yönelmiştim ki elini vermeyip ayağa kalktı.

Al işte!

Gözlerim dolmasın diye kendimi tutarken hiç beklemediğim anda kollarının arasına aldı.

"Hoşgeldin kızım, torunum."şaşkınlığımı daha atlatamamışken dedem geri çekilip yanaklarımı iki elini koydu.

"Ben Arslan Uluhan. Senin deden, bu sıpaların da babasıyım. " biraz yaklaşıp sessizce konuştu bu sefer.

"Babaannenin laflarına takılma. Kabullenecek." Yüzümdeki  minnet duygusunu görmeyen yoktu biliyordum ki.

Bababanneye doğru dönüp eline uzanacaktım ki yönünü değiştirdi.

"Öpmüş kadar oldun tamam!" Geri çekilirken gözlerim Efe abiyi buldu. Bana gülümseyerek bakıyordu. Gözleri ile yanını işaret edince valla uçarak oraya geçtim desem yalan olmazdı.

"Ee tanışma faslı bittiğine göre,yemeğe mi geçsek?" Küçük olan Zafer amcamın önerisi ile herkes yavaştan yemek masasına doğru ilerledi. En geriden giderken kolumdan tutulması ile o tarafa döndüm.

Suratsız olan çocuk beni süzdü önce. Sonra samimiyetten yoksun gülümseme kondu yüzüne.

"Dedemin seni kabullenmesi bir şey değiştirmez kızıl kafa.  Senden hazlanmadım ve kesinlikle sen de bir bok var. Bu günlerini iyi geçir."kolumdaki elinin baskısı artınca çekmeye çalıştım yüzüm buruşurken.

"Boran oğlum hadi! Kuzeninle gelin!"

Boran kolumu bırakırken göz devirmeyi de ihmal etmedi.

Gözüm açıktaki koluma kaydı.

Parmak izlerinin derime işlenmesi...

Sanırım bu daha başlangıçtı.

Yazar öldün mü? Diye soracaksınız biliyorum ama üni ölümden de betermiş 🙁

Seçtiğim bölüm zordu evet ama yine de höh yanii

Sınavlarım,ödevlerim ve projelerim yeni yeni bitmişken hemen bölüm yazdım sizlere.
Ayrıca sınava giren ve sınav hakkında en ufak soru cevap duymak istemeyen bebeklerimin de aklı dağılsın istedim🧡

Zor bir süreç ve ben de o süreçten geçerken sizler gibi yıprandım. Ama unutmayın ki önemli olan biziz.

Sınava bir daha hazırlanırsınız ama kendinizi bir daha bulamazsınız💜

Sınav dönemi ile ilgili yorumlarda buluşun ve gerekirse kendinize sonuç bekleme buddy bulun xkajxjsjx

Şahsen  ben buldum ve daha çok eğlenerek bekledim😅

Yeni bölümde görüşmek üzere ❤❤❤

🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁🍁

ALÇİNWhere stories live. Discover now