Hızla duvara tutunduğumda gözlerimi sıkıca kapattım.
Banyodan çıktığımda dolaptan rahat bir kapüşonlu ve eşofman alıp giydim. Tavandaki cama baktığımda gökyüzündeki yıldızları izledim bir süre. Yarışmada birinci olmuştum ama beni destekleyen bir ailem yoktu bile. Aklıma beni destekleyen Jeonginler gelince dudaklarım istemsizce hüzünle kıvrılmıştı.
Kapıyı açıp merdivenleri hızlıca indiğimde salona bakmadan direkt mutfağa girdim. Gece olduğundan çalışanların şuanda evde olması yasaktı. Haliyle mutfak da boştu. Tezgahdaki hazır yemeklere baktığımda yutkundum.
"Sunghoon?"
Babamın sesini duymamla olduğum yerde irkildiğimde hızla arkama döndüm. Annem geldi zannedip korkmuş olmamı babam farkedecek olmuştu ki gözleri değişik bir hal aldı.
"Seni korkuttum mu?" Cevap vermediğimde titreyen ellerimi yavaşça arkama doğru götürdüm. Ellerim nedensizce çok titriyordu.
"Özür dilerim. Sadece seni görmek için buraya gelmiştim. Benim yanıma gelmeyince ben de senin yanına geliyordum."
"Sanırım yemek yiyecektin?"
Babam tane tane konuşurken sadece dinliyordum. İlerleyip tezgahtaki yemeklere baktığında bir tanesinin kapağını kaldırıp bana baktı. Gülümsediğinde sanki çok önemli bir şey söylüyormuş gibi konuştu.
"Tost yemeye ne dersin?"
Babamın tost yapmasını izlerken mutfak masasında oturmuş onu bekliyordum. Bir tane tost yapmış ikincisine başlamıştı. Sabahtan beri bir şey yemediğimden sadece bir kaç ısırık alıp bırakacaktım. Böylece hem o iğrenç listedeki yemekleri yemeyecektim hem de az kalorili bir şekilde midemi yemek yediğimi düşündürerek kandıracaktım.
Ne yersem yiyeyim kusuyordum.
"Annem nerede?"
İlk defa konuşmamda annemi sormam babamı üzmüş olacaktı ki kafasını eğdiği yerden bana çevirdi.
"İşleri çıkmış gelmeyeceğini söyledi."
Söylediği cümleye karşılık öyle bir tiksintiyle söylemişti ki iş kelimesini, yavaşça başımı salladım. İkimizde işinin çıkmadığını biliyorduk.
"İlaçlarını içmeni söyledi." Kafamı eğdiğimde ellerimi koluma götürmüş ve yavaşça çizmeye başlamıştım. İlaçlarımı içmediğim zamanlarda annemin bana neler yaptığını hatırladığımda gözlerimi sıkıca kapattım.
"Tostlar pişti. İçecek ister misin?"
Kafamı hayır anlamında salladığımda tost tabağını önüme koymuş ve yanımdaki sandalyeye oturmuştu. O bir kaç ısırığı ard arda yerken yutkunarak onu izliyordum.
Onun gibi yemek isterdim.
Bir ısırık daha aldığında gözlerini bir ısırık bile almadığım tostuma çevirdi. Kaşlarını çattığında bu sefer gözleri bendeydi.
"Sunghoon tostundan hiç ısırık almamışsın. Annen bir şey demeyecektir eminim, yer misin lütfen?"
Elindeki tostu bırakıp tamamen bana odaklandığında babamın beni çok iyi tanıdığını bir kez daha anladım. Ama annem yüzünden yememezlik yaptığımı düşünüyordu.Yaşanan çoğu olayı bilmiyordu. Eskiden neler yaşadığımı neler olduğunu bilmiyordu. O iyi olduğu kadar da kötü bir babaydı.
Ailem hiçbir zaman iyi birisi olmamıştı.
Gözlerimi tostuma doğru çevirdiğimde zorda olsa bir ısırık almış ve kusmamak için elimle ağzıma tutarak yemeye çalışmıştım. Babam yediği tostuna kaldığı yerden devam ediyordu. Bir kaç ısırık daha aldığımda tadının güzel olduğunu anlamamla gözleri kapattım. Bir ısırık daha aldığımda kapıda annemin belirmesiyle lokmamı çiğnemem durmuştu.
