- 25. Bölüm-

2.4K 243 59
                                    

Üzülerek yazıyorum ama neden diğer bölüme azıcık yorum yapıldı??Ben asıl o bölüme bolca yorum gelir diye düşünüyordum.. Sırf size inat Sehun'un başına kötü bir şey getireyimde görün*şirince tehdit etti* Birde sesi soluğu çıkmayan sevimli okuyucular , hiç mi değeri yok bu hikayenin ?? Depresyona girerim valla ... T_T

*********

Sehun, tamamen kendine geldiğinde, Jongin, onu kollarının arasına alıp, bodrum katındaki o sihirli odadan çıkardı. Sehun'u kendine getiren şey aslında içecek falan değil, Jongin'in onun için döktüğü göz yaşıydı.

Hep birlikte üst kata çıktılar. Salondaki üçlü geniş olan koltuğa , Sehun'u yavaşça bıraktı Jongin.

''İyi misin Sehun ?'' Jongin nazikçe onun saçlarını okşarken sordu. Bir şey olacak diye gözlerinin içine bakıyordu.

Sehun, Jongin'deki endişeyi hissetmişti. Onu rahatlatmak için yüzüne kocaman bir tebessüm yerleştirdi. ''İyiyim ben, ama sen neden böyle görünüyorsun ?''

''Nasıl ?''

Sehun, elini kaldırıp Jongin'in yüzünü kavradı. Şefkatle dokunup , '' Yorgun gibi, hasta gibi, gözlerinin altları da çökmüş. Kendine dikkat etmiyor musun ? Yoksa benim başıma gelen şey yüzünden mi ?'' sordu. Endişesinde haklıydı Sehun. Çünkü Jongin , Sehun'un varlığına o kadar alıştırmıştı ki kendini, o yanında yokken doğru düzgün uyku dahi uyuyamamıştı. Özellikle son iki gündür neredeyse gözünü dahi kırpmamıştı. Anca sabaha karşı, yorgun düştüğü için , birkaç saat dinlenebilmişti.

Jongin, gülümseyip yanağında olan elin üzerine kendi elini getirdi. ''Merak etme iyiyim. Sadece biraz uykusuz kaldım ondan. Hem senden daha önemli değil.''

''Benim yüzümden uykusuz kaldın öyle değil mi?''

''Senin yüzünden mi? Tabi ki hayır bebeğim , eğer ben olmasaydım , yani o şeyi yapmak için aceleci davranmasaydım belki de senin başına bu şeyler gelmeyecekti.'' Jongin'in , sesinden üzgün ve pişman olduğu belliydi. Tüm bu şeyler için kendini suçluyordu.

Sehun , uzandığı koltukta biraz yukarı kayarak , sırtını koltuğun başlığına yasladı. Jongin'in de yardımıyla istediği gibi oturabilmişti. ''Jongin'' dedi Sehun. İki eliyle birden Jongin'in üzgün ve yorgunluktan çökmüş olan yüzünü avuçlarının arasına aldı. ''Bana bak Jongin. Şuan buradayım , senin yanındayım öyle değil mi ? Asıl sen olmasaydın belki de ben asla o kadar mutlu olamayacaktım. Senin sayende bu haldeyim. Daha da güzeli benim gerçek aşkım sensin Jongin. Ne kadardır oradaydım bilmiyorum ama , ben hep geleceğini ve beni bulacağını biliyordum. Bu yüzden lütfen daha fazla kendini suçlama olur mu ? Seni üzgün görmek istemiyorum'' dedi Sehun ve uzanıp sevdiği adamın dudaklarına bir öpücük kondurdu. Geri çekilip , '' Anladın mı beni Jongin, seni üzgün görmek istemiyorum ve seni seviyorum'' dedi.

Jongin, aldığı öpücükle gülümseyip başını salladı. '' Tamam bebeğim , şuan benim seni rahatlatmam gerekirken sen beni teselli ediyorsun. Oh Sehun , benim sevimli hayaletim bende seni seviyorum'' deyip , tekrardan Sehun'u öptü.

''Öhöh , dostum , aşkınızı bölmek istemem ama biz hala buradayız.'' Chanyeol , orada olduklarını hatırlatmak için boğazını temizledi.

Baekhyun , onun yaptığı bu hareketle dirseğini onun karnına vurdu.'' Rahat bırak onları , baksana çok tatlılar'' Sekai için fangirllük yaparken söylendi .

Chanyeol , yalandan inledi. '' Ah ! Bu acıttı. '' karnını tutuyordu.

Baekhyun , gözlerini devirip, '' O kadar sert vurmadım aptal'' dedi.

Ev Arkadaşım Bir Hayalet! √Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin